Şarap gibi bakıyordu lan kadın. O nasıl yıllanmış göz. Dizlerim tutmuyor hala. Sarhoştu sanırım. Dans etmeye çalışıyor, kafasını kaldırabildiğinde beni görmeye çalışıyordu. Uzun sarı kıvırcık saçları vardı simsiyah kısa elbise içindeydi kalabalıktan tam belli olmuyordu ama o gördüğüm siyah uzun topuklu ayakkabıda onundu muhtemelen. Ayakları acımış olmalıydı barın önünde çıkarılmış duruyordu ayakkabıları. Ayaklarında can kesilmek üzereydi çok içmişti yaklaşık 2 saat izledim. Benimle beraber göz göze geldiğim tüm erkekler de onu izliyordu. Elini pantolonun içine sokanlarını ve bazı kızların sevgililerinin gözlerini ona bakmaması için eliyle kapayıp unutması içim öpüşenleri hayal mayal hatırlıyorum. Bu iyice heyecanlandırıyordu beni. Yaklaşmak istiyordum ona ama korkuyordum açıkçası çekiliyordum sarhoştu ve bağırabilirdi küçük şeyleri büyütebilirdi. Son tekilayı da vurup bardağı koydum masaya. tam adım atarken göz göze geldik ve kaşını kaldırdı anlamış olmalıydı. Utandım. Gitmek geldi aklıma uzaklaşmak ordan. Ama gidemezdim öylesine özenilmiş bir sima ve beden benimle olmalıydı. Saat üçü geçmişti ve azalmak üzereydi insanlar. O hala aynı yerdeydi gövdesi ve bacakları haraket etmiyordu dinmişti müziğe sadece parmakları ve kaşları ritim tutabiliyordu. Arada kafasını çeviriyor gözlerini üzerimden geçiyor ona baktığımı biliyor bilerek göz göze gelmiyordu. Bende flu görüyordum Sarhoştum beş altı insan kalmıştı. Çifter görmüyoduysam. ama o tekti kabalıkta bile ayırt etmesi güç değildi. Tekrar gitmeye yeltenemiyordum. Sanki emindim geleceğinden. Gelecekti, gelmeliydi. Tüm insanlar çıkana kadar bekledik. Telefona baktığımda saat 04.41 di. Gelmeyecekti. Kalktım, sandelye terlemişdi. Çıktım ordan. Valeler arabamı getirmişti kapısını açıp tekrar clup kapısına bakarken omzuma bir el dokundu. Arakama döndüm yüzünü o siyah topuklu ayakkabılarınla gizleyip bana bakıyordu bir iki saniye geçti indirdi ayakkabılarını yüzünden ' bööö' dedi ve kahkaha attı. Anlamıyordum napıyordu. Aniden ciddileşip ekledi: 'sen yanıma gelemezsin ben gelirim söyle bakalım ne diyecektin dedi.' Heycanlandım yine ne diyeceğimi bilmiyordum. Yada ne denilebilirdi? Aklıma geleni söylemeliydim. Dedim: ' sarhoştun yardım etmek ist..' cümlem bitmeden ellerini yüzüme koydu 4 parmağı yanaklarımdaydı baş parmağınla dudaklarımı kapatıp ' neyse boşver ' dedi. Anlıyordu birşeyler ama ben anlamıyordum. Neden böyle tutuklanmıştı dillerim? Neden çaresizdim? Neden konuşamıyordum?
Yine kahkaha attı. 'Kaç para verirsin' dedi. Ne parası olduğunu sordum niçin para konusu açtığını öğrenmeye çalıştım birşeylerin farkında tebessümleriyle yüzümü süzüyordu. Süzdükten sonra baya. Sordu:- oyuncu falan mısın?
- işsizim
- ya bu araba?
- babamın
-(gülümseyerek) zengin olmalı
- fakir değilTekrar gülümseyerek bindi arka koltuğa. Bende binip, sordum;
- nerde kalıyorsun?
- (kahkahayla) ay'da kalıyorum
- neden hep dalga geçiyorsun?
- dalga geçemiyorum. pes ediyorum. Rol falan değilsin. Sarhoşken bile duyuyorum ağzın süt kokuyor!
Sinirlenmiştim biraz ama bişey diyemiyordum. Başkası olsaydı dinler miydim. Asfaltlamıştım dilini. Ama bu his çok özeldi.Çalıştırdım arabayı ilerlemeye başladık. Yukarıdaki aynadan görüyordum. Gözü sürekli direksiyondaki at sembolüne bakıyordu. Yüzünü ekşitiyor, ciddileşip kızıyo ifadesi takınıyordu. Gözleri kapandı bi ara telefonunun titremesiyle açtı gözlerini. Arayanın fotoğrafı vardı ekranda. Uzun sakallı kötü giyimli berduş avare tipli bir adamdı '500tl₺' diye kayıtlıydı. Baktığımı gördü sessize alıp ekranı aşağı doğru eğdi. Neden bi insan öyle kaydedilirdi ki? Sessizlik içinde ilerken yine düşünüyor olduğumu, gördüğümü gördü sanırım. At kişnemesi taklidi yaparak;
- eve gidince benide böyle hızlı kullabilecek misin merak ediyorum
Dedi. Telefonu çaldığında düşünmeye çalışmıştım. Eskortluk yapıyor olmalıydı. Ve benide kullabilicek misin dediğinde emin olmuştum. Bu gün şehvetle baktığım kadın eskorttu. Ama eskortluk için çok güzeldi. Belki de canlı canlı gördüğüm en güzel kadındı.