Cansu ve Batu. İkiside birbirinden nefret eden zorla evlendirilmiş iki genç. Bakalım aşk ilk kimi saracak? Yazmış olduğum ilk hikayemle bana eşlik etmenizi istiyorum.
Artık 10 oy gelince yb atacağım. 1 k okunmaya ulaştık.! Teşekkürler ZE ailesi...
Uçaktan indiğimizde Batu'nun koluna girdim. Huzur doluydum. Paris... Ömür boyu yaşayabileceğim bir güzellik. Ah tabiikide zorla evlendirildiğim ama sonradan aşık olduğum kocamla beraber.
Lüks bir otele giriş yaptığımızda Batu bana baktı "Balım, sen otur burada benim halletmem gerekenler var." "Pekala." Batu'nun gösterdiği koltuğa oturduğumda çok rahat olduğunu fark etmiştim. Altımdaki mini etekle rahat oturmaya çalışıyordum. Batu'ya baktığımda arkasını dönerek bana göz işaretiyle eteğimi gösterdi. Kaşlarını çatınca hemen ayağa kalktım. Ayakta beklemek en iyisiydi. Batu'nun kıskançlık triplerine girmesini istemiyordum. Batu elinde iki bileklik tarzı üstünde adımız ve otelin adı yazan birşey getirdi, Batu bana o ismini bilmediğim şeyi uzatırken alarak bileğime taktım. Burası Türk müşterilerle doluydu. Valizlerimizi alan adam "Sağ taraftaki asansörden odanıza çıkabilirsiniz. Bende valizleri bir kaç işlemden geçirdikten sonra valizlerinizi sizlere ulaştıracağım." Adam çok hızlı konuşuyordu. Valizime ne yapacaktı?! Benim orada iç çamaşırlarım vardı. Eğer içini açarsa rezil olurdum. Batu elimden tutarak beni asansöre koydu. Buranın asansörü bile güzeldi...
Odamızın kapısına geldiğimizde bir kart yardımı ile kapıyı açtık. Yavaşça odaya girdiğimde enfes bir kokuyla karşılaştım. Yatağın üstünde güller vardı ve odanın birkaç köşesindede mumlar... Çok romantik görünüyordu. Bunu Batu'mu yaptı diye düşünürken Batu hayallerime uçan tekme atmıştı. "Balayı odası burasıymış. Güzelmiş, sevdim." Kapının tıklatılmasıyla Batu kapıya gitti gelen valizlerimiz ve aşağıdaki hızlı konuşan adamdı. Adamla Batu konuşurlarken bende yatağa oturmuştum. Etrafıma bakındığımda büyük bir televizyon, küçük bir mini bar, ve büyük bir balkon vardı. Ayağa kalkarak balkona gittim. Eyfel kulesi tam karşımdaydı. O kadar güzel duruyordu ki. Batu ellerini belime sardığında huzurun kelime anlamıydım. Ona döndüğümde "Bana karşı hala çok tedirginsin Cansu. Bir sorun mu var?" Kafamı olumsuz anlamda sallayıp "Hayır yok. Sadece çok acıktım." Konuyu değiştirmem gerekiyordu ve bunu başarmıştım. Üstümdeki mini eteği ve büstiyeri çıkardıktan sonra Aşağıda yemek yemek için hazırlanmaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gerçekten harika görünüyordum. Kendime hayran kalarak Batu'nun yanına gittim. O ise bir pantolon ve Mavi bir gömlek giymekle yetinmişti ama yinede bu onun yakışıklılığını değiştirmiyordu. Beraber kol kola girerek asansörden aşağıya inmeye başladık.
Yemeğimizi yemiştik ve gezmek için Paris sokaklarına çıkmıştık. Bir kaç mağazadan kıyafet almıştım. Çünkü yarın akşam otelde bir balo olacaktı. Her yıl 2 kere olurmuş ve sadece oteldeki müşteriler katılıyorlarmış. Saate baktığımda baya geç olmuştu ve uykumda baya gelmişti. Otelimize döndüğümüzde üstüme Siyah Dantelli geceliğimi giyip yatağa girdim. "Beni delirtmek mi istiyorsun? Zor tutuyorum kendimi zorlama şansını Cansu. İstemiyorsun diye karışmıyorum ama." Batu'nun sözlerini umursamayarak uykuya daldım...
"Cansu. Cansu." Batu'nun beni dürtmesiyle gözlerimi açtım. "Hadi kalk artık kahvaltıya inelim." Biz Batu ile ilişkimizi ilerletmiştik fakat hala aramızda bir soğukluk vardı. Bu kalbimi acıtıyordu...
Kahvaltıdan sonra başımın ağrısı ile odaya çıktım. Batu arkamdan gelerek "İyimisin? Hastaneye gidelim mi?" Beni düşünmesi hoşuma gitmişti. "Hastanelik bir durum yok. Biraz uzansam iyi olacak." Yatağı açarak içine girip üstümü örttüm. Batu'da yanıma gelerek yanıma uzanmıştı. "Cansu. Aramızdaki huzursuzluğu fark ediyorsun biliyorum ama artık benim ol istiyorum. Soyadımı gerçek olarak taşı istiyorum. Sen aramıza engel koyuyorsun." Dediklerinde haklıydı. Onu istiyordum ama korkuyordum. Hem istediği şeyde çok beceriksizdim ve yapamazdım. "Bende istiyorum ama korkuyorum anla beni." "Ömür boyu böyle korkacak mısın benden?" Omuzlarımı silkerek sustum. "Dur dediğinde duracağım." "Şimdi değil lütfen." Arkamı dönerek gözlerimi kapattım. Uyusam iyi olacaktı. Akşam zaten balo vardı.
Aynaya baktığımda harika olduğumu düşünerek Batu'ya döndüm. "Nasıl?" "Güzel ama yanımdan ayıramam seni bu kıyafetle. Her yerin açık ama neyse." Kaşlarımı çatarak çantamı aldım ve kapıyı açtım. Yavaş adımlarla asansöre binerken yanına gelip kolunu uzatan Batu'yu görünce gülümsedim. Asansörle aşağı inerken son kez aynaya baktım. Otel girişine geldiğimizde bize balonun bir alt katta olduğunu söylediler. Asansör 9. Kata çıktığında onu beklemek yerine 1 kat merdiven inelim dedik. Yavaş adımlarla inerken heyecan basmıştı beni. Çoğu kişi bana ve Batu'ya bakarken utanmıştım. Bir Masaya geçip yanında durduk. Ne yani balo bitene kadar ayaktamı kalacaktık...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merdivenlerden inen bir kızı görünce şoka uğramıştım. Çünkü o kız gelip Batu'ya sarılıp yanağından öpmüştü. "Batu'cum bu kız kim?" Kızın sorusuyla Batu bana bakıp "E-ee Aysu. O benim arkadaşım. Beraber Paris'e geldik." Arkadaşım. Arkadaşım. Arkadaşım lafı bir hançer gibi kalbime saplanmıştı. Hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp otelden çıktım ve yürümeye başladım hıçkıra hıçkıra ağlarken gözlerim kapandı ve kendimi yerde buldum...
