Nihayet en büyük hayali gerçekleşmiş ve bu evdeki ilk günüydü Gül'ün. Hep birlikte kahvaltıya oturdular. Yemekte soğuk bir ortam vardı. İlker'in istemediği bu evlilikten dolayı herkesin farkedebileceği sinirli bir hali vardı. Bakışlarını ara sıra Gül'e çeviriyor, gelinle damatı inceliyordu. Huzursuz bir hali vardı. Ama kimin umurunda! Herkes hayatından memnun görünüyordu. Diğer günler de birbiriyle aynı geçti.
Bir gece Oğuz Gül'e
-Abimin hala bize karşı değişmedi. Neden bu derece tepki gösteriyor anlamıyorum.
-"Kim bilir kendi mutsuz evliliğine karşı bizim sevgi dolu yaşantımız onu kıskandırıyordur."dedi Gül.Gerçekten mutlu bir şekilde süren evlilikleri vardı. Gül kocasını elinden geldiği kadar mutlu etmeye çalışıyor, ilgileniyordu.
***
Bir akşam kapı çaldı. Kapıyı açan genç kadın işten dönen eşini ve İlker'i karşıladı.
"Hoşgeldin canım" diye her zamanki gibi eşinin yanağına bir öpücük kondurdu. Yine gözleri İlker'in soğuk bakışlarıyla karşılaştı.
Genelde İlker ile eşi Yonca birbirlerine soğuk davranırlardı. Gül ise tam tersi her sabah kocasını uğurlar, her akşam karşılar, işi hakkında bilgiler alır,onunla her konuda konuşur fikirlerini belirtirdi.İlker ise bu sohbetlere pek katılmaz. Sadece uzaktan onları kıskanç gözlerle seyrederdi. Bazen iğneleyici bir sözle bazen sert hareketleriyle kalkıp giderek bu ortamı bozmaya çalışırdı. Gül ona bir şey ikram edeceği zaman "buyrun abiciğim" diye uzatırdı. O anda İlker öyle soğuk bakış fırlatırdı ki kız donduğunu hissederdi.
Artık düzenli aralıklarla bölümler gelecek. Yorum yapın eleştiriye açığım. 😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLLER SOLMAYA MAHKUMDUR...
AksiHayatını ne şekilde ve nasıl yaşarsa yaşasın güllerden uzak duracağı kesindi. Çünkü güller solmaya mahkumdu..