Gözlerimi açtığımda ortalık aydınlanmış pencereden giren güneş evin içini ısıtmıştı. Üzerimdeki kıyafetler terden sırılsıklamdı. Uzun mor koltukta doğruldum. Sabaha karşı kendimi koltuğa atıp gözlerimi kapattığımı hatırlıyordum. Başım kazan gibiydi. Dünü hatırladığımda gözlerim salonun ortasındaki sehpanın üzerinde duran telefonuma gitti. Ayağa kalktım ve tüm cesaretimi toplayıp telefonumu elime aldım. Mavi ışığı artık yanmıyor, mesaj sesi yükselmiyordu. Mesajlara girip hepsini en başından itibaren okudum. Yaşadıklarıma tek kanıt telefonumdaki göndereni belirsiz bu mesajlardı. Yüzünü bile görmediğim biri boynuma korku halkalarından oluşan bir zincir geçirmiş ve beni boğmaya çalışmıştı. Son nefesimi içime çektiğim anda ise zinciri bırakıvermişti. Elim istemsizce boynuma gitti. Sanki zincirin izi oradaymışçasına parmaklarım bir boşluk aradı. Mutfağa gittiğimde masanın üzerindeki kahve bardağını gördüm. Masaya dökülen bir iki damla kahve kurumuş ve leke yapmıştı. Kahvem ise buz gibiydi. Bana kahvem soğumadan onu içebileceğimi söylemişti, diye düşündüm. En azından vücudum hâlâ sıcak. "Bir hırsız." dedim kendi kendime. Sesim uykudan sonra bile düzelmemişti, hala pürüzlüydü. "Ve istediğini aldı."
Bu öğlenki gecikmeyi telafi etmek için akşamki bölümü erken atıyorum. Yarın final yapacağız, hazır mısınız?
Bölüm Zittrones 'e ithaftır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Kutu | Oh Sehun
FanficTelefonum her titrediğinde korku zincirime bir halka daha ekleniyordu. Kırmızı Kutu |@Balaccie| Tüm hakları saklıdır.