Ellerini cama yaslamış yüzündeki kocaman gülümseme ile uyuyan küçük bedeni izlerken dudaklarından dökülen titrek nefeslere engel olamadı mavi gözlü alfa.
Seyrek, hafifçe kıvırcık sarı saçları, çok dikkatlice bakıldığında görünen kirpikleri, beyaz teni ve arada sırada yüzünü saran gülümsemeleri ile incisinin kopyası gibiydi.
Küçük elleri hareketlenip yüzünü bulurken alfa cama daha da yapışmış usulca gözlerini açan bebeğiyle kıkırdamıştı.
Saatlerdir onu izliyordu.
Parmakları bebeğine dokunurcasına yavaşça camda gezinirken fısıldadı.
"Özür dilerim." onu daha önce görmeye gelmediği için pişmandı. Nasıl onu görmek istemezdi? Yaptığı yanlışı yüzüne vururken tekrar fısıldadı.
"Özür dilerim bebeğim." mavi gözleri dolu dolu olurken gülümsemesine engel olamamıştı. Cama yüzünü de yapıştırırken arkasından gelen kıkırtı ile yerinden sıçrayıp hızla geri çekildi. Mavileri kısılmış kahverengileri bulurken yavaşça yutkundu.
"Dayanamayacağını biliyordum."
"Liam."
"Çok güzel değil mi?" mavileri hızla camın ardındaki küçük bedeni bulurken fısıldadı.
"Onun kopyası gibi." Louis kalbindeki titremeyle gözlerini kapatırken yavaşça burnunu çekti.
Ağlamamalıydı.
"Gözleri ne renk?"
"Neden kendin öğrenmiyorsun?" öğrenmek istiyordu ama hazır mıydı ki? Beklediği karşısına çıktığı an soğuk kanlı olamayacağını biliyordu.
"B- ben..." bileğini kavrayan el ile zorla yürütülmeye başlanmıştı. Sadece saniyeler sonra beyaz bir kapının önüne geldiklerinden kapı açıldı. Liam bedenini ittirip geri çekilirken konuştu.
"Beş dakika sonra görüşürüz." bir şey demesine izin vermeden çıkıp gitmişti.
Louis burnuna dolan koku ile derin bir nefes alırken beşiğe doğru adımlamaya başladı. Heyecan yükselerek bedenini sararken yavaşça beşiğe doğru eğildi.
Koku artık daha da yoğundu.
O kadar saf ve bir o kadar güzeldi. Alfa büyülendiğini hissederken kocaman gülümsedi.
Küçük bedene doğru biraz daha eğilmişti ki bir anda mavilerini bulan yeşillerle duraksadı. Gülümsemesi buz keserken mavilerini yakalayan yeşillerin sahibi gülümsemişti bu sefer.
Louis titremeye başlayan bedeni ile geri çekilip derin bir nefes aldı. Göğsünde beliren ağrı ile kapıya doğru adımlarken görüşü netliğini kaybetmeye başlamıştı.
Hazır olabileceğini düşünmüştü.
Yanılmıştı.
Kapı açılıp da dışarı çıktığı an kolunu tutan beden ile gözyaşları elmacık kemiklerini bulmuştu.
"Louis?" Liam endişelenirken abisini omuzlarından kavradı.
"Louis ne oldu?"
"Yeşil." fısıltısı uçup giderken hıçkırmamak için dudaklarını ısırdı mavi gözlü alfa. Parmakları alfanın ceketini bukurken sıkıca tutundu.
Canı acıyordu, canı çok acıyordu.
"Yeşil Liam, yeşil. Güzelimin gözleri." titreyen sesinden çıkan kelimeler ceketini kavradığı bedeni afallatırken etrafı kızarmış derin mavileri dolmuş kahverengilerle buluştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE NEVER FELT SO GOOD
FanfictionMaviler yeşillere bakarken sert bir sesle konuştu. "Ben senin sevgini hak etmiyorum." bunun üzerine yeşil elini kalbine koyup fısıldadı dudakları titrerken. "Sen bunu benim kalbimden daha iyi mi bileceksin?"