Abimin sesi ile gözlerimi araladım. Sabah sabah bu bağırışlar da neydi?
" Bu gürültü de ne? Daha sabahın sekizi! Tatilimin keyfini çıkaramayacak mıyım ben? Bırakın da biraz uyuyayım ya! "
Merdivenleri birer ikişer atlaya atlaya inmeye başladım. Sabahları her zaman enerjik kalkmışımdır.
" Oops!"
İkisinin de gözlerinden ateş çıkıyordu.
" Bu sefer ciddi sanırım. Siz iyi misiniz? Neler oluyor? "
" Yok bir şey. Her zamanki işle alakalı fikir çatışmaları. "
Babam duraksadı ve abime döndü.
"Abin ile anlaşmak çok zordur biliyorsun. "
Babamın sesi endişeli gibiydi. Ama beni de telkin etmeye çalışırcasına gülümsedi. Abimin bakışları daha çok sertleşti.
" Her zaman ki öyle mi? "
Genelde iş mevzularına müdahale etmezdim ama bu sefer ciddi bir şey olmuş gibiydi. Abim askıdan ceketini aldı ve evden çıktı.
" Neler oluyor baba? "
Babam alnını ovuşturdu. Çok yorgun görünüyordu.
" Endişelenecek bir şey yok kızım. Sadece birkaç belgede karışıklık olmuş. Abini bilirsin, hataya gelemez. "
" Anladım. Ama bu sefer daha farklı gözüküyordu. "
Abim gerçekten bu konuda çok sertti. Onun için her şey kusursuz olmalıydı.
" Sinirleri bozulmuş. Akşama düzelir merak etme."
Gülümsedim. Umarım aralarındaki sorunları halledebilirler. Ben de daha fazla üstünde durmadan mutfağa doğru ilerledim. Süt ve mısır gevreğimi çıkardım. Midem guruldadı. Ah gerçekten acıkmışım! İçeriye doğru bağırdım.
" Baba sana da bir şeyler hazırlayayım mı?"
" Hayır tatlım! Ben çıkıyorum biraz işim var."
" Tamam, kolay gelsin!"
Gidip yanağına bir öpücük kondurdum.
" Sağol tatlım. Akşam birlikte yemek yiyelim."
"Tamam. Görüşürüz babacığım."
Beni alnımdan öptükten sonra kapıdan çıktı.
12 sa sonra...
Kapı çaldı. Ah sonunda! Açlıktan öldüm ya! Koşarak merdivenlerden indim ve kapıyı açtım.
" Caner Ersoy evde mi?"
Karşımda polisler duruyordu.
" Ne, noldu? Abimi neden arıyorsunuz?"
Kekelemeye başlamıştım. Adam elindeki kağıdı göstererek konuşmaya devam etti.
"Arama emrimiz var. İçeri girmek zorundayız."
Yavaşça kenara çekildim ve polisler içeri girmeye başladılar. Ben de adamların peşinden içeriye girdim. Evin her yerini alt üst ettiler. Hemen babamı ve abimi aradım. Telefonlarına ulaşılamıyordu. Neler oluyordu böyle? Titremeye başladım. Hemen amir olduğunu düşündüğüm adamın yanına gittim.
" Neler oluyor? Lütfen anlatır mısınız?"
Adam duraksadı. Belli ki beni üzmek istemiyordu.
" Lütfen?"
"Bir cinayet gerçekleşti."
Kalbim durdu o an. Ne olmuştu? Abim, babam iyiler miydi? Adam durumuma üzülmüş bir şekilde sözlerine devam etti.
" Babanız... göz altına alındı. Abinizin de bu işte parmağı olabileceğini düşünüyoruz."
" Ne? Nasıl olur? Babam öyle bir şey yapmış olamaz. Hayır! Hayır, asla olamaz. Olamaz!"
Hayır! Babam asla öyle bir şey yapmış olamazdı. Hele ki abim! Abim hayatımda tanıdığım en düzgün karakterli insandı.
Kalbim sıkışmaya başlamıştı. Yine mi oluyordu? Yine birilerini kaybediyordum. Nefes alış verişim hızlandı. Nefes alamıyordum.
"Hayır böyle olamaz. Olamaz, olamaz." diye söylenmeye başladım. Gözlerim kararmaya başladı. Ayağımın altından yer kayıyordu sanki. Adam telaşla beni tutmaya çalıştı. Son hatırladığım şey adamın bana acıyarak bakan gözleriydi.
....
Bu koku de neydi böyle?
Neredeyim ben? Gözlerimi aralamaya çalıştım. Ah o hastane kokusu! Hastanelerden nefret ederdim. Burada ne işim vardı? Neler olmuştu? Anneannemi gördüm. Burada ne işi vardı? Bunca yolu ne için gelmişti?
" Anneanne neler oluyor? Ah! Başım."
Başımı tuttum. Fena halde ağrıyordu. Neler olmuştu bana?
" İyi misin güzel kızım?"
Anneannem uyandığımı görünce ayaklanıp yanıma geldi. Neler oluyordu? Başıma vurmaya başladım. Hatırla hatırla! Kapıda bir polis göründü. Polis mi? Ah! Yavaş yavaş hatırlamaya başlıyorum. Babam!
" Babam, babam nerede? Çıktı değil mi? İyi mi? Nerede? Burada mı?"
Etrafa bakmaya çalıştım. Ayağa kalkmalıyım. Babam ve abim çok endişelenmiş olmalıydılar.
"Sakin ol güzel kızım."
Elimi sıkıca tutup beni durdurdu. Dışarıya doğru seslendi.
" Hemşire hanım! Uyandı bir bakar mısınız?"
" Neler oluyor? Anneanne bir şey söyle!"
" Canım kızım, bir yanlış anlaşılma sadece. Her şey yoluna girecek sen merak etme."
Hemşireye döndü.
" Artık çıkarabilir miyiz? Durumu iyi mi?"
Hemşire beni kontrol etti ve anneanneme döndü.
"Evet ama dikkatli olun lütfen. Onu üzecek şeylerden uzak dursun."
" Teşekkür ederiz. Elimden gelen her şeyi yapacağım."
Hemşire duraksayıp devam etti.
" Polisin sormak istediği bir kaç soru var."
Anneannem kafasını salladı. Masanın üzerinde ki bir çantadan kıyafetler çıkardı.
" Hadi tatlım üstünü değiştir. Polisler bir kaç soru soracak. Sonra buradan çıkacağız. "
Kafamı salladım. Polisler ile görüştükten sonra anneannem içeriye girdi.
" Biletlerimiz ve eşyaların hazır. Artık çıkabiliriz kızım."
" Nasıl yani? Ne bileti? Nereye?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Noktam
Teen Fiction" Kimsin sen?" Soru istemsizce ağzımdan çıkmıştı. Sorduğum soruyu beklemiyordu. Şaşırdı. Ben de sorduğum soruya şaşırmıştım. Ama haklıydım. Ateş kimdi? Gerçekte nasıl biriydi? Arkasını dönerek motora yöneldi. Sorumdan kaçmasına izin vermeyecektim. K...