Okul zamanlarım ilk defa çok eğlenceli geçiyordu.Dersleri bile sevmeye başlayacaktım sanki.Bir saniye ya ben biraz önce dersleri sevmek mi dedim ıyy asla
Okul dergisine kabul edilmiştim.İşin güzel yani yazdığım yazılar dergide yayınlanırken altında bir nick kullancakmışım.Kimse yazdığımı bilemeyecek yani.Buda beni ayrı mutlu etmişti.Sınıf arkadaşlarımla kaynaşmıştık
.Nilay ise 1 haftada benim canım en yakınım olmuştu nasıl olduğunu sormayın bile ben böyle cana yakın bir kız görmedim.Hafta sonu beraber dışarı çıkmıştık gezmiştik bir kafeye oturmuştuk.Ertesi günde bize geldi beraber film izledik.
Bugün günlerden maç günü Nilay okula gelmeden direk salona gideceğimizi söyledi oysaki maç saat 15.00’daydı.Biz salona 12 ‘de gidiyorduk nerdeyse.Meğersem bu maç günleri iki okuldada tatil edilirmiş bizimkilerin zaten son maçıymış.
Önceki maçlar ben gelmeden önce bitmiş.Zaten çok büyük bir farkla yenmişiz.Salona girdiğimizde neden Nilay’ın erken gelmemiz gerektiğini söylediğini anlamıştım.Her yer dolmuştu nerdeyse bir an ön sıralardan biri el salladı bize.Bizim sınıftakiler önceden gelip bizede yer tutmuşlar.
Oturduk ve konuşmaya başladık.İnanın 3 saat nasıl geçti bilmiyorum.
Ama bana çok hızlı geçti gibi geldi.Hatta bir ara Rüzgar,Aras,Çisem salona girip bana selam verdiler falan.Onlarda gelmişler izlemeye.Bu arada Nilay’lada tanıştırdım onları.
Yıldız Koleji ise tam anlamıyla bir felaket kızları maça değilde bir baloya gidiyor gibi giyinmişler.
Birde ağız yayarak bağırmaları yokmu daha takımınız sahaya çıkmadı gençler bir sakin diyesim varda olmuyor işte sanki arkalardan biri içimi okumuş gibi bağırdı.
Yıldız’lılar kızlarınız gözlerindeki makyajdan sahayı göremiyor sanırım daha maç başlamadı.
Meğersem buda bizim okulun en popüler kişisiymiş,herkes onu severmiş,oda insanlara kötü davranmazmış yani.Okulun sevilen çocuğu.
Yıldız Koleji’nin kızları tabi bu lafa bozulmuştu.Bir şeyler demeye çalıştılar.Ama o ağız yaymayla o sözler anlaşılmadı gitti.Tabi o ara bir gürültü çıktı.Meğersem takımlar sahaya çıkmış.Ayağa kalktık alkış falan derken gözüm birine takıldı.Ama ne takılma alamıyorum gözümü çocuk çok yakışıklı falan değil kahverengi saçlı bir çocuk işte.Ama bir gamzesi var anlatamam o kadar tatlı ki.Maç başladı tabi birde karşı takımdan olunca Nilay nereye baktığımı fark edince bana öyle bir bağırdı ki en arka sıralar bile bize baktı diyebilirim.
Hayır Nilay harika bir kız ama heyecanlanınca ne yapacağını bilemiyor.Nilay’ın kulağına:
Sessiz ol Nilay.En arka sıra bile bize baktı.Birde bir şey sorucam kim bu çocuk ?
O mu onu boşver ya.
Nilay söylesene.
Ya Tılsım bak o çocuğa hiç sarma derim derken
Çocuk bir anda basket attı.Ve bir kıza doğru bu senin için dedi kıza baktığımda ise ben zaten kendime kızmaktaydım.Yok böyle bir güzellik kız kahverengi saçlı ve ordaki diğer kızlar gibi değildi.Ama öyle güzel duruyordu ki ben bile gözümü alamamıştım.
Ne demek istediğini anladım sanırım Nilay.
Aslında o en küçük detay Tılsım.
Nasıl yani başka ne var ?
Bizim okuldakiler ondan nefret eder geçen seneki maçlarda hırsından maç çıkışı bizim okuldan bir çocuğa saldırmıştı.Yani onunla arkadaş olan bizim okuldakiler için yok demektir kısaca.
Başka ne var ?
Daha çok var ama birazdan maç bitecek sonra anlatırım
Dediğinde maçı izlemeye geri dönmüştük.Evet gamzeli çocuk sayesinde maç berabere bitti.Düdük çaldığında o kız çocuğa doğru zıpladı.Ve sarıldılar.Bense onları izlerken donmuştum sanki o çocuktan o kadar etkilenmiştim ki bir şey hissetmekle alakası yoktu sadece etkilenmiştim.Salondan çıkınca
Nilay şimdi nolucak ?
Maç tekrarlanıcak.Ama bu sefer okul öğrencilere gidemez sanırım.
Anladım.Şimdi ne yapıyoruz derken bizimkiler yanımıza geldiler Nilay’ıda alarak bir kafeye gittik.
Bizimkiler Nilay’la çok iyi anlaşmışlardı.İşin garibi Çisem değişiyordu sanırım.O benden nefret eden Çisem şuan bana çok iyi davranıyordu.Bir anda içeri bir kalabalık girdi.Meğersem Yıldız Koleji’nin takımıymış.
Eveeet evet benim gamzeli bizim masaya doğru yürümeye başladı.Bense çocuğu izlemeye başladım.Nasıl bir tatlılıktı bu çocuk böyle.İzle izle doyamıyordum sanki.Ben onu izlerken o Aras’ı öptü selam verdi.Bize baktı dalga geçti.
NE NAPTI O LAN ARAS’I ÖPTÜ VE BİZİMLE DALGA GEÇTİ.
Tabi ben çocuğu izlemeye dalmışken şoktum çıktım bi anda.Ben cevap verene kadar Nilay cevap vermişti bile.
Daha maç sonuçlanmadı.Gitsen iyi olur.
Ve çocuk gitti içimden aferim Nilay diye geçirirken Aras’a merak ettiğim soruyu sordum.
Aras o çocuk kim ve nerden tanışıyorsunuz ?
Rüzgar ve Çisem bu heyecanlı soruşuma gülmeye başlamışlardı.Nilay ise
Tılsım aklından bile geçirme sil onu aklından olamaz onlar yasaklar dedi.
Aras ise ciddiyetini koruyarak adı Tuna dedi soyadıda Altınsoy dedi tanıdık geldimi derken gülmeye başlamıştı bile.
Bense nerden tanıdık gelcek diye düşünürken Altınsoy holding aklıma geldi bir anda babamın çalıştığı şirket yok artık diye içimden geçirirken yüz şeklim öyle bir hal almış olmalı ki bizimkiler gülmeye başladı
Nilay’ın bile o sinirli hali gitmiş gülmeye başlamıştı.Bense bu çocuk bana bakmaz aklımdan çıkarmalıyım diye düşünüyordum.Şimdide Tuna’nın sarıldığı kız bizim masaya doğru gelmeye başlamıştı.Kıza ölümcül bakışlarımı atmaya çalışmıştım.Ama başarılı olamadım galiba.
Kızın bizim masaya gelince eli ayağı titremeye başladı.Aras’a naber dedi.Aras’sa umursamaz bi halde iyi dedi hayır nasıl böyle bir kıza iyi davranabiliyor anlamıyorum.Bir saniye ya Tuna’nın sevgilisi neden Aras’a naber dedi noluyo lan burada ?
İki bölüm birden ekledim.Ve yine yazmayı düşünüyorum tabi vote+yorum gelirse :d