4

730 69 8
                                    

Hala oyuncakçıdaydık ve Young-nam yorgunluktan uyuya kalmıştı Jimin'in kucağında. Baş başa kalmıştık.

"Çok tatlı bir oğlunuz var." Oğlum mu Allah korusun.

"Hayır oğlum değil, kuzenim."

"Şey ben oğlunuz zannetmiştim kusura bakmayın."

"Önemli değil."

Jimin'i daha net incelediğim de Young-nam haklıydı. Melek gibiydi, çocukla çocuk oluyordu.

Aramızda ki sessizlik git gide uzuyordu. Ben onu en ince ayrıntısına kadar inceliyordum nedenini bilmediğim bir şekilde.

Ondan bu kadar kısa bir sürede etkilenmiş miydim? Kendime inanamıyordum. Öyle bir duygularımın var olduğunu bile bilmiyordum.

Sessizlik çok fazla rahatsız edici olmaya başladığından konuşma gereği duydum.

"Seni çok fazla sevdi."

"Farkettim benim için çikolata almış."

"O almadı ben aldım senin için çikolata." Ne dediğimi fark ettiğimde sustum. Kendime şaşırıyordum. Küçük bir çocuğu mu kıskanmıştım? Aklım çok karışıktı.

Jimin'e baktığımda şaşkınlıktan dudakları o şeklini almıştı. Böyle bir şeyi söylememi beklemiyordu herhalde. Ne yalan söyleyelim bende beklemiyordum.

"Bir dakikalığına bir yere gitmem lazım."

Kucağında ki uyuyan Young-nam'i bana verip ordan gitti hemen. Geri geldiğinde elinde küçük bir kutu vardı.

"Bu nedir?"

"Buda benim hediyem Young-nam'e eğer vermeseydim hiç içim rahat etmezdi."

Hediyenin bana olduğunu ikimizde biliyorduk aynı benim ona çikolata almam gibiydi olay.

"Young-nam buna çok sevinicek."

Gözleri kapanana kadar gülümsediğinde kalbime sanki bir ağrı saplanmıştı. Ne oluyordu bana böyle ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum. Bu histen kurtulmak istercesine Jimin'e veda edip çıktım ordan ama çıkmam bir işe yaramamıştı o his hala ordaydı. Bir gülümsemesiyle mi etkilenmiştim ondan? Yok canım daha neler...

----------------------------------

Eve geldiğim de Young-nam'i yatağına yatırdım. Jimin'in sözde Young-nam'e verdiği hediyeyi açmak için çalışma odama gittim.

Paketi açtığım da içinden kar küresi çıkmıştı. Gülümsemeden edemedim. kürenin içinde bir ev vardı etrafında çam ağaçları doluydu. Sallayıp benim her zaman görebileceğim yere koydum.

Tanımadığım birinden nasıl bu kadar etkilenmiştim. Gülüşü gözlerimin önüne geldiğinde titredim. Başımı sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım ama olmuyordu.

Jimin'in çok büyük bir etkisi vardı. Küçücük çocuğu bile etkilemişti. Şimdi daha iyi anlıyordum Young-nam'i

"Yine dayıp gitmişsin." Daldığım düşüncelerden Young-nam'in sesiyle irkilerek girmiştim. Bu küçük velet ne ara odama girmişti?

"Sen uyumuyor muydun bakayım?"

"Ne düşünüyoydun? Bu yuvarlak şey ney?"

"Ona kar küresi deniliyor. Salla bakalım"

Young-nam eline aldığı kar küresi ni sallamaya başladı. Sallaması durduğunda gözleri ışıldayarak izliyordu kar küresini.

"Bu çok güzeymiş bana veysene bunu noyuy hyung noyuy."

"Özel birisinden hediye olarak geldiği için veremem üzgünüm Young-nam."

&&&&&&&&&&&&&

toys shop | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin