BÖLÜM 6 -Hipnoz

181 24 5
                                    

    Yatağın üzerinde duran çantamı alıp çıkıyordum ki karşımda duran boy aynası böyle dışarı çıkmamam gerektiğini ısrarla söylüyordu. Gözlerimin altındaki morlukların yanı sıra saçlarımda yağlanmıştı ve ter kokuyordum. İyi bir duşa ihtiyacım vardı. Hemen suyu hazırladım ve üstümdekileri çıkartıp kendimi suyun serin kollarına bıraktım. Uzun süredir kendimi hiç iyi hissetmediğim kadar iyi hissediyordum...

    Duştan çıktıktan sonra giyeceklerimi seçmeye koyuldum. Yorucu birgün olacaktı ve hava oldukça bunaltıcıydı. Bu yüzden bordo şortum ile beyaz salaş bluzümü kombinleyip hızlı bir şekilde giydim. Boy aynasının yanındaki geçen sene aldığım lacivert topuklu ayakkabılarımda sanki bu kombinim için yaratılmıştı. Yüzümdeki hafif bir gülümsemeyle ayağıma geçirdim ve aynanın karşısına geçtim. Pudramı sürüp eyeliner'ımı da çektikten sonra artık hazırdım. 

    Saat 15.40 olmuştu. Hemen yoldan geçen bir taksiyi çevirdim. 15-20 dakikalık bir süre içerisinde düşüncelere daldım. Mira'dan gerçek bir intikam almak istesem de yinede Rüzgar'ın dediklerine aklım ermiyordu. Gözlerimi sıkıca kapattım ve ''Neyin doğru neyin saçma olduğunu göreceğiz'' diye mırıldandım. Ben düşüncelerimle boğuşmaya devam ederken taksi ani bir fren yaptı. Gözlerimi açtığımda vardığımızı fark ettim. Ücreti ödedikten sonra indim ve  Rüzgar'ın bürosunun önüne vardım.

    Tam zili çalacaktım ki kapıyı yüzündeki tatlı bir gülümsemeyle açtı.

-Saat 16.00. Hiç değişmemişsin. Her zaman ki gibi tam zamanında. Hadi içeri gel de konuşalım.

    Birşey diyemeden içeri geçtim. Buraya onunla ne eski zamanlardan konuşmaya gelmiştim ne de tedavi için. Sadece söylediği saçma şeylerin doğru olup olmadığını merak ediyordum. Ona inanmak istiyordum ama bir yandan da söyledikleri bana doğru gelmiyordu. Bir süre oda da bir sessizlik oluştu. Sessizliği ilk bozan Rüzgar'dı...

-Ne oldu da fikrin değişti?

-Söylediklerine bir anlam verememiş olsam da sana inanmak istiyorum Rüzgar.

    Söylediklerim Rüzgar'ın hoşuna gitmiş olmalıydı ki yüzünde gizleyemediği bir tebessüm oluşmuştu. Birkaç dakika konuşmadan öylece yeri izledi. Sonra başını kaldırıp yanıma geldi. Çok fazla yakındık birbirimize. Ellerimi tuttu. Elleri çok sıcak ve yumuşaktı. Tüylerim ürpermişti.

-Bak bu pek kolay olmayacak. Önce gücünü keşfetmeliyiz. Buna hazır mısın?

    Gözlerimi sıkıca kapattım ve tüm gücümü topladıktan sonra tekrar açtım.

-HAZIRIM!

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

UTKU

    

    Bu lanet olası baş belasından ne zaman kurtulacaktım ki? Onun yüzünden Hira'ya demediğim şey kalmamıştı ve onu öylece bırakıp gitmek zorunda kalmıştım. Onu çok kısa bir süredir tanımama rağmen masum ve iyi kalpli bir kız olduğunu düşünüyordum. Garip ama onunla konuşurken, onun yanındayken kendimi iyi hissediyordum. Farklı bir şekilde bana iyi geliyordu. Tamam kes artık şunu Utku! Kesinlikle ondan hoşlanmıyorsun.

İCİMDEKİ BOSLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin