2| Dracula and Juliet

13.9K 1.1K 1.5K
                                    



"Senin sorunun ne biliyor musun, Jimin?" Jungkook işaret parmağını duvara yaslanmış olan devasa tuvale dokundurdu ve çoktan kurumuş olmasına şaşırdı. "Çok yaşlısın."

Normal şartlarda Jungkook, Jimin'i severdi. Onu yıllar önce sıtmadan ölmemesi için dönüştüren o olmuştu ve beraber geçirdikleri bunca yıldan sonra aile sayılırlardı. Yoongi ve Jimin onun her türlü pisliğini temziler, dertlerini dinler ve kendini koşulladığı bu yalnızlık dolu hayatında yakını sayılabildiği nadir kişilerdendiler. Her ne kadar onlardan hoşlanmıyormuş gibi davransa da ikiside Jungkook için son derece değerliydi. Sahip olduğu aileye en yakın şey bu koca ev ve içindekileriydi. Daha fazlasına da ihtiyacı yoktu.

"Senden sadece 58 yaş büyüğüm, Jeon." dedi Jimin elindeki fırçayı rastgele tuvaline sürerken.

Jungkook birkaç adım geriye gidip Jimin'in neredeyse bitirmek üzere olduğunu tahmin ettiği eserine bakarken ne olduğunu anlamaya çalıştı. Başını sağa yatırıp tekrar denedi. Ve sonra da sola.

Olmuyordu. Hiçbir şeye benzetememişti bu rastgele şekilleri ve uyumsuz renkleri.

Jimin de birkaç adım geriye gelip onun yanında durdu. "Ne düşünüyorsun?" diye sordu sesindeki belirgin heyecanla.

Jungkook gözlerini kısıp son bir kez şansını denedi. "Bir vajinaya benziyor."

Jimin elinin tersiyle onun omzuna vurdu.

Jungkook gözlemlerine devam ederken bir yandan da yüzünü buruşturdu. "Yoongi bunu salona asmana asla izin vermez." dedi ellerini göğsünde birleştirip. "Üstelik bunun için gerçek kan kullandığını duyarsa seni evden atabilir."

Jimin onu umursamadan tekrar cinsel organlarla ilgili çalışmasına döndü. "Sentetik kan fırçlarıma zarar veriyor."

"Sentetik kan bana da zarar veriyor, Jimin." dedi Jungkook sesini yükselterek. "Bu yüzden milyonlar harcayıp gerçeğini satın alıyorum."

Jungkook görmese bile Jimin'in gözlerini devirdiğini duymuştu. Hassas kulaklar. Uzun hikaye.

"Sentetik kan sana zarar vermiyor Jungkook. Sadece mızmız bir drama kraliçesi olduğunu kabullenemiyorsun." Jimin soluk maviyi fırçasının ucuyla sürmekte olduğu yere yaydı. "Eğer olsaydı bu senin kanında var derdim ama eminim bunu kabulleneceğine kendini ısırmayı yeğlersin."

"Bunun için bir beşlik hak ediyorsun Jiminie." dedi Jungkook. "Tam yüzünün ortasına."

-

Jungkook okul içinde sahip olduğu korkutucu aurası sayesinde sinir bozucu insanları kendinden uzak tutabiliyordu. Öğretmenleri de dahil olmak üzere okul içindeki her insan o koridorlardan geçerken heyecanlanır ve tedirgin bir ruh haline bürünürlerdi. Jungkook onlara kalbin aynı anda birer volkana dönüştüğünü hissettiğinde -ego tatmini değil fakat- kendini güvende hissederdi. İster içinde barındırdığı güç deyin, ister vampir oluşunun bir etkisi, Jeon Jungkook korkuyu hissetmeyi uzun zaman önce kesse de ona sebep olmaya bayılıyordu. Ona korku ve hayranlıkla bakan öğrencilere, ve hatta bazen öğretmenlere bile, küçük gülümsemeyle kalp krizi geçirtebileceğini bilse de kimsenin dikkatini ya da ilgisini üzerine çekmek istemediğinden genelde ünlü vampir bakışlarını atmaktan ileriye gitmezdi.

Lafın kısası tüm okul Jeon Jungkook'a bulaşmaması gerektiğini, onun korkutucu ve tehlikeli olduğunu bilirdi.

Gelelim Kim Seni-Geceyarıları-Takip-Ediyorum-Taehyung bu konsepti pek de kavrayamamıştı.

Jungkook içinde patlamakta olan sinirini dişlerini sıkarak dizginlemeye çalıştı. Karşısında büyük kahve gözler uyarıyı almamakta oldukça ısrarcıydılar.

With the Moon i Run •TaeKook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin