16:Küçük Potter

1.6K 181 44
                                    

Hikayenin çok ilerleyen bölümlerinde bir olay için bir şey düşündüm ama yapsam mı yapmasam mı bilemiyorum. Bu yüzden size soruyorum düşündüğüm şey gerçekleşsin mi gerçekleşmesin mi? Okuyan herkes tercihini bu satıra yorum yaparsa sevinirim. Bu şeyin ne olduğunu o bölüm geldiğinde açıklayacağım.
----------

James'in Moody'e gözdağı vermesinin üzerinden dört ay ya da belki biraz daha fazla zaman geçti ama ben bir daha Yoldaşlık karargahına gitmedim ve Sirius da bu konu hakkında bana baskı yapmak yerine benim yanımda durdu. Onun da Yoldaşlık'tan kopması çok uzun sürmedi. 

Sabah evde çok rahatsız edici bir sessizlik vardı ve saat aslında o kadar da erken değildi. Araştırmak için birinci kat koridoruna kedi olarak indim ve miyavladım. Hiç ses duyulmadı. Mırıldana mırıldana Sirius'un odasına girdim. Çoktan uyanmış, yatağını toplayıp odasından ayrılmıştı. Havayı kokladım ama ev zaten o yokken bile onun gibi kokuyordu. Biraz daha miyavlayarak ona seslendim. Bana cevap vermedi.

Dudaklarımın arasından mırıltılar çıkararak giriş katına indim. Kafam hemen merdivenin neredeyse bitişiğindeki mutfak eşiğine uzandı. Tezgahın arkasında saklanmıyorsa eğer orada yok gibi görünüyordu. Onu göremediğim her saniye kalbim küt küt çarpıyordu. Merakla karışık bir endişeyle yeniden miyavladım ama ses gelmeyince tüm bedenimle mutfağın hemen karşısında kalan salonun eşiğine döndüm.

Tam oraya giderken sol tarafımdan gelen bir hırıltıyla olduğum yere sinerek kulaklarımı arkaya yatırdım. Oraya baktığımda siyah, büyük bir köpek gözlerini bana kilitlemişti. En iyi savunma için tamamen ona dönerek sırtımı dikleştirdim. Üzerime atıldığımda çığlık atarak bacaklarına dolandım. Birlikte boğuşurken ciyaklamalar ve hırlamalar duyuluyordu. Kürkümün tamamını iğrenç, köpek salyasına bulaması da kabus gibiydi.

Ondan kurtulmak için dişlerimi ve tırnaklarını patilerine getirdiğimde cikleyerek ısırdığı ensemi bıraktı. Arkamı dönmüş, ondan uzaklaşırken beni baldırımdan ısırarak yere yapıştırdı. Uzun uzun tısladığımda salondan Remus çıkarak bize baktı "Kedi köpek gibisiniz." Espri o kadar kötüydü ki Sirius bile beni bırakarak insan formuna döndü "Dostum bu şaka için Azkaban'a gitsen sesimi çıkaramam. Korkunçtu." 

Ben de normal halime dönerek Sirius'un sırtına atladım "Boğuşma ben bitti demeden bitmez seni köpek." Kollarımla boğazının etrafını sardım "Ya da sen kazandığımı kabullenene kadar." Sirius yorgun argın bir halde kolumu sıvazladı "Sen kazandın, pisicik. İn hadi üstümden." Onu bırakarak Remus'a baktım "Bu kadar sessiz durmayı nasıl başardın?"

"İnan bana," dedi alaylı alaylı gülerek "James, Sirius ve Peter'la dokuz sene geçirsen sen de sessiz kalmayı öğrenirsin." Birlikte salona geçerken Sirius "James ve Peter demişken," diye başladı "Yoldaşlık'tan bir haber var mı? Remus hiçliği temsilen başını salladı" Sen, Moody'le kavga edip de çekip gittikten kısa bir süre sonra James de ayrıldı. Biliyorsun, Lily hamile ve James zaten fazla vakit ayıramıyordu toplantılara. Ben de yeni ayrıldım."

"Yoldaşlık'tan mı ayrıldın?" diye sesimi yükselttim "Da neden?" Remus iç geçirdi ve omuzları düştü "Sana her ne kadar çocuk desek de çoğu şeyin farkındasın ve zaten bu yüzden Yoldaşlık'tan koptuğunu biliyoruz." Konuşma izni almak istercesine Sirius'a baktı ve sanki ikisi telepati kurmuşlar gibi Remus yeniden bana bakarak konuşmasına kaldığı yerden devam etti "Senin arkandan tartışmalar oldu ve bu tartışmalar iğnelemelere dönüştü. Zamanla da o kadar büyüdü ki seni aşağılayacak sözler sarf edildi. Sirius hiddetlendi tabii. Son kavgada asalar çekilecek raddeye gelindi ve Sirius Yoldaşlık'tan ayrıldı. James de Sirius'u haklı buldu ve bir posta da o kavga etti. Sonra da gitti ve karargaha dönmedi. Ben ise ikisini özledim ve orada eskisi kadar etkili olmadığımı fark ederek ayrıldım. Neyse ki Peter hala orada."

Yıldızlar Ne Kadar Yaşar? | Regulus BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin