ÖZGE'NİN AĞZINDANOHA ÇÜŞ AYI DEVE JÜPİTER......
Içsesime saydırırken üzerimden şaşkınlığımı hâlâ atamamış Hümeyra'yı anca aramıştım.
Yaklaşık 10 dakika sonra bi araba geldi içinden Hümeyra çıktı. Arabayı mahallede ki villanın sahibi amca kullanıyodu. Evet mahallede villa...
"Noldu lan anlat!"
"Sana da merhaba çiyancım."••••••••••••••••••••••••••••••••
Eve vardık ve bizi getiren Mehmet amcaya teşekkür ederek eve çıktık. Sanırım bizi havalimanına da o bırakacak diye düşünürken Hümeyra onu da ayarlanmıştı ve yaklaşık 1 saatlik yol 25 dakikaya düşmüştü. E adam hızlı sürüyor yani.
Eve çıktık biraz soluklanıp yemek hazırladım ve ayı gibi de yedim. Sonra ise olanı anlatmaya başladım.
Anlattıktan sonra
"Yok artık yuh laann..."
"Cansu sakin ol kanka ve elinde ki telefonu yavaşça yere bırak" Efe'ye ciddi misin? bakışı attık ve anlamış olmalı ki
"Ne sonuçta o kadar pahalı yani boru değil bu 4 bin falandır."
"Sus" hepimiz bağırdık ve ciddileştik. Eren söze atladı ve
"Yani şimdi sen Hümeyra'nın numarasını bulmaya çalışıyodun sonra hatırladın ve yazmaya başladın. Sonra bi baktın ki numara zaten kayıtlı duruyordu. Sonra rehbere baktın ve Demir diye bi adamla bizim numaralarımız kayıtlıydı öyle mi ? "
"Evet" diye yanıtladım dolu ağzımla. Tıkınıyorum ama hâlâ açım.
"Hadi Özge hızlı ye uçağım kaçmadan gidelim. "
••••••••••••••••••••••••••••••••
Arabadaya bindik ve havalimanının yolunu tuttuk. Yaklaşık 25 dakika sürdü varmamız ve uçağın alımını beklemeye başladık.
"Yaaaa kanka yine gel yine gel çok özlemem seni ama" ağlarken bu cümleler döküldü dudaklarımdan.
"Bence hiç gitme biz getiririz sana Han Nehri'ni Sehun'u SM'İ okulunu" Hümeyra bunları derken bi an gerçekten getirir diye sevinecek olmuştum.
"Kızlar sümüklü sümüklü mu yollicaksınız beni? Aaa vallaha darılırım. Gidin peçete alın ya ben de ağlicam şimdi."
"Cidden ha gidin şurdan peçete alın! " Eren'in emir vermesi ne kadar sinirimi borsada ben giderim diyip dükkanlardan birine girdim.
"A-abi -burun çekme- bi pp-peçete alıcam. Ya abi gidiyo canım arkadaşım yaaa" ilk kez bu şekilde duygulanan ben insan gibi bile ağlayamıyorum...
"Ağlama be kızım gelir gelir arkadaşın hem papsaptan yazarsın ona "
"Amca papsaptan ne ya ?" Gülmeye başlayınca bi anda adamda güldü. Tabii 3 saniye sonra tekrar ağlamaya başladım.
"Vücudun da su kalmaz bu kadar ağlama. Hem burnun akar sümüklü olursun.😏" Ermiş gibi konuşan ama yabancı olan bi ses kulaklarımı doldurmuşken kim konuştu diye bakındım. Tam sol tarafımda birisi bana peçete uzatmış hatta burnumu da biraz sıkımıştı.
Bi dakika...
Bu o çocuk. İnsanlık yapamayan öküz.
"Sen" Dedim kapşonunun şapkasını çıkarmaya çalışırken.
Cevap vermedi ve şapkayı açamim diye direnmeye başladı. Sonunda elime tutuşturduğu bi peçete ve bi kağıtla gülümseyip döndü ve gitti.
Ardından Alanur geldi ve beni beklediklerini Ceren'in gitmek üzere olduğunu hatırlattı.
Elimde ki kağıdın varlığını bi an için unuttum ve Alanur'un peşine takıldım. Peki ya orda ne yazıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 baş belası
Literatura Kobieca" 5 baş belası olan ama bir nefes kadar değerli dostlarım ve ben bi kitapta olursak okuyucuyu nasıl delirtiriz? Bir de bunun yanında gizemli bir kutu? " Okumaya devamm!✊!✊!