"DEVVVVIINNNNNNNNN!! Uyan. Eğer kıçını kaldırıp acele etmezsen geç kalacağız. Okala gitmeden önce Bree'i alacağımı biliyorsun."
En iyi arkadaşım Brice'in can sıkıcı sesini engellemek için yastıkla kulaklarımı örttüm. Beş dakika daha bana kalkmam için bağırdıktan sonra sonunda yataktan çıktım. Merdivenlerden inerken üzerime giysilerimi geçiriyordum.
"Tam zamanında adamım. Çabucak yemeğini yeki çıkalım. Yeniden geç kalamayız. Biliyorsun koç ağzımıza sıçıcak."
"Evet, üzgünüm."
Brice ve ben ailesinin Brice'e 18 yaş doğum günü hediyesi olarak aldıkları yeni parlak siyan Mercedes'e doğru ilerledik. Garajdan çıktıktn sonra Brice sevgilisi Bree'nin evine yol aldı.
Brice ve Bree'i okulda herkes harika çift olarak çağırırdı. Brice bana her seferinde Bree'nin hayatının aşkı olduğunu ve onunla evlenmek için sabırsızlandığını söylerdi. Sekizinci sınıftan beri çıkıyorlardı ve hiç ayrılmamışlardı. Söylemeye gerek bile yok, ikisi de çekici ve popülerdi.
Brice 1.88 boyu, kısa tuttuğu sarı saçları ve delici buz mavisi gözleri ile kızları çıldırtıyordu. Ve amerikan futbol oynadığımız için ikimizde formdaydık. Bree'in beline kadar uzanan uzun açık kahve rengi saçları vardı. Gözleriyle eşleşen açık kahve rengi gözlere sahipti ve boyu 1.65'ti. Futbol oynamayı sevdiğinden o da fazlasıyla formdaydı.
Ben ise 1.83 boyunda, mürekkep siyahı saçlara sahiptim. Saçlarımı uzun tutmayı severdim. Çok değil biraz, zümrüt yeşili gözlerimi çevreleyecek kadar.
Brice ve ben altımızda bezle etrafta dolaştığımız zamanlardan beri arkadaştık. İkimizde ailemizin tek çocuğuyduk ve ailelerimizin beraber sahip oldukları bir hukuk firması vardı. Bu yüzden sürekli beraber takıldık. Brice ile kardeş gibi olduğumuzu söyleyebilirdik. İyi ve kötü zamanlarımızda hep birbirimizin yanındaydık. En iyi arkadaşım olması için ondan daha iyi kimseyi düşünemiyordum.
Kişiliklerimiz de birbirine benziyordu ama tabi farklılıklarda vardı. Onun daha iyi bir adam olduğunu söyleyebilirdin. Herkesin sonsuza kadar birlikte olacağı bir eşinin olduğuna inanırdı. Ben? Ben etrafta oynardım. Kadınları seviyordum. Şimdi benim korkunç bir insan olduğumu düşünmemelisin. Ben şeker ve insanlarla ilgilenen biriydim. Ayrıca hayatımda anlamı büyük olan insanları fazlasıyla korurdum. Bu konuda Brice de benimle aynıydı. Teknik olarak ben de iyi bir adamdım. Kadınlara çöp gibi davranmazdım. Sadece o özel insanı bulduğumda bunu bileceğime inanıyordum. Ama o zamana kadar? Hanımları getirin!
Bree'in evinin önünde durduk ve kız sekerek geldi. O ve ben iyi anlaşıyor gibiydik ama bazen Brice ile çok fazla zaman geçirdiğimden kıskanabiliyordu ve bunu iyi saklayamıyordu. Onu suçlamıyordum ama yardım da edemezdim sonuçta Brice benim en iyi arkadaşımdı.
"Bebeğim!" Bağırarak arabaya girdi ve Brice'e büyük bir öpücük verdi. Sonra daha kısık bir sesle bana döndü. "Merhaba Devin." Hızla yola koyulduk.
"Günaydın Bree." Vr tüm konuşmamız buydu. Brice'in fark edip etmediğini bilmiyordum ama bu konu hakkında hiç bir şey söylemezdi.
Okula geldiğimizde arabadan çıkıp arkadaşlarımızın olduğu alana yöneldik. Herkesle arkadaştım ama içilerinden beş tanesi bana gerçekten yakındı. Ben, Brice, Lucas, Matt, Bree (evet doğru) ve Alaina. Bree dışında hepimiz çocukluk arkadaşıydık. Bree ise Brice ile çıkmaya başladıktan sonra bizimle takılmaya başlamıştı.
"Dostum sizle bu hafta sonu oyunda harika olacağız! Tüm o adamları öldüreceğiz!" Yanlarına vardığımızda Lucas bağırmaya başladı.
"Evet adamım bekleyemiyorum! Kendi sahamızda oynamamayı seviyorum! Oyundan sonra dışarı çıkmalıyız." dedim.
"Brice bu da ne! Neden bana hafta sonu maç olacağını söylemedin?! Bense evde takılacağımızı sanıyordum?" Bree suratını asarak Brice'e bağırdı.
Gruptaki herkes yavaşça geri yürümeye başladı. Onların özel hayatına dahil olmak istemediğimizden okula ilerledik. Bir kavganın özellikle onların kavgasının ortasında olmaktan nefret ediyordum. Brice'in Bree söylediklerini duydum. "Üzgünüm bebeğim. Sana söylemeliydim ama söz veriyorum bunu düzelteceğim."
Kız karşılık verdi. "Tamam sanırım. Artık üzgün değilim."
Elbette öyleydi. O her zaman üzgündü ve Brice her zaman ona teslim oludu. Brice sanki her şeyle suçlanmayı kafaya takmıyor gibiydi. Bazı hatalar Bree'ye ait olsa bile suçlanan oydu.
Brice'in bağırdığını duydum. "Hey Devin. Okuldan sonra evime gel. Sonra maça arabayla beraber gideriz?"
Geri bağırdım. "Tamamdır."
----------
Günün son dersini bitiren zil sonunda çaldı. Brice ile buluşup sahaya başladık. Bir şeye üzgün gözüküyordu bu yüzden sordum.
"Hah iyiyim. Sadece Bree bu hafta sonu kuzeninde kalmaya karar verdi."
"Cennette bela mı arkadaşım?" Küstahça güldüm. Karşılığında omzuma hafif bir yumruk attı.
"Komik değilsin."
"Bence öyleyim." Kendi kendime mırıldandım.
Koç bize maçın nerede oynanacağını söyledikten sonra ben ve Brice yemek yemek ve hafta sonu lazım olacak eşyalarımızı paketlemek için onların evine gittik. Yarın akşam dönecektik ama kaybetsek bile takımın kıdemlilerinin o akşam dışarı çıkması bir gelenekti. Yeniden Brice'in arabasına döndük ve hafta sonun eğlenceli geçmesini umarak yola koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LovelyConviction
RomanceKitap 1: A One Time Thing (MaleXMale) Dünyadaki en sevdiğin insan incinirse ne yapardın? Devin'in en yakın arkadaşı Brice'ın kalbi kırık ve Devin onun rahatlaması ve daha iyi hissetmesi için her şeyi yapmaya hazır. Peki rahatlama ve seks arasındaki...