clarke
bellamy yokluğunda sadece 3 gün geçmişti . oturduğum yerden ayağa kalkıp etrafta dolanmaya başladım. onun için çok endişeleniyordum. gelmesini beklemek bile zordu görevlinin odaya girmesiyle düşüncelerimden sıyırıldım.
görevli: sizinkiler geldi.
görevliye bakıp dediği şey doğru mu diye anlamak için görevliyi kenara ittip bellamy'ler olduğu yere koştum . bellamy oradaydı "bellamy" diye seslendim. ve koşarak sarıldım. bellamy ilk başta yine şaşırsa'da anında karşılık verdi. adımı onun agız'ndan duymak güzeldi. arkaya baktığımda bizim gibi olan bi kaç mahkum daha vardı .kral roan sesiyle bellam'den ayrılmıştım.
roan: "istediklerimi getirdiniz özgürsünüz gitmekte "dedi bellamy bakıp gülümsedim.beni şaşırtan ise bellamy dediği şey oldu arkadaki mahkumlara bakıyordu. "onlarda bizimle gelicek "dedi . kral roan ise sessizce bellamy bakıyordu. bellamy biraz daha yanına yaklaşıp. "ne yaptığını bilmiyorum ama sen kesinlikle düşünceli ve iyi bir adamsın" dedim . ve elini tutum .
kral roan bize bakıp " mahkumlarıda alınişim olmaz " bellamy kafasını sallayıp sinirle "sabahtan beri sana onu soruyorum " dedi ve mahkumlara gidelim işareti yaptı.
lincoln
octavia bakıp "gitme zamanı sanırsam " başıyla onayladı . sorularıma ya da konuşmalarıma cevap vermiyordu. sadece kafasını sallıyordu. yanına doğru gidip .bana bakmasını sağlayıp "bak octavia seninle ya da herhangi biriyle sorunum yok " dedim octavia bana bakıp " üzgünüm gitmem lazım ." diyip getirdiğimiz mahkumlar ve octavia yürüyerek gidiyordu. arkalarında bağırıp "bekleyin bende geliyorum " dedim ve koşarak onların yanına gittim . octavia bana doğru dönüp . "bizimle gelmemelisin kralın kızabilir " dedi . omzumu silkip octavia 'nın yanağına öpücük kondurdum. ve onlarla gidicekleri yere doğru yürümeye başladık .
evet arkadaşlar umarım beğenirsiniz