Annem hafif sinirli bakışlarla bana bakarak
"aç mısın?" dedi. Sanırım. Biraz.. Açım! Dedim. En yakın yerde nerede bir Restaurantın olduğunu öğrenmek için yoldan geçenlere soru soracaktık. "Bak anne yaşlı bir teyze. Ona sorabiliriz." dedim . Teyze bir yer tarifi etti. 2 kilometre uzaklıkta. Karnımda epey acıkmıştı. Hızlı olmalıydık. Hemen hemen 30 dakika kadar yürüdük ve Restaurantın tabelasını gördük.
Hoş ve lüx bir yerdi. Sanırım biraz pahalıydı fakat başka çaremiz yoktu. Yabancı bir yerdeyiz ve pek fazla paramız yok. Girdik işte Restauranta. Annem hemen bir mercimek çorbası söyledi kendine. Çok sever kendisi. Neyse ben de söyledim derken bir anda babam geldi aklıma ve buraya neden geldiğimizi unutmuştum. Unutmuştuk. Hemen aklımızı başımıza alıp hareket etmeliydik hava kararmadan önce. O kadın.. Kimdi o kadın? Yemekten sonra tatlı yiyip yola koyulduk. Restaurant o kadar lüxtü ki hemen önünde taksici vardı. Bindik hemen taksiye. Verdik adresi. Adam tabi Rus. Anlamıyor. Allahtan ki annem az da olsa anlar Rusçadan. Konuştular bir süre ikisi ve araba hareket etti. Gidiyorduk sonunda.
Taksici gideceğimiz yere az kaldığını söyledi. Lakin biz sessiz ve ıssız bir yere gelmiştik. Ne işi vardı bu kadının burada? Böylesine korkunç böylesine garip bir evde. Gelmiştik sonunda. Çok geniş bir bahçesi vardı evin. Çitlerle kaplı bahçenin sararmış mozaiklerinden yavaş adımlarla yürüyorduk fakat annem her an taarruza hazır gibiydi. Köpekler vardı girişte. Lakin tasma ile bağlıydı hepsi. Ne de vahşi. Tam tamına 3 tane ip iri. Zil yoktu kapıda. Zaten ev eskiydi. Küçük bir kerpiç kapı ve 3 odalı köy evi.. Sakince kapıda ki tokmağı vurduk ve 10-15 saniye sonra kapı açıldı. Kapıyı açan bir kadındı. Ve muhtemelen o kadın. Kadın fizikli ve güzeldi. Lakin insan o kadına bakınca içini bir huzursuzluk kaplıyordu. Nedeni belli değildi ama oluyordu yani.
İşte kapıda küçük bir tanışma yaptık ve kadın bize "Buyrun içeri buyurmaz mısınız dedi. Yavaş adımlarla içeriye ilerledik. Kadının nefes alışını duyuyorduk. O kadar sessizdi ev. Ve de çevresinde hiç ama hiç ev yoktu. Bir tane ev var. O da bu kadının. Sahi bu kadının ismi neydi ki? Sormam lazımdı. Yoksa rahat uyuyamazdım. Soracaktım lakin annem ile kadının bakışmasının bitmesi lazımdı önce. Sonra kadın bize dedi ki;
Ne için gelmiştiniz acaba? Kim oluyorsunuz siz?
Annem konuya girmişti hemen.
Ben evli bir adam ile gizli ilişki yaşadığınız adamın karısı, bu ise bizim çocuğumuz. Sen kimsin? Kadının rengi değişmişti. Kadın" Şey.. Ben.. " diyecekti ki, annem tamam sus açıklama yapmana gerek yok dedi. Zamanında yemişsiniz bir boklar. Kadın ise hala ukala ukala cevaplar veriyordu. Tam dövmelik yemin ederim. Neysee..
Kadın anlatmaya başladı.
Kadının ağzından;
"Dostum o zamanlar bana aşık olduğunu söylüyordu. Aşık sanıyordum. Haftada bir kez bana gelir ve cinsel isteğinin tam karşılanmadığını söylerdi. Yani siz eşinizi tatmin edemiyormuşsunuz bayan. Ve o da çareyi ben de buluyordu. Ee ben de dul ve bakire bir kadındım. Benim de bazı fantezileri ve isteklerim vardı. Benim de ihtiyacım vardı olanlara. Neyse her cumartesi ya da salıları bana gelirdi. Pek vaktimiz olmadığı için yolda iken haber verirdi ben de kendimi hazırladım. Suyu koyar, rahat birşeyler giyerdim. Gelince de hemen...
Yeter! Kes! dedi annem. Senin orospuluğunu ve onun karaktersizliğini dinlemeye gerek yok. Sonrasını anlat sen. Neden bitti bu faili ilişkiniz?
Kadın devam etti anlatmaya.
1 yıl falan gizlice yaşadık ilişkimizi. Olacak olanlar asıl şimdi başlamıştı. Bir gün o işten çıkıp bana geldi direk. Ben de çarşıdan eve gelmiştim. Telaşlı ve kafam şişmiş haldeydim. Yine haber verdi ve gelir gelmez hayvanlar gibi sevişmeye başladık. Ama.. Ama o gün telaştan korunmayı unutmuştum. O geceden 25-26 gün sonra midem bulunmaya başladı.
Annem yine durdurdu kadını ve demek benim lanet olası kocamdan bir de hamile kalırsın! dedi ve saldırdı kadına. Zar zor da olsa annemi sakinleştirip kadını korudum. Ben de nefret ediyordum kadından. Belki de annemden çok. Ama akıllı davranıp istediğim şeyleri öğrenmem gerekirdi. Daha sonra kadına devam etmesini söyledim.
"Ben hamile olduğumu öğrendim. Ve bana aşık olduğunu sandığım için ona sürpriz yaparak söylemek istedim. Yine bir cumartesi bana geldi ve yine her zaman ki gibi sevişecektik fakat başlamadan pat diye söyledim. Bundan sonra bana geldiğinde sessiz olman gerekecek çünkü artık küçük ponçik bir çocuğumuz olacak dedim. Dondu kaldı resmen. Hemen yerden pantolonunu aldı,üstünü giydi ve apar topar dışarı çıktı. Bağırdım arkasından. Tınlamadı. Ben ise evde hüngür hüngür ağlıyordum."
Annem de kadın ne de olsa. Bu kişi kocasının kendisini aldattığı kişi de olsa acımıştı içi. Ve sessiz, yavaş adımlarla kadına sarıldı. Ben ise duyguları kenara bırakıp aklımı kullanıyordum. Bu an benim işime yarayacaktı. Çünkü kadın artık annemden korkmuyordu ve kendisine yakın hissetti. Yani daha dürüst olurdu.
Kadın devam etti ağlayarak;
Ben hamileliğimin ilk aylarını yalnız geçiriyordum. Üzülüyordum her gece. Derken bir gece kapım çaldı. Gelen oydu muhtemelen çünkü başka kapımı çalan olmazdı ki. Açtım kapıyı heyecanla ve de baktım ki gelen o! Sarıldım hemen boynuna. Pişman olmuş olmalıydı. Bana sarıldı,öptü, kokladı ve dedi ki "Çok güzel/yakışıklı bir çocuğumuz olabilirdi oysa ki.. Ne demeye çalıştığını anlamadım ve ne diyorsun sen dercesine baktım ve yemek hazırlamak için mutfağa gittim. O ise beni yatak odamız da bekliyordu. Aldım elime tepsiyi yavaş adımlarla ona sürpriz yapmak için kapısına gelmiştim.
Ama.. Ama o biri ile konuşuyordu. Ama kim ile? Sonra aklıma senin ile konuşabileceği aklıma geldi. Merak ettim açıkcası. Dinlemeye başladım ne konuştuğunu. Bir şeyler diyordu ama ne? Anlamıyordum. Sadece bazı sesler duydum. Çok garip anlatılmaz. Ona sormak için içeri girdim. Girdim ama... Nasıl yani? Elinde telefon yoktu. Odanın duvar dibinde ki köşeye gözünü dikmiş duvar ile konuşuyor ve duvara göz kalemlerimle birşeyler yazıyordu. Lan o kalemleri ben 120 TL'ye almıştım. Neyse. Size konuştuğu şeyi seslendiremem fakat yazdığı şeyi gösterebilirim. Fotoğrafını çekmiştim o gittikten sonra. "ya syd muqadas ... ya shaytan muqadas ... 'aqbil hadhih altadhiat alty ailtazamat biha." yazıyordu duvarda. Korkmuştum. Kimle konuşmuştu? Ne yazıyordu duvara? Neden yazıyordu? Ne anlama geliyordu bu yazdıkları?
...................
Arkadaşlar çoğu kişinin yaptığı gibi 2-3 bölümde olayı bitirmek yerin uzun ve derin girdim konulara. Daha kaliteli ve daha profesyonel olacağına inanıyorum. Sizi seviyorum. Devamı yakında gelecek. Oy atıp zirveye giden yolda destekçim olmayı unutmayın. 👻
