Yeni Başlıyor...

198 11 20
                                    

Karanlık, ıslak, soğuk ve duygusuz...

Yağmurlu sokaklarda yürürken hissettikleri buydu. Bu kadar yüzyıl yaşamasına ve birçok gücü olmasına rağmen neden hala üşümek gibi bir şey yaşıyordu anlamıyordu. Belki güçlerim arasında dipte köşede ısınma gücü vardır diye düşündü. Ama zihni ona öfkeyle bakarak " Yeni güçlerini sadece acil durumlarda çıkarabilirsin unuttun mu! " diye bir fırça çekti. Doğru ya... Başına bela bitmez tükenmez güçleri acil durumlarda çıkardı.

Sokaklarda yürürken bir kadın çığlığı duydu. Düşüncelerinden irkildi ve sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladı. Bir çıkmaz sokağa girdiğinde bir adamın kadına tecavüz ettiğini gördü. Hadi ama dedi ve sıkkınlıkla gözlerini devirdi. Bu aptal dünyanın karanlıklarına tanık olmaktan sıkılmıştı. Ve bu onu öfkelendiriyordu. Ama en azından birkaç duygumdan bir şeyler kalıyor diye düşündü ve adama doğru yürümeye başladı.

Adamın tam arkasında durdu ve " O kadını hemen bırak. " dedi tehditkar bi sesle. Adam arkasına döndü ve pişkince sırıtarak " Bunu bana bi kız mı söylüyor. Git işine yoksa onu bırakır sana dönerim. Zaten gayet çekici bir kızsın. " dedi onu süzerek ve arkasına işine devam etmeye döndü.

O ise sadece omuz silkmekle yetindi " Seni uyarmıştım. " dedi ve adamı ensesinden tuttuğu gibi duvara fırlattı. Duvara yapışan adamı boğazından tutarak sabitledi. Adam neye uğradığına şaşırdı. Hareket etmeye çalışsada bu kadar güce hiçbir şey yapamazdı...

O ise sinsice gülümsedi. Sıkkınlık ve duygusuzlukla toprak rengi olan gözleri sinirlilik sayesinde siyahın en korkunç tonlarına büründü.

 Sıkkınlık ve duygusuzlukla toprak rengi olan gözleri sinirlilik sayesinde siyahın en korkunç tonlarına büründü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyahlık gözlerinin beya yerlerinide kapayınca " Merak etme seni ufak şeylerle öldüreceğim. Asıl güç kullanılmayacak kadar değersizsin. Hem ( boynuna, tam atar damarının üstüne dudaklarını getirerek) biraz atıştırmış olurum. " dedi. Hayır vampir değildi. Ama masum olmayan canlıların kanlarının tadı ona güzel geliyordu. Köpek dişleri uzadı ve adamın boynuna soktu. Biraz kan içti ve her tarafı karadelik misali gözlerini adamın gözlerine dikti. Rengi solmuş, korkmuş olan adam siyahın kıyamet rengini alan gözlere bakınca ilk önce kendi yansımasını sonra felaketlerini görmeye başladı. Adam ilk önce titredi ve gözlerinden kan geldi. Bütün derisi eriyordu. Adam eridikçe o da sinsice bakıyordu. Elini adamın boynundan kaldırınca her tarafı erimiş olan adam yere yığıldı. Adamı hemen yok etti. Delil bırakmak istemezdi. Ama neden her şeyi hemen yok etmek varken sadece cansız şeyleri yok edebiliyordu. İşte lanet hayat diye mırıldandı ve kapşününü başına geçirerek yola devam etti.

Sokaklarda gezinirken bu sefer de bir çocuk çığlığı duydu. Gözlerini devirerek " İstediğim yere rahatça gidemeyecek miyim ben!? " dedi. Hayatının hangi dakikası rahat geçmiştiki.

Başka bir çıkmaz sokağa - sesin geldiği yere- ulaştığında karşısındaki manzarayı izlemeye başladı. Bir çoçuk elinden ateşler çıkarıyordu. Ve çocuk bu duruma korkmuş gibiydi. Çocuk, elinden bir ateş daha çıkınca yere düştü ve ayaklarını sürüyerek kendini duvara itti ve ağlamaya başladı. O sadece izliyordu. Bir çocuk daha gücünü keşfetti diye düşündü. Aklına kendi güçlerini ilk kullandığı zamanlar geldi. Hemen kafasını iki yana salladı. Düşünmek istemiyordu. Çocuğun yanına gitti ve karşısına çömeldi. Elini çocuğum kafasına koydu " Korkmana gerek yok. " dedi. Çocuk irkildi ama kaçmadı " Ama se..sende görmedin mi? Ne oluyor bana! Ateş çıkıyor ellerimden! Ateş beni kendine çekiyor. Olamaz yoksa be..ben bir ucube miyim? " dedi. O ise " Hayır değilsin. Sadece bu dünya ucube. Sen masumsun. Bak... Bu senin gücün. Tanrı tüm canlılara bir ayrıcalık vermiş. Bazı insan farklıları ise artı güçlere sahip ve kendi klanlarına ayrılırlar. Daha bileceğin çok şey var ama şimdilik bunla yetin. Sana söyleyeceklerim şunlar. Gücünü hissedebiliyorum. Bu ateş gücü normalden fazla. Sanırım sen ateş elementinin en güçlüsü olacaksın. Unutma daima güçlü ol ve yoluna bak. Buralarda durma seni ezmesinler. Kimseye taviz verme ve korkma. " dedi. Çocuk biraz yere bakarak düşündü. Bi anda irkildi ve onun gözlerine bakarak " A..ama ailem? Beni sevenler? Onları bırakamam. " dedi. Olamaz sanırım bu çocuk fazla masumdu. Onun gözleri şefkatin rengini aldı ve göz bebekleri bal rengine döndü. Biraz çocuğun başını okşadı. Ve gözleri bal renginden yine koyu renge döndü. Şefkat duygusu da azalıyordu belli ki.

Çocuğa yaklaştı ve hayatı boyunca kendine tembih ettiği bir parçası olan sözleri söyledi " Dünya hiçbir duyguyu barındıramayacak kadar karanlık... " dedi. Çocuk birkaç saniye gözlerine baktı ve durumu anlamış olacakki kafasını salladı. O da durumu iyi izah ettiğini anladı ve ayağa kalktı. Ama tam gidecekken arkasındaki çocuk " Senin ne gücün var? Gözlerinin rengi değişiyor ama o gücün değil sanırım. " dedi. O ise... gülümsedi... Uzun yıllardır içinde bir kırıntı kalan o duyguyu kullandı... gülümsedi... Ve işte o duyguda bitti. Çünkü gülümsemesi kesildi. Gülümseyemiyordu. Arkasına dönmeden " Bir çok gücüm var sayamadığım. Boşver sen eminim bir daha görüşeceğiz. " dedi ve yürümeye başladı.

Sonunda istediği yere ulaştı. Arkadaşlarının yanına... Kapıyı çaldı. Kapıyı açan uzun boylu bir adam "Geç kaldın. " dedi. O " Yavaş gelmek istedim. " diye geveledi. İçeri girdiğinde bir kız ve bir oğlan PlayStation oynuyorlardı. Kız ve oğlanın yanına yaklaşarak " Tüm gün oyun oynamaktan ve aylaklık etmekten bıkmadınız mı Ash ve Thaur? " diye sordu. Ash ona bakmadan " Hayır bıkmadık. " demekle yetindi. O da masadan bi sigara aldı ve ellerini silah şeklinde yaparak "Sizi seviyorum. " dedi.

Odasına girdi, camı açtı ve cama oturarak ayaklarını aşağı sarkıttı. Önceki dediğini düşünüyordu. Sizi seviyorum... Duyguları yavaş yavaş ölüyordu. Güçleri ne kadar artıyorsa duygusu o kadar azalıyordu. Peki ya masum insanlara olan sevgiside biterse... İşte o zaman dünya karanlığın dibine vuracaktı. Ya da dünya denen bir şey kalmayacaktı. Sigarasını uçurarak dudaklarının arasına aldı, eliyle yaktı ve dumanı çekti. Ağzında dumanın ahenkle çıkmasına izin vererek " Bu gezegeni yok etmeden amacıma ulaşmam gerek." dedi.

Yorumlarınızı bekliyorum... Şimdilik kapak yok ama bir dahaki bölüme kadar (haftaya kadar)  yapılmış olur.

Siyahın KıyametiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin