6

736 71 17
                                    

Evde attığım 43. Turdu bu. Jimin'e mesaj atmak istiyordum ama yanlış anlayabilirdi. Çok kararsızdım. Hafta sonları da çalışmıyormuş.

Ne yapıcağımı düşünürken gözüme oyuncaklarıyla oynayan bir adet Young-nam takıldı.

"Young-nam?" Cevap yoktu.

"Young-nam!" Yine cevap yok.

"Tamam o zaman bende Jimin'le ilgili olan şeyleri anlatmam sana."

Resmen yanıma uçarak gelmişti evet uçarak çünkü bunun başka tabiri olamaz. 

"Anyatt hadi hyung."

"Aslında tam anlatmalık değil Jimin'le konuşmak ister misin?"

"EVET EVET NOLUY HYUNG NOLUY." Young-nam'i yalvartmak istesem de Jimin'le konuşma isteğim daha fazlaydı.

Ve şu aralar Young-nam'i tanıyamıyordum bu çocuk benle bile konuşmak istemiyordu telefondan sanırım Jimin etkisi bu olsa gerek.

Telefonu elime alıp hemen Jimin'e mesaj attım. 

Jungkook: Jimin 

 Jimin: efendim Jungkook 

Jungkook: Bu Young-nam tutturdu senle konuşucam konuşucam diye 

Jungkook: Çok özlemiş seni (Jungkook sen çok özlemiş olmayasın tutamadım kendimi sorry kdmgdfkgmdfh)

Jimin: Ya yeriimmm bende onu çok özledim 

Jungkook: Yani sadece onu mu yersin başka yiyecek böyle boylu poslu kişi yok mu hani bide başka çok özlediğin

Jimin: Anlamadım??

Jungkook: Yok bişi eheheheh 

Jungkook: O zaman ben görüntülü arayayım özleminizi giderirsiniz

Jungkook: Olur mu?

Jimin: Tabi ki de olur bekliyorum

O anki sevinçle telefona bir şey olmasın diye kenara koydum.

"YOUNG-NAM OLUR DEDİ." 

"HYUNG NEYE OLUY DEDİ?"

"JIMIN'LE GÖRÜNTÜLÜ KONUŞUCAZ." 

Kendimi hemen boy camın önüne attım. Young-nam'de benimle beraber gelmişti. Saçımı başımı düzeltmeye başladım yani Jimin beni dağınık görürse ayıp olur bence.

Benim hareketlerimin aynısını yapan Young-nam'e aynadan sinirli bir şekilde baktım.

"Velet napıyorsun?"

"Hyung Jimin beni böyle kötü göymeşin yakışklı göysün. Gözleyi bayyam etşin."

"Ahahahaha Young-nam çok komik çocuksun hadi şimdi kış kış." Poposundan yavaş yavaş ittirdim gitsin diye. Böyle yapınca daha çok yapışmıştı aynaya.

"YAH HYUNG JIMIN'I BEN KENDİME AYAYLAMAYA ÇAYIŞIYOYUM. KENDİME ÖZEN VEYMESSEM JIMIN BANA BAKMAZ." 

"Bu gidişle Jimin bana da bakmaz senin yüzünden."

"ŞEN NE AYAKA YA JIMIN BENİM Bİ KEYE."

"Velet adamı hasta etme Jimin benim." Aniden gelen sinirle ne dediğimi fark ettiğimde kendimi tokatlayasım geldi. Bu kaçıncıydı. Jimin'den azıcık hoşlanabilirim belki ama azıcık. Bir daha ki sefere çenemi sıkı sıkı tutmam lazımdı. 

Young-nam bir şey demesin diye ağzını elimle kapatıp içeriye götürdüm onu.

Telefonu elime alıp Jimin'i hemen görüntülü aradım. Young-nam'i de kucağıma çektim o da görünsün diye.

Bir kaç saniye sonra Jimin aramayı cevapladı. Boğazlı kazak giymişti yine her zaman ki gibi çok güzeldi.

"Niye bu kadar geç aradınız ya beklemekten çürüdüm resmen." 

"Acaybaa niyeee" Young-nam bana sinirli sinirli baktığında gözlerimi devirdim.

Young-nam tam konuşacakken hemen ben söze atladım.

"Jimin-ah nasılsın?"

"Her zaman ki gibiyim işte sen?"

Biz böyle Jimin'le uzun uzun konuştuk. Young-nam sıkılmış olucak ki telefonu kaptığı gibi uzaklaştı benden. Şimdi de ikisi konuşmaya başlamıştı. Sıramı sakince beklemeye başladım.

Onlarda uzun uzun konuştu.

"Tamam o zaman Jiminie şeni çok şeviyoyum." 

"Bende seni çok seviyorum." Kıskançlıkla dudağımı dişledim.

"O zaman pazayteşi göyüşüyüz." 

"NE BİR DAKİKA BENDE KONUŞUCAM."

"Özüy dileyim hyung kapattım biye." Üzülmüş gibi yapıyordu. Benimde sinir kat sayım git gide artıyordu.

"Gel buraya velet bu sefer elimden kurtulamayacaksın." 

Young-nam kaçıyordu bende onu kovalıyordum. Bir günümüz daha böyle geçti.



















toys shop | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin