I.
Düzenli olarak acı çekiyorum.
II.
"Seni çok özledim" diyemediğimden şimdi ben biraz sarhoşum. Aslında çok sarhoşum.
Aslında çağırsan gelemem ama çağırmanı beklemekten de vazgeçilmiyor.
Aslında bir şey daha var, sana söylenmiyor.
Sana söylenebilen şeyler arasında daha fazla harf olmalıydı, daha fazla kelime, daha fazla cümle, daha fazla virgül.
Daha fazla olması gerektiği gibi sana duyulan şeylerin.
Yani aslında sen daha fazla sevilmeliydin...
III.
Sigaram bitmek üzere.
IV.
Eğer geceleri uyuyamıyorsan,
Eğer gündüzleri de uyuyamıyorsan,
Ben uyuyamıyorum geceleri ve gündüzleri senin olmadığın zamanların hiçbir saniyesi,
İşte yokluğundan bahsetmenin tam zamanı şimdi.
Ama bahsedilmiyor.
Zaten şairler gidenlerin acısını pek de önemsemiyor.
Oysa gidenlerin acısı, kalanların yangına su serpiyor.
Şimdi senin acıma sızmamandan bahsetmenin tam zamanı.
Ama bahsedilmiyor.
Belli ki senin acın, başka bir kalanın yangınını dindiriyor.
VI.
Aslında terk edildim ve ağlamıyorum.
VII.
Tanrım nasılsın ?
Tanrım sana çok kızgınım.
Tanrım beni çok kırdılar...
VII.
Ben üzgün bir insanım.
Eğer üzgün bir insansanız, sigaranız bitmemeli.
IX.
Telefon numaranı bilmeyen herhangi birisi gibi hissediyorum şimdi.
Oysa parmak izlerin saçlarımda duruyor hala.
Sesinle sarabileceğin çok yaram var oysa..
X.
Merak ediyorum.
Hala aynı mı bakıyor senin gözlerin ?
Sahi hala sevmiyor musun yağmurları ?
O sokakta mı oturuyorsun hala ?
Korkuyor musun karanlıktan ?
Hatırlıyor musun ?
Merak ediyorum.
Merak ediyor musun ?
XII. SAHİ PİŞMAN MISIN GEÇ KALMADAN MESAJ ATACAKMISIN
DURACAKMISIN SÖZLERİNDE
XIII.
Bazı şarkılar seri katil. Kaç kişiyi öldürdükleri henüz belli değil.
XIV.
Aslında bunları boşver.
Aslında her şeyi boşver.
Memnuniyetsizliğimi bağışla...
Sen; boyumun yetmeyeceği yerlerde kal öylece.
Ben; boyumun ölçüsünü alayım, ellerim sana her uzandığında..
Aslında acı, mutluluktan daha samimi,
İnan bana.