Evin bahçesinde küçük bir ateş yakıp önünde oturdular. Sa hâlâ uyuyordu. Onun için çok zor bir gece olmuştu.
"Majesteleri Kraliçe biliyor mu her şeyi?"
"Olabilir"
Eun Son elinde ki değneği ateşin içine atıp adeta ateş saçan gözlerini Hun'a çevirdi.
"Ne yani gidip anlattın mı?"
Hun'un sessizliği gitgide Eun Son'u daha çok sinirlendiriyordu.
"Sana bir şey sordum... ANLATTIN MI?"
Eun Son'un vurgulu ve yüksek ses tonu Hun'u sinirlendirmiş ve ayağa kaldırmıştı.
"Evet anlattım. Oldu mu anlattım. Senin yüzünden ekselansları tehlikedeydi ve sen nasıl kurtulduğunu sanıyorsun? O saray muhafızları bir tek benim emrimle gelir mi sanıyorsun? Tamam kabul ekselanslarını birileri yola getirmesi gerekiyordu ve ben bunu beceremedim ama bunu yapabilecek kişide sen değilsin!"
"Neden?" ayağa kalkarak sordu Eun Son "Neden ben olamaz mışım?"
"Ekselansları seni seviyor. Bu yaklaşımdan hiç kimsenin hoşnut olacağını zannetmiyorum."
"N-ne.. Ne demek istiyorsun sen?" Eun Son, şaşkınca afallayarak sordu.
Hun, Eun Son'u umursamadan Prens Baek Sa'nın kaldığı odanın yanına bacaklarını bağdaş yaparak oturup gözlerini kapattı.
...
*BAEK SA'nın Ağzından*
Uyandığımda gece yaşanılanlardan dolayı başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Dışarı çıktığımda güneş çoktan tepedeydi. Ama beni kölesi yapan o kız ortalıkta yoktu. Çoktan bana bağırıp çağırması gerekiyordu ama o yoktu.
"Hun-ah!"
"Buyurun ekselansları?"
"Nerede?"
"Kim?.."
"Aptallaşma kimden bahsettiğimi biliyorsun!"
"(Derin bir nefes verip)Ekselansları... Gitti."
"Nereye?"
"Saraya efendim."
"Tek tek sordurma bire adam. Şunu adam akıllı anlat! Ne demek istiyorsun?"
...
*YAZAR'ın Ağzından*
"Majesteleri Kraliçem, ben siyah bölge muhafızı Eun Son içeri gelebilir miyim?"
(Y/N; *Siyah Bölge; diye bir şey yok aslında. Burada siyah bölge diye adlandırdığım yer iç işleri bakanlığında çalışan leydi sorumluları. Leydiler’in cezalarını veren bir birim.)
"Gelebilirsin!" Kraliçe'nin tok sesinin üzerine hizmetçiler kapıyı açtı. Eun Son içeriye girer girmez kapıyı geri kapattılar.
Eun Son, Kraliçeyi oturarak selamlayıp tekrar ayağa kalkıp eğildi.
"Babanı görmek istiyor musun?"
Eun Son, şaşkınca gözlerini büyütüp sordu. "O-onu buldunuz mu?"
Kraliçe boğazını temizleyip, göz temasından kaçındı.
"Prens Baek Sa'nın, aklını devlet işlerine verebilmesi için senden yardım istedim. Babanı bulmam karşılığında bunu yapacaktın ama sen beni yanılttın. Sen daha kendini koruyamazken Prens'i sana emanet ettim. Nasıl bir saray muhafızı kevaşelerle aynı yerde çalışır? Senin yüzünden bu ülkenin tek Prens'i ölümle yüz yüze geldi." sinirli bir şekilde kükredi Kraliçe.
"Babam nerde?" sessizce sordu Eun Son.
"Ne? Bu ne cürret! Yaptığın hatana karşılık af dilemen gerekiyor, babanı sorman değil!"
"Babam nerde?" sesini net tutmaya çalışarak tekrar sordu Eun Son.
"HEY!" Kraliçe daha çok sinirlenip yanında ki özel muhafızının kılıcını çekip Eun Son'un boğazına dayadı.
"Majesteleri!" Prens Baek Sa, zorla içeriye girerek yüksek ve tok sesle söyledi.
"Sizin burada ne işiniz var Prensim?" elinde ki kılıcı Eun Son'un boynundan çekmeden Prens Baek Sa'ya bakarak sordu Kraliçe.
*Flashback*
"Tek tek sordurma bire adam. Şunu adam akıllı anlat! Ne demek istiyorsun?"
"Eun Son aslında Majesteleri Kraliçe'nin emri altında siyah bölgede çalışan bir muhafız."
"Muhafız mı?"
"Evet efendim."
"Peki Majesteleri(annem) neden onu çağırdı?"
"Aslında.. D-dün gece ki olay yüzünden efendim." ürkekçe söyledi Hun.
Prens Baek Sa duydukları karşısında hızlıca saraya koşmaya başladı.
*Flashback End*
"Onunla ne yapmaya çalışıyorsunuz Majestleri?" Kraliçe'nin elinde ki kılıcı işaret ederek sordu Prens Baek Sa.
"Size karşı büyük bir suç işledi ve bunun cezasını vereceğim Prensim."
"Benim emrim altında çalışan bir muhafız olduğuna göre izlinizle cezasını ben vermek istiyorum Majesteleri."
Kraliçe büyük bir memnuniyetle kılıcı Eun Son'un boğazından çekip özel muhafızına geri verdi. Prens Baek Sa, Eun Son'un karşısına geçip konuşmaya başladı.
"Siyah Bölge muhafızı Noh Eun Son, affedilmez bir suç işlemene rağmen canını bağışlıyorum.."
"Ne?" Kraliçe şaşkınca sordu.
Prens Baek Sa umursamadan konuşmasına devam etti. "...Ama rütbenizi köleliğe düşürüyorum. Bundan sonra sadece benim emrim altında, yanımda kim ne derse desin kalmanı emrediyorum."
Oda da bulunan herkes şaşkınca Prens Baek Sa'nın söylediklerine kulak kabartıp onlara baktı.
"Prens Baek Sa! Yakında siz bu ülkenin Kral'ı olacaksınız. Bu saçmalıkları bırakın!" Kraliçe sinirli bir şekilde söyledi.
Prens Baek Sa gülümseyerek umursamadan Kraliçe'ye dönüp selamlayıp Eun Son'un bileğinden nazikçe tutup kendisiyle birlikte dışarıya sürükledi. Arkalarından Hun'da hızlıca Kraliçe'yi selamlayıp çıktı.
...
Bir süre sarayda kendi konağına doğru bu şekilde götürdü Eun Son'u. Eun Son bileğin çekip durdu.
"Ne oldu bir sorun mu var? Sevimli köleciğim." gülümseyip, Eun Son'un yüzüne doğru eğilerek sordu Prens Baek Sa.
"Babamın nerede olduğunu öğrenmeliyim." dedi Eun Son. Tam gidecekken Prens Baek Sa onu durdurdu.
"Babanın nerede olduğunu biliyorum."
Meraklı gözlerle baktı Eun Son.
"Hun, söyle ona."
"3 yıl önce taşrada çalışırken... Ölmüş.. Şu an mezarı Haeinsa Tapınağında."
(Y/N; Haeinsa, Güney Kore'nin Kore Budizmi'nin Jogye tarikatının baş tapınağıdır. Tapınak, Güney Gyeongsang ilinde Gaya Dağları'nda yer almakta olup Kore'nin Üç Mücevher Tapınağı'ndan biridir ve Dharma'yı veya Buda'nın öğretilerini temsil eder.)
"Ne demek istiyorsun sen? Bu olamaz. Beni buraya bıraktığında çok zengin biri olarak geri döneceğini beni yanına alacağını söyledi. Ama sen şimdi bana beni çoktan bırakıp gittiğini söylüyorsun. Öyle mi? Bu saçmalık. Olamaz! Böyle bir şey asla olamaz!" gözlerine dolan yaşları bırak bağırmaya başladı Eun Son.
Bir süre sonra Hun'un yakasına yapışıp bağırmaya devam etti. Prens Baek Sa, onu sakinleştirmek için kendisine doğru çekip sıkıca sarıldı.
*4Ay Sonra*
"Köle Eun Son"
"Evet ekselansları?" dişlerini sıkarak söyledi Eun Son.
"İçeriye gel!"
Eun Son kapının önündeki hizmeçilerin yanından ayrılıp içeriye girdi.
"Buyurun majesteleri?" selam vererek söyledi.
"Uyuyamıyorum beni uyut."
Eun Son derince nefes verip sessizce ninni mırıldanmaya başladı.
"Hayır orada değil! Yanımda oturup söyle."
Eun Son sinirli bir şekilde Prens Baek Sa'nın baş ucuna oturup baştan ninni söylemeye başladı. Prens Baek Sa bir süre sonra gözlerini kapatınca Eun Son yavaşça kalkacakken Prens Baek Sa onu kolundan tutup kendisine doğru çekip sıkıca sarıldı. Geri çekilip gözlerinin içine bakarak konuştu.
"Fark ettim de, sadece seninle uyumak istiyorum." gülümseyip tekrardan sarıldı.
SONUmarım bu 4 bölümlük kitap hoşunuza gitmiştir. Şayet ben çok severek yazdım bunu^^. Son bölüm biraz geç yayımladığım için üzgünüm.
Vote ve yorum bırakmayı unutmayın💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖLE
Fiksi SejarahTarihi, Romantik-Komedi Alt tabakadan erkeksi bir kız Eun Son(F(x)'Victoria) ve şımarık Prens Baek Sa(2PM'Nichkhun) hikâyesi. 4 bölümden oluşan bir kitap. İlk -Tarihi Kurgu- kitabım. Tarihi kurgu içinde #69 Tarihi kurgu içinde #101 Yazım: 2017