1 hafta sonra
Sonunda yeni evimize yerleşmiştik. 1 haftalık sefilikten sonra. 4 kız bi odada yattık. Ve cidden uyuyamadım. Ve bu yüzden çok yorgunum. Bizim evimiz sokağın başındayken onların sokagın sonundaydı. İçeri girdik. Ev tertemiz di. Şimdi tek sıkıntı kim kimle kalcak? Aklıma gelen fikirle parmağımı şıklattım.
- kızlar kura yapalım! Ne dersiniz ?
- olurr. Kagıda isimlerimizi yazıp bir kasenin içine attık. İlk ben seçtim be eun jang çıktı. Zaten geriye o ikisi kalmıştı. Ben memnumdun onlarda öyle duruyordu . Ama agrım vardı. Özellikle belimde. Sürekli oturmaktan. Biraz sonra kapı çaldı. Suzy koşup kapıyı açtı. Gelenler bts den başkası degildi. Zaten başka kim gelebilirdiki? İstemsizce gülümsemiştim. Onlarla birlikte bir sürü ses ve bolca yemek. Kook oppa elindeki poşetleri masanın üstüne bırakıp bana dogru koşup sımsıkı sarıldı. Ihım ıhım! Biz sevgili felan degiliz hatırlatalıtıyım.
15 dk sonra
Tam hepimiz oturup yemeye başlıyacaktı ki tekrar kapı çaldı herkes bir agızdan
- OOFFF!! Diye bagırdı. Eun jang koşup kapıyı açtı. Sonra büyük bir çıglık attı. Hepimiz bir anda irkilmiştik ki megersem çocukluk arkadaşı woo jin miş. Boynuna atlayıp backlarınıda beline sarmış hala çıglık atıyordu. Suga oppa bir anda
- hössst!!! Yavaşşşşş! Demisyle eun jang hemen yere indi. Çoçuksa etrafa garip bakışlar atıyordu. Eun jang onuda kolundan tutup kook la bizim aramızdaki boşluga otutrdu. Ben hemen sıcak kanlı tavrımla elimi uzatıp
- merhaba bem jessi. Eun jang hem ev hem oda hem dee en yakın arkadaşalrından biriyim. Dedigimde tam elimi sıkıcaktıki elimi kook oppa indirdi. Kook oppayla bakışmamamızı suga oppa nın sinirli sesi böldü.
- pardonda bu kim de sen ona öyle sarılıyorsun hanfendi?!!
- ahh o benim çocukluk arkadaşım.
- orasına anladık da o ne biçim bi sarılma ?!
- oppa sen beni kıskandın mı?
- tabi kıskanıcam kızım !
- oppa o gay! Der demez herkes te bir sesizlik oluştu. Sonra eun jang devam etti
- hey sakın sevgilime bakma! Oayrım gözünü !
- yok senin sevgilimde fena degil ama benim tipim degil. Benim şu baştaki.
Çenesiyle jin oppayı işaret etti. Jin oppa gözlerini büyüterek etrafa baknıyordu. Bir den namjoon oppa söze atıldı
- onun başı bağlı! Kendine git başkasını bul! Duyduğum şeyle küçük çaplı bir kalp krizi geçirdim. Çünkü ben bir namjin shıpperim. Fark etmeden yani istemsizce çığlık attım. Herkes bana garip bakıyordu. Oda çok sesizdi. Utanıp kafamı egdim. İki üç saniye Sonra tatlı bitir yüz ifadesi ile
- ah üzgünüm. Dedikten sonra biraz önceki olayı unutup herkes yemege gömüldü. Ama benim 1 haftadır oldugu gibi gene iştahım yoktu. Onları izleyip doymuştum. Tabağımdakileri çaktırmadan woo jin tabağına koydum. Yemiş gibi görüneyim diyede yemeğin sosundan dudağımın kenarına sürdüm. Çok halsizdim ama belli etmemeye çalışıp sürekli gülüyordum. Kook oppa
- jessi ne çabuk yedin ? Diye sordu şaşkın bir yüz ifadesiyle.
- yedim işte hızlıyımdır ben. Diyince j hope oppa
- emin misin bir haftadır baya hızlısın. Sadece gülüp geçtim. Sonra suzy
- ilaç vaktin geçiyor çabuk ilacını iç! Diye bagırınca mutfaga gittim. Bir bardak su alıp ilacı yuttum. Bu ilaç aslında tok karnına içiliyordu. Geberib gidicem. Bir tanede degiller! Hepsini içip içeri geçtim. Agrılarım gittikçe artıyordu. Sürekli sandalye üstünde oldugumdan dolayı. Ve sürekli yaralı sırtımı yaslamak zorundayım. Bu daha çok canımın yanmasına sebep olmuştu. Woo jin gelen bir telefonla acilen çıkmıştı. Kook oppa da beni yanındaki boşluga otturdu. Bir film açtılar. İzlemeye başladık.
3 saat sonra
Eun jang ın agzından
Birlikte etrafı topladıktan sonra gitmişlerdi. Aliee koltukta uyumu ve çok tatlı görünüyordu. İlk başta cebimdeki telefonu çıkarıp fotoğrafını çektim. Uyandıgında bana kızıcagını bilsem bile. Hafif dürtükledim ama tık yoktu. Kolunun altına girip odasına kadar zorla getirdim. Yatagına yatırdım. Suzy de gelip yattı. Jessi ile biz kalmıştık. İçeri salona girip oturdum. Benden kremini sürmem için yardım istedi. Yanına gidip sırtına yavaşça kremini sürerken lafa başaldım
- neden yemek yemiyorsun?
- ha?!
- bence anladın cevap ver.
- çünkü aç degilim.
- bir haftadır mı? Sordum ama cevap vermedi. Kermini sürdükten sonra sandalyesiyle odaya gitti. Bende salonun ışıgını kapatıp odaya gittim. İçeri girdiğimde yatağa yatmaya çalışıyordu. Hemen yanına gidip yardım ettim. Yatırıp üstünüde örttüm. Gözleriyle teşekkür etmişti. Bende yatağıma girip uyudum.
Saat gece 3 eun jang ın agzından
Susadıgım için kalktım. Karanlık odadan çıkıp mutfaga girdim. Suyumu içip yatacakken salondan sesler geliyordu. Sesiz bir şekilde salonun kapısına geldim. Kafamı içeri dogru uzattıgımda beni parçalara ayıran o görüntüyü gördüm. Telefonumu çıkarıp video ya almaya başaldım. Jessi yere yatmış karşısınada annediyle babasının fofografını koymuş dertleşiyordu. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Beni fark etmememişti. Sonra konuşmaya devam etti.
- anne , baba siz bana hep gerçek aşktan bahsederdinizya ben buldum. İsmi jungkook. Çok tatlı. Ben onu gerçekten çok seviyorum. Ama o bana bazen düşünmeden davranıyor. Onun söyledigi en küçük kötü sözle çok yıkılıyorum ama tatlı olan tek bi haraketinde kalbim pır pır atıyordu. İntihar etmeye kalkıştım çünkü çok yorgun bıkkın ve tükenmiştim.
Küçük hıçkırıkları büyük hıçkırıklara dönüştü. Bir damla yaş deryalara.... sonra söze devam etti.
- siz yokken ögrendigim bir çok şey oldu. Ama en önemlisi rol yapmaktı. Yalancıktan gülümsemek , hiç bir şey olmamamış gibi devam etmek ve en kötüsüde kötüyken iyiymiş gibi davrandım. Anne insanlar benim bazen insan oldugumu unutuyuyolar ve bu benim alev alev yanan yüreğimi daha da kör bir ateşe çeviyor! Ben sizi hep bekliycem !iyi geceler !
Diyip elindeki çerçeviyi öptü. Çektigim vidoyu kook a attım.
Biliyorum güzel olmadı ama okul varken anca bu. Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Lütfen.
