Alfa öylece dururken arkasını bir kere bile dönmeden eve doğru yürüdü. Parlak yeşil gözler gözünün önünden gitmiyor, söylediği sözlerse kulağında yankılanıyordu. Odasına girerken dolabından kotunu ve mavi kazağını çıkardı. Kotu giyip aşağı inerken alfa yaptığı şeye inanamıyordu.
Gitmesine izin vermişti.
Hiçbir şey söylememiş ve öylece gidişini izlemişti. Kazağı sinirle yere fırlatırken hiddetle kapıyı açıp evden çıktı. Yürürken etrafına bakıyordu alfa ama insanından iz yoktu. Buharlaşıvermişti sanki. Kokusunu almaya çalıştı ki içgüdüleri ormana doğru gitmesi gerektiğini söylüyordu alfaya.
Harry hızla yürümeye devam ederken ellerini birbirine sürttü. Gözyaşları yanaklarından kayıp giderken usulca kalbi kırık nereye gittiğini bilmeden öylece yürüyordu. Yine ormandaydı. Her şeyin başladığı yerdeydi.
Duyduğu sesle başını kaldırıp etrafa bakındı Harry ama hiçbir şey yoktu. Belki de rüzgârdan dolayı olmuştu. Hırkasına daha sıkı sarılıp yürümeye devam etti. Birkaç adım atmıştı ki arkasından gelen sesle duraksadı. Arkasını yavaşça döndü ama kimse yoktu, hiçbir şey yoktu. Önüne döndüğü zamansa korkuyla geriledi. Gardener sürüsünün alfası yüzündeki pis sırıtışıyla Harry'e bakıyordu. Harry en başından beri bu alfadan hiç hoşlanmamıştı. Nehemiah' ın dediğini hatırlarken korkuyla geriledi.
Tehlikeli bir kurt olduğunu söylemişti Nehemiah.
Nick Grimshaw, Gardener sürüsünün alfası çok tehlikeli ve acımasız bir kurttu.
Harry gerilerken Nick onu baştan aşağı süzdü. Bu insan daha önce birlikte olduğu hiçbir omega ya da betaya benzemiyordu. Çok daha güzeldi.
"Tek başına ormanda ne yapıyorsun tatlım?" Harry onun ağzından çıkan sözcükle yüzünü buruşturmamak için kendisini zor tuttu.
"Senin için orman tehlikeli bir yer. Kurtçuğun yok mu?" Nick ona doğru adımlarken Harry geriliyordu.
"Neden konuşmuyorsun benimle?" Harry arkasında hissettiği ağaç ile yutkundu. Köşeye sıkışmıştı.
Nick ellerini ağaca yaslayıp ona doğru eğildi. Kokusunu içine çekti.
"Güzel bir kokun var. Çok güzel." Harry bu alfadan kurtulamayacağını biliyordu. Gözleri dolmaya başlarken ağaca iyice yaslandı. Onun kendisine dokunmasını veya kokusunu içine çekmesini istemiyordu.
Louis eşinin yanında başka bir koku daha alırken koşmaya başladı. Alfa kokusuydu bu ve Louis bu kokunun kime ait olduğunu biliyordu. Gardener sürüsünün alfası eşinin yanındaydı. Koşarken ileride gördüğü görüntüyle duraksadı. Piç kurusu alfa eşini sıkıştırmış kokusunu içine çekiyordu. Alfa bedenine dolan öfkeyi hissetti.
Nick burnunu saçına yaslarken Harry ellerini göğsüne koyup onu ittirmeye çalıştı.
"Y- yapma." Nick gülerken geri çekildi.
"Tatlı insan o alfa seni bıraktı değil mi?" Harry'nin gözleri daha çok doldu.
"Tatlım ağlama ama. Louis'in nasıl bir alfa olduğunu öğrenmiş oldun bak." Harry acıyla gözlerini kapattı.
Alfa doğruyu söylüyordu. Louis onu bırakmıştı. Durdurmamıştı bile.
Nick elini beline sararken gözlerini açtı, ona doğru eğiliyordu. Onu öpecekti.
Louis daha çok sinirlenirken kurt formuna odaklandı. Yaralı olduğu için zor olacaktı ki bu umrunda bile değildi.
Harry ağlamaya başlarken ellerini yumruk yapıp alfaya vurmaya başladı ama alfa sadece gülüyordu. Sonra ellerini bileklerinden tutup başının üstüne ağaca yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE NEVER FELT SO GOOD
FanfictionMaviler yeşillere bakarken sert bir sesle konuştu. "Ben senin sevgini hak etmiyorum." bunun üzerine yeşil elini kalbine koyup fısıldadı dudakları titrerken. "Sen bunu benim kalbimden daha iyi mi bileceksin?"