Every time I close my eyes

39 9 8
                                    

Gözlerimi kapattığım her an,

Karanlık bir cennetteyim.

Korkuyorum,

Öteki tarafta beni beklememenden.

"...çünkü tüm dizginlerim sana karşı yerle bir olmuş durumda. Her bir bakışın, her bir öpücük veya gülücük beni yeniden doğuruyor sanki. Sen Michael, sen beni olumlu-olumsuz etkileyebilecek tek kişisin." Aramızda bir sessizlik olduğunda korktum batırmamdan. Luke bana baktı. Gözleri kısıktı ve duyacağım şeyler için kendimi hazırladım.

"Bunun sonu evlenme teklifine gidecek sandım." Gözlerimi devirdim. Evlenme teklifi düşüncesi beni çılgına çeviriyordu. Tanrım, onunla hayatımı birleştirmek beni üzerinde bulunduğum dünyanın en mutlu insanı yapabilirdi.

"Ama bu onun doğum günü için hazırladığım romantik konuşmanın sadece bir kısmı." Elimdeki kağıdı masaya bırakıp Luke'a baktım. Bana yaklaştığında kulağıma yanaştığını anlamıştım. Ben de ona yaklaştım.

"Konuşma faslını boşverip seks kısmına geçseniz olmaz mı?" Yutkundum ve tükürüğüm boğazıma takıldı, öksürmeye başladım.

"Luke!" Eline hafiften vurdum.

"Pekala bay-ben-romantik-konuşmamı-okumaya-devam-edeceğim, ama lütfen kısa tut çünkü sen bunu bitiremeden Michael uyumuş bile olabilir. Hadi ama, seçkin ol biraz." Luke haklıydı. Upuzun bir konuşmayla onu doğum günüde sıkmak istemiyordum. Belki bu sefer, tüm duygularımı dilime dökmesem de olurdu.

"Ne yapıyorsunuz?" Stüdyonun kapısı aniden açılıp içeri elinde donat olan Michael süzülünce kağıdı nasıl saklamam gerektiğini bilmiyordum. Tişörtümden içeri bıraktım. "H-hiç." Kaşlarını benim hareketimle çattı. "O neydi?"

"Ne neydi?" Ellerimi çeneme yaslayarak şirin görünmeye çalıştım.

"O göğsüne attığın kağıt." Gözlerini kıstı. "Luke, onun ne olduğunu söyle yoksa kolunu ısırırım."

Luke nefesini tuttu. "Calum doğun günün için romantik olduğunu düşündüğü saçma derece uzunlukta bir metin yazmış ve onu bana okuyarak ön hazırlık yapıyor. Yemin ederim benim bir suçum yok. Ayrıca elindeki donatı bitirecek misin yoksa gelip taciz etmem mi gerekiyor?" Nefes nefese kalmıştı ve art arda sıraladığı cümleleri anlamam için biraz beklemem bile gerekebilirdi. Luke'a döndüm.

"Hey! Her şeyi mahvettin orospu çocuğu!" Beni duymayarak ayağa kalktı ve Michael'ın elindeki donatı hızla alarak stüdyodan çıktı.

"Aptal sarışın tüm sürprizin içine etti!" Michael kapıyı Luke'un ardından kapatarak yanıma geldi ve hemen dibime girecek şekilde oturdu. Başını omzuma yaslaması beni tüm dünyadan soyutlamıştı. "Aldırış etme, sürprizleri sevmem zaten. 'Seni seviyorum' diyerek bir öpücük versen bile bana yetiyor, fazlasıyla." Michael'ın bu kadar sakin, heyecanlanmadan ve ruhsuz oluşuna baktım ve bu gerçekten çok garipti. O böyle biri değildi. Yüzünde her zaman o çocuksu gülüşü olurdu.

"Tüm doğum günlerinde ne yaptıysam onu yapıyorum, değişen tek şey yaptıklarım. Ama senin bu kadar sakin oluşun beni korkutuyor." Sessizce kıkırdadı ki ben bunu nefes seslerinden anlamıştım. Bir eli arkadan belimi bulurken diğer eli bacağımdaki elimi buldu.

"Yorgunum, Cal. Çok uykum var." Omzumdaki yüzüne bakmak için eğildiğimde gözlerini yumduğunu gördüm. Sahiplenme içgüdüm artarken kafamı onun kafasına yasladım, ona böyle sahip çıktım, eskiden ya da şimdi.

Ama sol gözünden düşen gözyaşına sahip çıkamadım.

____________________________________

Bu mutlu bir kitap değil şimdiden piçliklerim için özür dilerim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

whistling my name Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin