•°• 13 •°•

75 28 8
                                    

Bu bölüm YILDIZ_Prensesi adlı kişiye ithaf edilmiştir.

Selam millet! ✋

0537....: Bazen düşünüyorum. Neden seni sevdiğimi? (13.41)

0537....: Düşünüyorum, düşünüyorum fakat geçerli bir sebep bulamıyorum. (13.41)

0537....: Ama sonra seni gördüğümde anlıyorum seni neden sevdiğimi. O sıcak bakan gözlerini, insanları çabucak ısıtan kalbini ve herkese karşı olan iyi davranışlarını sevmişim.  (13.42)

0537....: Kalbinde yatan o saf, masum ve iyi kalpli çocuğu sevmişim. (13.42)

0537....: Birini bu kadar çok seveceğimi hiç düşünmemiştim. (13.42)

0537....: Aşka inanmıyordum.. (13.42)

0537....: Senin sayende inandım Kerem. Ne kadar acı versede bana aşkı öğrettiğin için teşekkürler. (13.43)

Telefonu şarja takıp temiz hava almak için ve biraz olsun tek başıma düşünebilmek için dışarı çıktım.

Erkeklerin kulübelerinin önünden geçerken gülüşme sesleri duyunca klübeye doğru yaklaştım. Kulübenin arkasında bir kız topluluğu vardı.

Erkeklerin hepsi büyük ihtimalle şuan beden hocalarıyla doğa yürüyüşüne çıkmışlardı.

Daha çok yaklaşıp ne yaptıklarına bakmak için ileri doğru attım kendimi. Gonca ve birkaç kızı bağlayıp saçlarını kesmişlerdi.

Kimsenin beni fark etmediğini anladığımda umursamadan ormanın içlerine doğru yürümeye devam ettim.

Yürümeye devam ederken derin bir nefes çektim. Ferahlatıcı gelmişti.

Ağacın üstündeki kuşa yavaşça yaklaşmaya başlarken arkadan biri çarpıp üzerime düştüğünde çığlık attım. Çığlığım tüm ormanda yankılanırken üstüme düşen kişiye baktım.

Yeşil gözlü ve kumral saçlı bir çocuktu.

Özür dileyerek üstümden kalktığında sinirle ona baktım. Gözlerini kaçırıp masum bakışlarla yüzünü yere eğdi. Toparlanıp ayağa kalktıktan sonra sinirle çocuğa döndüm.

"Ne koşturuyorsun kurt görmüş tavşan gibi?!"

Çocuk arkasına tekrar bakıp bana döndüğünde dediğimi idrak etmeye çalışır gibi sesler çıkardı.

"Şey, ben çok özür dilerim. Bir yerin acıyor mu?"

Eğilip elini ayağıma doğru getirdiğinde onu ittirip geriye çekildim.

"Önemli değil. Acımıyor."

Arkamı dönüp yürümeye devam edecekken duyduğum sesle arkama dönme gereği duydum.

"Serhat nerdesin oğlum sen ya? Yarım saattir seni arıyoruz!"

Kerem..

Ve yanında dünkü çocuk. Eren..

"Merhaba!"  ~Eren

Hiçbirşey demeden arkamı dönünce arkama gelip omzumu tutarak kendine çevirdi.

"Hatırlamadın mı beni? Dün konuşmuştuk ya hani?"

Yüzüne anlamsızca bakıp cevap verdim.

"Ben seninle birşey konuşmadım. Çek elini."

Elini omzumdan ittirerek bu sefer kulübelerin olduğu tarafa yöneldim.

Kerem'in yanından geçerken nefesimi tutup ilerledim. Yanından geçip biraz ilerlediğimde tuttuğum nefesimi geri bırakıp yola devam ettim.

Biraz geç geldi. Özür dilerim ^^

Bölümler düzenlendi. Bir geri dönüp baksanız iyi olur. Birkaç değişiklik yaptım. ^^

Vişne Tadında  //textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin