Kapağı değiştirdim heuheuheuheuheue
----------Sirius-
Regulus'la birlikte içeri girmemiz ve yanımızda o olmadan odadan kovulurcasına çıkarılmamız belki beş belki de en fazla on dakika sürmüştü ancak içeride çok önemli bir konuşmanın geçtiğinden adım gibi emindim. Peki, biz dışarı çıkarılırken Regulus neden bu konuşma için içeride tutuluyordu? Kalbim onun için iyi dileklerde bulunurken beynim bunun imkansız olduğunu söylüyordu.
"Bu haksızlık!" dedim James'e bakarak "Onu oraya biz getirdik daha da önemlisi onu Yoldaşlık'ın içine sokan da biziz ama şimdi gelmiş bizi kapı dışarı ediyorlar... üstelik o benim kardeşim!" James de en az benim kadar memnuniyetsiz ve meraklı görünüyordu. "Kapıyı da belli ki büyülemişler." dedi "Hiçbir şey duyamıyorum."
belki ben bir şeyler duyabilirim umuduyla kulağımı kapıya yasladım ancak sessizlik içimi ürperterek beni çaresiz bir korkuya sürükledi. Hızla geri çekildiğimde James'e çarptım "Affedersin!" Elini kaldırdı "Mahzuru yok." sonra da kapıya baktı "Ee, herhangi bir şey duyabildin mi?" Başımı umutsuzca iki yana salladım "Sahiden kapı büyülü olmalı."
"Ne de olsa Regulus oradan çıktıktan sonra bize her şeyi anlatacak." dedi James beni sakinleştirmek istercesine "Eve gidip kafamıza gelmesi durumunda bizi öldürebilecek şeyleri ortadan kaldıralım en iyisi." Kendimi tutamayarak güldüm "Regulus sinirini bu şekilde çıkarıyor. Bizi yumruklamasını istemiyorsan sağa sola fırlatacağı eşyaların yerinde kalması daha iyi olur... Biz de o sırada koruma büyüsünün arkasına saklanabiliriz."
Tam James "Yine bize her şeyi-" demişti ki kapı açıldı ve ikimiz de gözüne fener tutulmuş tavşan gibi bakakaldık.Kapının kapanmasına fırsat kalmadan hemen aradan içeri baktım: Dumbledore tek başına oturuyordu ve dar mutfakta ondan başka kimse yoktu. Moody bize "Siz hala burada mı bekliyorsunuz?" diye sorduğunda nefesim kesilmişti.
"Biz..." diye kekeledi James "Regulus'u bekliyorduk." Moody hiçbir şey söylemeden homurdanarak yanımızdan geçip gitti. Tam hole geldiğinde "Deli-göz!" diye bağırdım "Kardeşim nerede?" Bana ukala bir tavırla "Bu seni hiç ilgilendirmez." dediğinde ona doğru atılacakken James beni daha da sıkı kavrayarak kendine doğru çekti "Sirius, sakin kal! Lütfen." Moody bizi umursamadan gitti. James ve ben de birbirimize bakakaldık.
"James," diye fısıldadım sadece onun duyabileceği bir ses tonuyla "bunu söylediğimi hiç duymamış olduğunu biliyorum ama korkuyorum." Kollarını omuzlarımın etrafında sardı "Biliyorum Patiayak ama-" iç geçirdi "Regulus'un yanımıza gelmesini beklemek dışında yapabileceğimiz başka bir şey ne yazık ki yok."
-Regulus-
Korkunç bir gece henüz daha yeni başlıyordu. Kolumdaki sızı beni bir pusula gibi tam da çağrıldığım yere getirdi. Burası her nasılsa çok tanıdıktı ama o anlık gerginlikle evin dışına bile bakamadan biraz daha Çok Özlü İksir içerek içeri girdim. Sandalyelerin parkeler üzerindeki sürtünme seslerini takip ederek üst kata çıktım ve diğer Ölüm Yiyenler'i upuzun bir masa boyunca otururken buldum.
"Zachamon," dedi Voldemort sükunetle "otur." Oturmam için işaret ettiği sandalyeye baktım. Sağ yanında Bellatrix ve sol yanında da Barty oturuyordu. Biraz ürkerek ikisinin arasına oturduğumda Bellatrix "Nerede kaldın, seni korkak!" diye hırladı "Neredeyse Lord'umuza ihanet ettiğine inanıyordum... Gözüm üzerinde Bulstrode!" öfke ve nefretle fıldır fıldır dönen gözlerini üzerime dikti.
Voldemort sabırsızca "Bu gece neler yaşadığını anlatacak bir gönüllü yok mu?" diye sorduktan sonra bana baktı "Sen ne dersin, Zachamon? Bugün senin de orada olduğunu duydum." Başımla belli belirsiz onayladım "Lordum..." Bir an ne desem bilemedim. Moody ya da Dumbledore bana hiçbir şey tembih etmemişti. "Seherbazlar." dedim hızla "Baskın düzenlediler ama fazla kayıp vermeden kaçmayı başardık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Ne Kadar Yaşar? | Regulus Black
FanfictionHayran Kurgu içinde #210 (16.11.2017) Ben bir hata yaptım, gençlik hatası ve canım pahasına da olsa bunu telafi edeceğim. Belki adım tarih kitaplarına bir kahraman olarak yazılmayacak ve çamurlu bir suyun içinde boğulup gideceğim ama eğer bu yolda ö...