Kamp yapmak kimin fikriydi? Tabiki lanet olası Zayn'in. Harry nerede olduğunu bilmeden yürümeye devam ederken hızla, Zayn'i bulduğu zaman onu boğacağına yemin edip kendisine de kızdı. Böyle bir teklifi kabul ederken ne düşünüyordu acaba? Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken etrafına bakındı. Ürkütücü bir havası vardı. Uzun ağaçlar vardı her yerde ve hava giderek kararıyordu. Aralık ayında soğuğun ortasında ormanda kaybolduğunu kabullenirken Harry sırtındaki çantaya biraz daha asıldı güç almak istercesine.On dakika kadar yürüdükten sonra durdu. Kenardaki bir taşın üzerine oturup ellerini birbirine sürttü. Hava giderek soğuyordu. Beresini düzeltirken çantasını kucağına alıp matarasını çıkardı. Henüz birkaç yudum içmişti ki duyduğu sesle duraksadı.
Kurt mu ulumuştu? Şimdi hapı yutmuştu işte.
Matarayı çantaya teperken ayağa kalktı. Tekrar aynı ses ormanda yankılanırken bir adım geriledi. Ses giderek yaklaşıyordu. Geri geri giderken döndü ve hızla koşmaya başladı. Kimse bir kurdun akşam yemeği olmak istemezdi. Harry koşabildiği kadar hızla koşarken yanından ağaçların arasından bir karartı da onunla birlikte koşuyordu. Yüce İsa!
Sonra karartı Harry'nin önüne geçip uludu. Harry poposunun üzerine yere yapışırken başını kaldırdı.
Karşısında kürkü siyah ve beyaz karışımı bir kurt vardı. O kadar göz alıcıydı ki. Karnında ve kuyruğunda beyaz hâkimken diğer her yeri simsiyahtı. Kurdun gözleriyse koyu mavi ve gri birleşimiydi. Nefes kesici duruyordu ve Harry bu kurdun eşi benzeri görülmemiş, tek bir kurt olduğuna yemin edebilirdi. Ve evet ölmek üzereyken kurdun ne kadar eşsiz olduğunu düşünmesi aptalcaydı. Hemde onu bu kurt öldürecekken!
Öylece kurtla bakışmaya başlarken ikisi de gözlerinin içine içine bakıyordu. Aralarında bir bağ kuruluyordu yavaş yavaş.
Louis ise karşısındaki erkeğe bakarken hırladı. Kokusu çok güzeldi ve bu erkek tek başına ne yaptığını sanıyordu bu ormanda? Ölmek istiyordu galiba kurtlara yem olup. Alfa insan formuna dönerken erkek gözlerini kapatmış başını eğmişti.
Alfa hiç olamazdı bu erkek ki beta ya da omega da değildi. Öyle kokmuyordu çünkü burnuna dolan koku ise daha önce hiç duyumsamadığı bir kokuydu. Tatlımsı bir kokusu vardı. Şeker gibiydi. Louis bir an onun omega olsa kokusundan alfaları ya da betaları delirtebileceğini biliyordu. Ama o bir omega değildi.
Bu güzel kokulu erkek bir insandı. Ve bu insan anlaşma maddesini çiğnemişti.
Çıplak bir şekilde dikilirken alfa yerdeki insana yaklaştı. Harry ise gözlerini açarken başını kaldırdı ve o da neydi öyle? Çıplak bir erkek başında dikiliyordu. Uzun boyluydu, vücudu yapılıydı ve güç fışkırıyordu resmen. Gövdesinde de dövme vardı. Omuzları ve sol kolunda da. Tamam kendisinde de vardı ama onda çok daha fazlaydı.
Kendinden emin bir duruşu vardı. Gözleriyse parlıyordu. Koyu maviydi gözleri. İnsanın içini delip geçiyordu. Harry az önceki kurdun bu çıplak erkek olduğunu anladı. Kurt adamların olduğunu biliyordu.
"Kimsin sen?" alfanın sesi sertti. Harry çantasını karıştırmaya başladı hemen. Çıplak biriyle konuşmak istemiyordu. Alfa ise bu insanı pençelerinin arasına almak istiyordu şu anda. Sorduğu soruya cevap vermemekte ne demek oluyordu?
"Bana cevap ver insan." Harry çantasından yatmak için yanına aldığı şortunu çıkarırken ki soğuk bile olsa uyurken şort giymeyi seviyordu ya da üzerinde az kıyafet olmasını. Şortu uzattı.
"Bunu giyer misin lütfen?" alfa böyle bir şey beklemiyordu doğrusu. Çantasından şort çıkarıp da ona uzatmasını. Daha çok korkudan çığlık falan atacağını düşünmüştü alfa ya da bayılacağını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE NEVER FELT SO GOOD
FanfictionMaviler yeşillere bakarken sert bir sesle konuştu. "Ben senin sevgini hak etmiyorum." bunun üzerine yeşil elini kalbine koyup fısıldadı dudakları titrerken. "Sen bunu benim kalbimden daha iyi mi bileceksin?"