sabah kapının sesi ile uyandım. ayı gibi çalıyodu maşallah sude diye seslendim. gitti kapıyı açtı.duyduğum ses ile kapıya doğru koştum.
-ege
üstümü güzel bir süzdü. üstüme baktığım gibi içeri girdim. kırmızı kalpli şort, pembe bir atlet napabilirim böyle rahat ediyorum yani üstüme bir kot ve tişört geçirdim. dışarı çıktım. kızlar yoktu ege ise sandalyeye oturuyodu.
-günaydın senin ne işin var burda
-sana da günaydın ayrıca üstündekiler iyiydi değiştirmeyeydin.
dedi ve göz kırptı. ben bu çocuğu döverim. dövdüm de üstüne atladım ve vurmaya başladım. sandalyeden düşmüştü. ben de onun üstündeydim. hiç zaman kaybetmeden vurmaya başladım. kızlar içerden gelince oooolamaya başladılar. unutturmayın onlarında hesabını almalıyım.
üstünden kalktım ve tişörtümü düzelttim.
-sen niye gelmiştin bu saatte
-okula götüreyim diye bu şehri tanımıyosunuz .
ayy götür gerçektende bilmiyorum yolları
-ben gelmek istemiyorum.
çok istiyorum.
-isteyip istemediğini sormuyorum.
zorla götür nolur benim kapalı alan korkum var dolmuşla gidemiyorum.
-gitmiyorum.
-kızım bak fazla naz aşık usandırır.
-usansın bana ne.
ay keşke kabul etseydim kesin çekip gidecek
-sen bilirsin
beni kucağına aldı birden kızlarda arkadan''merak etme biz dolmuşla geliriz'' diye bağırdı. yolda hiç konuşmadık ben onu izledim.
-yakışıklı olduğumu biliyorum ama sen bana bakarken araba süremiyorum
yakalanmıştım. bul kızım bi yalan
-seni değil araba kullanışını izliyodum. bak sinyal yakmadın.
-şuan sinyal yanıyor.
araba kullanmakta kötü olduğum doğrudur.
-bak hala sinyal yanıyo kapasana boş boş ışık harcıyosun.
-tamam sen kazandın.
ev okula yakın olduğu için hemen geldik. arabadan indi ama ben inmedim. inadım inat.
-evet anlaşılan aynı yöntemi kullanıcaz
beni kucağına aldı ve yürümeye başladı. bende tepinmeye. sınıfın kapısını tıklattı ve açtı hocayı görmemle hemen kucağından indim.
-hocam pardon sınıflar karışmış geç kaldık. içeri girebilirmiyiz.
daha iyi bir yalan bulamadım napayım.
-siz evli misiniz?
aynı anda hayır dedik hoca da bir daha olmaması ikinci gün olduğu için affettiğini ve okulda bu şekilde gezmememizi söyledi.
kantinde tek başıma öğlen yemeğimi yiyodum. bizim kızların kırtasiyede işleri varmış. o sırada annem aradı.
-buyur annelerin en güzeli
-kızım biz seni oraya mesleğin için çabala ilim öğren diye gönderdik. niye böyle bir şey yaptın.
neden bahsediyodu ki
-anne neyden bahsediyosun?
-dün eve bir çocuğun arabasıyla gelmişsin. sabah da onla gitmişsin.
uzun bir konuşmanın ardından annemi inandırmıştım. eve gelmemeliydi.
2 hafta sonra...
2 hafta çok normal geçti. ege bazen okula gelmedi. ben de egeye karşı birşeyler hissettiğimi anladım ama daha çok yeniydi.okul çıkışıydı arkamdan bir ses geldi.
-biraz konuşalım mı
tanımadığım biri benle ne konuşmak ister ki merak ettim bak
-tabi
beraber bankın birine oturduk.
-seni dinliyorum.
-şimdi sana bazı şeyler anlatıcam ve kararı sen ver onun nasıl biri olduğunu öğren istedim.
-kimden bahsediyosun.
-ege, o tehlikeli ve karanlık biri sana masum yaklaşıyo gibi görebilirsin. avlarına genelde böyle yapar geçen sene aynı okuldaydık. ve inan çok can yaktı. inşallah uyarılarımı dinlersin.
kafa karışıklığı ile bankın birine oturdum. ne yapıcaktım. o kadar da kötü biri değil. tam da bir şeyler hissetmeye başlamışken, ben böyle düşünürken arkamda konuşulanlar aklımı tam karıştırdı.
-kızlar bilin bakalım neler duydum.
-evet.
-hani ikinci gün sınıfa bir erkeğin kucağında girenler var ya işte o erkek kız avcısıymış.
-kesin bilgi demi
-evet evet geçen sene kızın birini hamile bırakmış. kız bebeği aldırmış. ailesiyle bozulmuş. çok can yaktığı söyleniyo.
-yeni kurbanı da o kız desene
-kız da sürtük gibi daha demin bu çocuğun düşmanıyla oturup konuşuyodu
duyduklarımın şokuyla yerimde kalktım. hızla lavaboya gittim. göz yaşlarım ardı ardına akıyodu. nasıl bir kızın hayatını oynamıştı. bir bebeğin canına kıymıştı. gülümsemesi, bana bakan o gözler yalan mıydı. gerçek sanmıştım çok safmışım.
hıçkırarak ağlıyodum. hep mi böyle olacaktı. sevicektim gidicekti.elimi yüzümü yıkadım ve lavabodan çıktım. beynimde sesler yankılanıyodu.
yetmezmiş gibi karşıma geçti.
-bizim evde parti var hadi gidelim.
nasıl böyle bir şey derdi yüzü yavaş yavaş ortaya çıkıyodu. yanağıma düşen damlaya engel olamıyodum. lanet olsun güçlü olamıyodum. kalbimi söküp atmak istiyorum. elimi yanağıma getirdi. göz yaşımı sildi. dokuduğu yer acıyodu.
elini yanağımdan çektim ve okkalı bir tokat attım.
-nasıl yaparsın sen böyle bir şey, beni de diğerleri gibi kullancak mısın? ya da küçücük bir cana kıyacaksın ben seni sevmiştim be. gerçek olarak senin bakışlarını gerçek sandım. dış görünüşüne aldandım ama için karanlıkmış, çürükmüş, kalbin taşmış. yüzünü görmek istemiyorum git çık hayatımdan, kalbimden
bağrıyodum. insanlar bize bakıyodu. ağlıyodum. daha fazla dayanamadım. arkama bakmadan koşmaya başladım. köşeyi dönünce sırtımı duvara verdim. artık elim ayağım titriyodu. ne ara sevdim seni bu kadar ne ara girdin kalbime ve bu kadar önemli oldun. nasıl canımı bu kadar acıtabiliyosun ? seni seviyorum diye böyle mi diyecektim ama unutucam ne kadar çabuk kalbime girdiysen o kadar çabuk atıcam ordan seni...
.................................
selam arkadaşlar...
ortalık karıştı. bakalım gelecek bölüm neler olacak.
aslında bölümü daha uzun yazmıştım ama o yazdıklarım silindi. tekrar yazınca bazı yerlerini unuttum neyse önümüz bayram şimdiden hepinizin bayramını kutluyorum.
görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egenin İncisi
Teen FictionBiz birbirimizin yağmurundan kaçarken doluya tutulduk... O gün annem yanıma geldi ve bir hikaye anlattı. ilk önce salla ya dedim ama hikayenin ana karakteri benmişim.Bu Birbirimizden habersiz evlenmemek için kaçıp koyun koyuna uyuduğumuz hikaye. B...