Doktor

58 4 2
                                    

Gördüğüm gözler, bana aşkla bakan gözler,7 yıl sonra ilk kez, ailemin ölümünün sebebi, beni terk eden kişi, ilk aşkım. Şimdi sırası değil evet elbet karşılaşcaktım ama...

Odadan hızla çıktım. Asansöre koştum. Arkamdan geliyodu ama yetişemedi. Arabama atladım. Nereye gittiğimi artık herkes biliyodur.

Sevdiğimi biliyodum ama bi o kadar nefret ediyodum. Ondan nefret etmeliyim.

Sahilin bana sadece onun aşkını anlattığını anlayınca hızla annem ve babamın mezarına gittim.

Belki saatlerce orda kaldım. Tekrar tekrar nefret ettim ondan.

EGE:
Bu tepkiyi tahmin etmiştim. Ne yapabilirdi ki. Günlüğünde benden ne kadar nefret ettiğini aynı zamanda ne kadar sevdiğini yazmıştı.

Onu takip ettim. Bankımıza oturdu. Sonra mezarlığa annesinin babasının yanına gitti. Saatlerce orda kaldı.

En son da eski evine. Kendime gelmeye ihtiyacım vardı bankımıza oturdum. Düşündüm düşündüm...

Yerdeki cam kırıklarının birini aldım. Bu bank bizim için çok önemliydi. Üstüne egenin incisi diye kazıdım. Bizi anlatan iki kelime.doğduğumuzdan beri...

İNCİ:
Artık bir hastanem vardı. Beni bekleyen onlarca hasta. Onu ilk defa görmüş gibi yapıcam. Onu görünce ölmüyomuş gibi...

Kıyaferlerimi giydim. Ben hastane sahibi inciyim. Yıkılmadın inci. Seni yokluğumla cezalandırıyorum ege.

Arabama atladım. odama gelebilmiştim. Şuan tek korkum ege korkmazdı.

Kapı çalındı

-gir.

Arkamı dönemedim olacaklardan korkuyodum.

-inci bak hemen kovma beni. Benden ne kadar nefret ettiğini biliyorum ancak açıklarım.

Neyi açıklayabilirdi ki? Nasıl gittiğini ve beni nasıl öldürdüğünü mü? Ama senin canını öyle bir acıtıcam ki ege korkmaz.

-meraba ben bu hastanenein sahibi inci topal. Siz de ege bey olmalısınız.

Bana öyle bakıyodu ki. Aşkla ama bir kez inandım ona

-inci lütfen silme beni. sen egenin incisisin. Ne sen ne ben değiştirebilirim bunu. Ben senin ilk ve son sevgilinim.

Bir anda kan beynime sıçradı. Yaptıklarını unutup karşıma çıkması bile yüzsüzlükken bana ne diye bu şeyleri söyler.

-sen ne diyosun ya senin yüzünden ailem öldü. Hayatımın son yedi yılı yanlızdım. O zaman nerdeydin. Yanımda mıydın? Cevap veremiyosun işte. Ben senin değilim anladın mı? Seni sildim. Unuttum. Lütfen sen de beni sil.

Sesim çok fazla çıkmıştı. Gözlerime aşkla bakıyodu. Nasıl dayanıcaktım ben buna.

Bi anda hiç beklemediğim bir tepki verdi ve o da bağırdı

-ben hayatımı lay lay lom mu geçirdim sanıyorsun ve ayrıca aklından belki silmiş olabilirsin ama kalbinden misal gözlerimin en içine bakıp sevmiyorum diyebilir misin?

Hayır deme bana bunu yapamam. Hele o gözler bana aşk ile bakarken.

Bir süre gözlerinin derinliklerindeydim. Olmuyodu yapamıyodum. O iki kelime çıkmıyodu. Bir anda ordan çıktım ve kapıyı arkamdan hızlıca kapattım.

Hastanenin bahçesine indim. Kurtulmalıydım bu acıdan. Hiçbir şey olmamış gibi yapabilir miydim?

Bi saat sonra dersim vardı. Eğitimimi bitirmeliydim.

Kendimi toparladım ve derse girdim.

Şimdilik sorun yoktu ege hariç. O sırada telefonum çaldı.

-alo
-alo inci bil bakalılım biz kimiz
Bir an düşündüm.
-oha sude
-ben de varım
-elif sen misin?

Ben okulu değiştirdikten sonra bir daha görüşmemiştik. Arada telefonla konuştuk ama hiç buluşmadık.

Uzun konuşmanın ardından sudenin de elifin de doktor yardımcılığı yaptığını öğrendim. Hastanemde çalışmalarını istedim ancak istanbuldan ayrılamıyacaklarını söylediler.

Bi iki saat odamda ders çalışmıştım. Ardından asistanım kahve getirdi. Kupamı kaldırdım. Altında bir not vardı.

'' sen bilirsin inci hiçbir şey olmamış gibi davranalım. Hikayemiz tekrar başlasın. ''

Notu okurken kapı çaldı ve girmesini söyledim. Gelen egeydi.

'' İnci hanım az önce tanışamamıştık. Ben ege. ''

Gözlerinin içine baktım. Sanırım geçmiş geçmişte kalabilirdi. Hiç tanışmamaış gibi yapabilirdik.

'' ben de inci memnun oldum. ''

Egenin  İncisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin