Kalemimle müziğin ritmine eşlik ederken okuduğum kelimeler gözümün önünden kayıp gidiyordu. Starbucks'ın en yoğun olduğu bu saatlerde kulaklıksız ders çalışmak imkansız gibiyidi ama başka çarem de yoktu zaten. Evde çok fazla dikkat dağıtıcı şey vardı; mutfaktaki nutella kavanozu, bilgisayarda onları izlememi bekleyen onlarca indirilmiş film, saatlerce boş boş bakabileceğim sıkıcı duvarlar... Çünkü aslında bu bile derslerden daha eğlenceliydi.
Artık müdavimi haline geldiğim bu Starbucks'ta ise ders çalışmak benim için her zaman daha kolaydı, ne de olsa etrafta gelip giden insanlar varken bir duvara saatlerce bakamazdım. Yani elbette bakabilirdim. Ama bu garip olurdu. Bu yüzden saat öğleni biraz geçerken ben çoktan çalışma hedefimi yarılamıştım ve görünüşe bakılırsa, bir molayı çoktan hak etmiştim.
Telefonumu elime aldığımda ekranda hiçbir bildiri olmadığını gördüm. Yine de alışkanlıkla ekran kilidini açan tuşa tıkladım ve hemen gözüme çarpan uygulamanın pembe ikonuna bastım. Zaten uygulamayı tamamen kapamamış olduğum için onunla olan konuşmam direkt karşıma çıkmıştı. Gelen yeni bir mesaj yoksa da yüzümde aptal bir sırıtışla parmaklarımı eski konuşmalarımıza doğru kaydırdım.
lily: Kafein bağımlısı olduğumdan korkmaya başladım aslında
lily: Ama bundan da emin olamıyorum çünkü kahve içmeyi bırakamıyorum...
ashton: Bana mı söylüyorsun
ashton: Eskiden kahvenin kokusuna bile katlanamıyordum ama artık süt bile kullansam tüm gün ayılamıyorum
ashton: Sütsüz şekersiz, madam, teşekkürler
lily: Vay
lily: Sert erkek
lily: Etkilendim
ashton: Hahahah
ashton: Öyleyimdir
ashton: Evde kavanozlar hep bana açtırılır...
Şapşal, diye düşündüm yazdığı şeye tekrar kıkırdarken. Ashton'la konuşurken yüzümde bu aptal sırıtış hep yerleşmiş olurdu ki çok kolay etkilenen biri olmadığımı da söylemeliyim. Mesajlara geri döndüm.
lily: Hey
lily: Ben bugün de Starbucks'ta olacağım
lily: Belki sen de gelmek istersin
Bunu dün sabah evden çıkarken yazmıştım ve o bana saatler sonra, ben eve dönüyorken cevap vermişti. Normalde geç cevap veren biri olmadığını bilmesem bu ayrıntıya pek takılmayabilirdim ama nedense bunu bilerek yapmış gibi hissediyordum.
ashton: Üzgünüm mesajını görmemişim
ashton: Tüm gün ev arkadaşımla dışarıdaydım
ashton: Şimdi eve döndüm ama sanırım sen de artık dönüyorsundur
lily: Sorun değil
lily: Ben yarın da buradayım
lily: Ve sonraki gün de
lily: Ve sonraki gün de...
lily: Eğer gelmek istersen
Ve cevap vermemişti. Ashton'la şu gereksiz tanışma uygulamalarından biriyle konuşuyorduk, Love2Chat, ve daha önce birbirimizi hiç görmemiştik. Çünkü uygulamanın mottosu "iç güzellik önemlidir" gibi saçma bir şeydi. Sonuç muhtemelen onlar için hüsrandı ama bu durum benim işime geliyordu çünkü uygulamaya kaydolurkenki amacım kesinlikle kendime bir seks partneri falan bulmak değildi.
