- 1 -

216 16 3
                                    

Kalemimle müziğin ritmine eşlik ederken okuduğum kelimeler gözümün önünden kayıp gidiyordu. Starbucks'ın en yoğun olduğu bu saatlerde kulaklıksız ders çalışmak imkansız gibiyidi ama başka çarem de yoktu zaten. Evde çok fazla dikkat dağıtıcı şey vardı; mutfaktaki nutella kavanozu, bilgisayarda onları izlememi bekleyen onlarca indirilmiş film, saatlerce boş boş bakabileceğim sıkıcı duvarlar... Çünkü aslında bu bile derslerden daha eğlenceliydi.

Artık müdavimi haline geldiğim bu Starbucks'ta ise ders çalışmak benim için her zaman daha kolaydı, ne de olsa etrafta gelip giden insanlar varken bir duvara saatlerce bakamazdım. Yani elbette bakabilirdim. Ama bu garip olurdu. Bu yüzden saat öğleni biraz geçerken ben çoktan çalışma hedefimi yarılamıştım ve görünüşe bakılırsa, bir molayı çoktan hak etmiştim.

Telefonumu elime aldığımda ekranda hiçbir bildiri olmadığını gördüm. Yine de alışkanlıkla ekran kilidini açan tuşa tıkladım ve hemen gözüme çarpan uygulamanın pembe ikonuna bastım. Zaten uygulamayı tamamen kapamamış olduğum için onunla olan konuşmam direkt karşıma çıkmıştı. Gelen yeni bir mesaj yoksa da yüzümde aptal bir sırıtışla parmaklarımı eski konuşmalarımıza doğru kaydırdım.

lily: Kafein bağımlısı olduğumdan korkmaya başladım aslında

lily: Ama bundan da emin olamıyorum çünkü kahve içmeyi bırakamıyorum...

ashton: Bana mı söylüyorsun

ashton: Eskiden kahvenin kokusuna bile katlanamıyordum ama artık süt bile kullansam tüm gün ayılamıyorum

ashton: Sütsüz şekersiz, madam, teşekkürler

lily: Vay

lily: Sert erkek

lily: Etkilendim

ashton: Hahahah

ashton: Öyleyimdir

ashton: Evde kavanozlar hep bana açtırılır...

Şapşal, diye düşündüm yazdığı şeye tekrar kıkırdarken. Ashton'la konuşurken yüzümde bu aptal sırıtış hep yerleşmiş olurdu ki çok kolay etkilenen biri olmadığımı da söylemeliyim. Mesajlara geri döndüm.

lily: Hey

lily: Ben bugün de Starbucks'ta olacağım

lily: Belki sen de gelmek istersin

Bunu dün sabah evden çıkarken yazmıştım ve o bana saatler sonra, ben eve dönüyorken cevap vermişti. Normalde geç cevap veren biri olmadığını bilmesem bu ayrıntıya pek takılmayabilirdim ama nedense bunu bilerek yapmış gibi hissediyordum.

ashton: Üzgünüm mesajını görmemişim

ashton: Tüm gün ev arkadaşımla dışarıdaydım

ashton: Şimdi eve döndüm ama sanırım sen de artık dönüyorsundur

lily: Sorun değil

lily: Ben yarın da buradayım

lily: Ve sonraki gün de

lily: Ve sonraki gün de...

lily: Eğer gelmek istersen

Ve cevap vermemişti. Ashton'la şu gereksiz tanışma uygulamalarından biriyle konuşuyorduk, Love2Chat, ve daha önce birbirimizi hiç görmemiştik. Çünkü uygulamanın mottosu "iç güzellik önemlidir" gibi saçma bir şeydi. Sonuç muhtemelen onlar için hüsrandı ama bu durum benim işime geliyordu çünkü uygulamaya kaydolurkenki amacım kesinlikle kendime bir seks partneri falan bulmak değildi.

Daydream [Irwin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin