...Arkadan biri dürttü:
" Merhaba ben Arif Nihat Asya Anadolu Lisesinden geliyorum. Biraz yabancılık çekiyorum da bana yardımcı olur musunuz".
Dedi. Çocuğa baktım. Boylu poslu yeşil gözlü hafif kumral bi o kadar da kaslı bi çocuktu. Eminim baklavalarıda vardır diye içimden geçirirken gözgöze bakıştığımızı farkettim. O gözlerrr...
Maşallah ormandaki yeşilliklerle aynı. Bi yaprağın yeşilliği kadar yeşildi.
"E-v-e t"
diye kekeledim.
Önüme bi döndüğümde herkesin bana ve yeni gelen çocuğa baktıklarını gördüm. Özellikle kızlar oğlanı yiyecek gibi bakıyorlardı. Zil çaldı ve öğretmenimiz içeriye girmişti. Bu bayanda kim di ? O da yeni olmalı. Kendisini tanıttıktan sonra bizi tek tek kaldırdı ve adımızı, nereli olduğumuzu , kaç kardeş olduğumuzu bize soruyordu.
Arkadan öne doğru sıra gidiyordu ve sıra arkamdaki yeni çocuğa gelmişti. Bütün gözler merakla ona bakıyor ve onu dinliyordu. :
" Ateş Aslan. İbrahimli'de oturuyorum. Aslen Isparta'lıyım. İki kardeşiz. "
dedi ve oturdu.
Sıra bendeydi.
"Öykü Kaya. Karataş'da oturuyorum. Aslen Samsunluyum. 2 kardeşiz."
dedim. Böyle sıra sıra devam ederken arkamdan adını yeni öğrendiğim Ateş yine beni dürttü:
" yine ne var?"
dedim. :
"waay demek karataş da oturuyorsunuz küçük hanım? "
dedi :" waay demek ibrahimli'de oturuyorsunuz küçük beyefendi, hayırdır niye sordun?"
diye söyleyince :
" yok birşey. Zamanı gelince öğrenirsin "
dedi ve önüme döndüm. Bu çocukta bi tuhaflık vardı. Ya biseyler karıştırıyor ya da gerçekten salak. Ben böyle düşünürken Cansel beni kolumdan çekiştiriyordu:
" nooldu Cansel?".
" Yaa bu çocuk çok tatlıı."
dedi :
"Ayy Allah aşkına Cansel neresi tatlı?".
Dedim. Ama Cansel haklıydı. Yani o kaslı vücudu, o siyah saçları o kalın kara kaşları ve onun altında durmadan bana bakan yeşilimsi gözleri o kadar yakışıklı gösteriyordu ki. Saçmalama Öykü kendine gel. Evet gideri var çocuğun ama bundan ibaret başka türlüsü düşünülemez. Çünkü ben Ali' ye aşıktım. Ben böyle içimdeki sesleri bastırmaya çalışırken zil çalmıştı. :
"Ayy sonunda yaa. EE napacaksiniz kantine inelim mi?"
Dedim ve der demez bizim kızlar elimden tutup merdivenlerden hızlıca indirdiler.Ayağım ters döndü ve tam düşecekken; mis kokulu, sert ama bi o kadar da yumuşak olan birisine çarptım. Kafami kaldırıp baktığımda ise tabiki de o kişinin Ali olduğunu tahmin etmeliydim.
Allah'ım nasıl bi iyilik yaptım da bana böyle güzel birşey yarattın.
Ben yine iç sesimle konuşurken :
" Öykü ellerini belimden çekmeyi düşünüyor musun? ". Dedi Ali. Çok utanmıştım ve ben ne zaman utansam yanaklarım kırmızı kırmızı olurdu. Ali de bunu görmüş olacak ki :
" nooldu utandın mı kız?".
Deyince daha da kızarıyordum. Tabiki de utandım şapşal sen benim ilk aşık olduğum adamsın ,senle konuşurken bile kelimeleri yutuyor dilim. Ali'ye evet bile diyememiştim. Ali aşağı indi ve biz kızlarda indik. Bizim kızlar hemen bi masa tuttular bile. Ben dürümleri almaya giderken sümeyye de ayran aldı...Sizi yarıda bırakmak istemiyorum ama begendiyseniz vote atarmanız yeterli canlarr😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESLEK LİSESİ ~ 12 \ D SINIFI
Acakson senesi kalmis ogrencilerdik biz. Bize genelde Mini mini onikiler derlerdi. nesemize diyecek birşey yok. YGS ye 4 ay vardı ve biz eğlencenin pesindeydik. Daha sonra sıkıntılı günler geçireceğiz. Okulun en kıskanılan, en sevilen ve hep en güzel kı...