So love me, again

95 17 14
                                    

Üzgünüm.

Yaptığım her şey için.

Gerçekten.

Karşımda yüzü beş karış asık olan Michael'a söylemek istediklerim bunlardı. Adını bile bilmediğim bir kızla ismim yan yana gelirken sürekli, onun rahatsız olduğu belliydi. Olmasını normal karşılıyorum fakat benden uzak durması iki kat canımı yakıyordu.

Bir bakıma haklıydı.

Çünkü o benim sevgilimdi.

Ama beni dinlemeyip yargılaması sinir bozucuydu. Keşfedilmemiş ormanları andıran yeşil gözleri beni bulmadıkça çatlıyor gibiydim. Naif sesiyle ismimi çağırmaması o kadar dipte hissettiriyordu ki beni, boğuluyordum. Okyanusa atlamış ve hiç bir önlem almadan duyacağım zevki düşünmüştüm. Fakat suyun kuvvetine yenik düşüp batıyordum, can simidim yoktu.

O bana bakmıyordu.

"Hey, yorulmuş olmalısın. Duşa girsen rahatlarsın belki, hm?" Aynı müzik grubunu paylaştığım yakın arkadaşım Luke, kolunu omzuma atarak beni düşüncelerimden kurtarmayı hedefliyordu. Neyse ki ona konsantre olabilmiştim. "Evet, öyle yapmalıyım." Koltuktan kalkıp duşların olduğu odaya adımlarken son bir kez ona baktım.

Bana baktığını gördüğümde hemen bakışlarını kaçırdı.

O an, tam o durduğum kapı eşiğinde, nereden geldiğini bilmediğim herhangi bir darbe ile ölmek istiyordum.

Sikeyim, sadece onu çok fazla seviyorum.

Omuzlarımı düşürerek yürürken tişörtümü çıkarıyordum. Sinirliydim fakat tüm bu üzüntüm melankolik olmaya başlamıştı. Duş kabinine girerken pantolonumu çıkarmıştım bile.

Su kafamdan aşağı hızlı hızlı akarken ağladığımı hissediyordum ama gözyaşlarımı fark edemiyordum. Keşke dedim içimden, keşke suyun altında tüm acıları fark etmeden bir kaç saat geçirsem, sadece onu düşünmek için.

Başarısızım.

Her türlü onu düşünüyorum zaten.

______________________________________


Ben bu kitabı yazarken çok heyecanlanıyorum ya sebebini bilemiyorum

Artık melankoli yaptım, özüme döneyim biraZ DEĞİL Mİ

whistling my name Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin