syv • if you are the art i'll be the brush

455 40 67
                                    

*promo* multideki şarkının sahibi beach weather grubu diğer şarkılarına da bakın derim(; *promo*

iyi okumalar 🖤

Çarşamba 09.37

Even'ın söylediği şeyin şokunu üstümden atar atmaz Brit'i arayıp yanıma gelmesi için zorlamıştım, evet resmen zorlamıştım çünkü normal şartlarda yemek yerken asla yerinden hareket etmezdi.

Tam şu an karşımda yemeğini yerken durumun ciddiyetsizliği beni sinirlendirmişti.

"Şu yemeğini çabuk bitirir misin? Anlatacaklarım var ve seni bulmak için tüm okulu dolaştım."

Brit gözlerini devirip sandviçinden bir ısırık daha aldı.

"Bu senin salaklığın, yalnızca arayabilirdin."

Derin bir nefes verip arkama yaslandım ve o yemeğini bitirene kadar sesimi çıkarmadım.

Yaklaşık beş dakika içinde Brit yemeğini bitirip çöplerini attıktan sonra bana döndü ve benim gibi arkasına yaslandı.

"Seni dinliyorum Isak, yemeğimi bölecek kadar önemli ne olabilir merak ediyorum."

Oturduğum yerde dikleştim ve boğazımı temizledim.

"Ciddi bir şey, yani, bugüne kadar konuştuğumuz en ciddi şey olabilir, o yüzden beni dikkatle dinlemeni istiyorum."

Brit gözlerini kocaman açtı.

"Yoksa, yoksa, aman Tanrım! Biliyordum, kesin Christina sana çıkma teklifi etti, değil mi? Okulun en havalı kızı en yakın arkadaşımdan hoşlanıyor!"

Brit'e hayatımdaki en saçma bakışı attım ve sakinleşip ciddileşmesini bekledim.

"Ben kafanı ezip beynini sıvılaştırmadan önce ciddileş Brit."

Dudaklarını büzdü ve kaşlarını kaldırıp etrafı inceledi.

"Ciddi anlamda ciddi bir şey sanırım."

Derin bir nefes verdim.

"Brit, ben birinden hoşlanıyorum."

Brit eliyle ağzını kapattı ve seviçli tuhaf sesler çıkardı.

"Aman Tanrım, bu harika Isak! Kim bu şanslı kız?"

Gözlerimi kaçırdım.

"Ve, onu öptüm. Ama bir anlıktı ve deli cesaretiyle yaptım, eminim benden nefret etmiştir."

Gülümsedi.

"Hangi kız senden nefret edebilir ki? Eminim hoşuna gitmiştir, yalnızca ağırdan almak istiyordur."

Başımı olumsuzca salladım.

"Brit, hoşlandığım kişi-"

"Isak, Isak Valtersen?!"

Cümlemi tamamlayamadan bana doğru koşarak gelen kıza döndüm.

"Bayan Sørensen, seni çağırıyor."

Kaşlarımı kaldırdım, müdür normalde öğrencileri çağırmak için başka öğrencileri kullanmazdı, hatta normalde öğrencileri çağırmazdı bile.

"Bayan Sørensen mı? Neden?"

Kız arkasına baktı ve sonra bana döndü.

"Bilmiyorum, yalnızca çağırmamı istedi, yanında Bay Næsheim da vardı."

Brit'le birbirimize baktık.

"Senin adın ne?"

bad liar ; evak auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin