Gerçekten ağır uyuyordum. Halsiz bir şekilde yatağa kendimi zor atmıştım. O da ne? Kedim cırlıyordu. Uyanmalıydım ama çok ağırdı bedenim. Kediye bir şey olacaktı. Gözümü açtım ama kolum zor kalkıyordu. Işığın düğmesine bastım. Işık yanmamıştı, parmağım düğmenin içinden geçip gitmişti. Ne oluyordu?
Odamın kapısı aralanmıştı. Orada bir gölge vardı, orada olmaması gereken bir şey duruyordu! Sarı sarı parlayan gözleri bana bakıyordu! Sonra ortadan kayboldu ya da ben gözlerimi kapattım emin değilim. Fakat oda daha farklı görünmeye başladı gözüme sanki boyutu değişmişti. Eşyalar daha aşağıda gibi miydi ya da daha uzak anlayamadım. Sandalye sanki bana yaklaşıyor gibiydi kendi kendine! Çoktan yanıma gelmişti.Aralarda tekrar rüyaya dalıyordum galiba vücudum uykusuzluk ve yorgunluktan bitkin düşmüştü. Ama sandalye gerçekten yanıma gelmişti. Zorlukla ayağa kalktım ve sandalyeyi yerine çekmek istedim. Sandalye çok ağırdı sanki üstüne biri oturmuş gibiydi! Sonra tekrar yattığımı hatırlamıyorum.
Bir ara tekrar uyandığımda vücudumun neredeyse yarısını hareket ettiremiyordum sanki omzuma biri oturmuş gibiydi. Sabah uyandığımda gece hareket ettiremediğim yerler ağrıyordu. Of bu rahatsız geceler daha ne kadar devam edecekti? Bu sabah bir de ağrı eklenmişti. Psikolojim hergün daha kötüye gidiyordu. Artık iş yerindeki salakları hiç çekemeyecektim.
Diğer kızların hiç sevmediği sürekli ayakta uyuyan bir kız vardı. Adı Sevim. Keş gibi görünüyordu. Benden uzaklaşsınlar diye gittim onunla konuşmaya başladım. Gerçi ben de onun ayarına gelmiştim artık hayalet gibi olmuştum. Biraz çekinerek yaklaştım. .Artık diğerleri canıma tak etmişti zorunda kalmasam hiç bulaşmazdım muhtemelen. Direk alkol muhabbetine girdim. Çok zor olmadı. Bir süre sonra kaynaştık. Diğerleri inanamaz gözlerle bana bakıyordu. Sihirli sözcük bedava şaraptı. Şarap ısmarlamam karşılığında evine davet almıştım. Sanırım uyku yerimi değiştirirsem garip rüyalar bitebilirdi.Allahtan kediye yeterince mama bırakmıştım. Gerçi mama paketlerini parçalamayı da beceriyordu. Bir süre sohbet ettik. Aslında hiç de fena değildi. Diğerlerine bin basardı. En azından alışveriş dışındaki konularda fikirleri vardı. Benim derdim bi an önce bilgisayarına ulaşabilmekti. Evimde gezen o gölge ne olabilirdi? Sevim duşa girmeden önce rica ettim, bilgisayarını açtı. Tahmin ettiğim gibi üç harfli muhabbetleri ruhlar, tekinsiz evler, büyü.. Ama hepsi hikayeydi. Zaten bütün bu olayların normal olmadığını düşündüğümde benimle birebir aynı şeyleri yaşayan birini bulabilmem çok zordu. Sonuçta hiç bir yere varamadım ve yattım uyudum.
Rüyamda hiçbir şey görmedim bu sefer fakat birşeyler duydum. Birileri yüksek sesle birşeyler konuşuyordu ne dediklerini anlamıyordum. Sanki anlamadığım bir dilde konuşuyor gibilerdi. İşin kötü tarafı gözümü açınca bu konuşmaların devam etmesiydi..
Farketmeyenler için kitap kapağındaki sandalyenin üstündeki siyah ruha ve arkadaki sarı gözlere dikkat çekmek istiyorum. Kapağı yapan arkadaşım Emre'ye çok teşekkür ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şüphe
ParanormalGüneşli güzel bir güne uyandım diye başlamak isterdim ancak bu hikaye uyanmadan önce başlıyor.. Karabasan, astral seyahat, haberci rüyalar gibi uykuda yaşanılan vakalarla ilgili kısa bir hikaye..