İçim hâlâ kıpır kıpırdı çok korkuyordum bana zarar vericek diye ama herşeyi göze alarak yatağımdan fırlayıp banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım dişimi fırçaladım saçlarımı yapıp kıyafetlerimi giymeye başladım limon sarısı bir şort beyaz bir tişört ve turkuaz bir hırka ,olabildiğince çirkin gözükmeye çalışıyordum.
Çantamı alıp kapıya yöneldim, babam için küçük bir not bıraktım babacım günaydııın! ben scoot la kahvaltıya gidiyorum öptüüm :* notu kapının üstüne yapıştırıp evden çıktım arabaya binmedim babamın ihtiyacı olduğunu düşünerek yürümeye başladım, güneş tam tepedeydi ve hava çok sıcaktı , buluşacağımız kafeye vardığımda gözlerimle tom'u aradım onu gördüğümde irkilmiştim gözlerinin altı mosmordu ve kollarında morluklar vardı, yavaş yavaş yanına gittiğimde tom nezaket etmek amacıyla ayağa kalkıp sandalyemi geriye doğru çekmişti, sandalyeye endişeli bir biçimde oturduğumda tom da oturmuştu.Bir süre birbirimize baktıktan sonra tom'a "Benimle konuşmak istediğin bir konu var mı?" dedim tom dalmış gibiydi bana bakarak dalmıştı , onu uyandırmak için elimi gözüne doğru götürüp salladım, uykudan uyanmışçasına titredi ve "ımm gibi gibi sadece seninle sohbet etmek istiyorum" dedi ve garsonu yanına çağırıp kulağına birşeyler fısıldadıktan sonra "ıııı hanna ne içersin??" "Limonata, ev yapımı buzlu naneli sağlıklı bir limonata " diye cevap verdim, tom "pekii ama açıklama yapmana gerek yoktu ev yapımı limonata demen yeterliydi" diyerek tebessüm etti ben ise hiç gülmedim fazlasıyla ciddiydim.
Limonata geldikten sonra hâlâ bir şey konuşmuyorduk , oldukça sıkıcıydı ve heyevanlı bir şekilde birden konuşmaya başladım " tom bak artık peşimi bırak ilişkimiz bitti çok uzun süre birbirimizin olduk ama evlenicek değildik ya, sadece şunu bil çıktığım bi var " tom hiç üzülmüşe benzemiyordu gülerek "pekiiii" diye cevap verip sipariş ettiği kolasından bir yudum aldı , şaşırmıştım, limonatam bittiğinde birazcık başım dönüyordu masadan kalktım ve yere düştüm
Gözlerimi açtım bulanıktı herşey kollarım çok acıyordu kollarımı kaldırıp baktım , tanrım çok kötüydü dirsek bölümünden parmaklarıma kadar kanlar akıyordu ağlamaya başladım, oturma pozisyonuna geçmeye çalışırken beyaz tişörtümün yarısından fazlasının kan olduğunu görünce korkudan titremeye başladım ve bacaklarım her tarafı delik deşikti yine kanlar akıyordu hafiften canım yanmaya başlamıştı , yerler o kadar kanlıydı ki etrafıma kuşlar toplanmıştı saçlarım kandan birbirine yapışmıştı, daha fazla kan kaybetmeden babamı arayıp ormanın ortasına çağırdım, tuhaf olan şuydu ki yanımda kimse yoktu ne tom nede bir başkası...
-Alo baba ormanda yanlızım acil bir ambulansla buraya gelmen gerekiyor
-Hanna neler oluyor ormanda ne işin var
-Çabuk gel baba
Ağlayarak konuştuğumdan babam bir şeylerin ters gittiğini anlamış olmalıydı ki geldiğinde yanında scoot ve ambulans vardı beni gördüklerinde ayağa kalkamıyorum herkes bir telaş içerisindeydi ve ben o gün yaşadıklarımın hepsini yavaş yavaş unutuyordum...
Gözümü açmaya çalıştım ama açılmıyordu sanki göz kapaklarıma 10 ton yün konulmuş gibiydi ama sesleri gayet iyi duyuyordum ki zaten çıkan tek ses kalp atışlarımı sayan aletin bip bip sesiydi bu sesi duyunca hastanede olduğumu anlamıştım zorlada olsa gözlerimi açtım ve kendimi bir ameliyathanede buldum kollarım acı içindeydi kaldırıp onlara baktığımda gözlerime inanamamıştım her yerinde dikişler vardı çok korkmuştum...
Bana ne olmuştu? hiçbirşey bilmiyordum hatırladığım tek şey scoot la bir sahile gitmiştik ben üşüyordum ve sonrada eve dönüşümüz başka hiçbirşey hatırlamıyorum.
Birden kalp ritmimi sayan aletin bip bip sesi yerine bir sürü insan sesi duymaya başladığımda gözlerimi tam olarak açmıştım ama yinede halsizdim "hey" diye konuşmaya çalıştım kısılan sesimle doktor yanıma yaklaşıp gözüme ışık tutmaya başladı reflekslerimi kontrol etti ve doktorca konuşmaya başladı ama hiçbirşey anlamamıştım vurguyla söylediği tek şey dışında " Miğdende çok sayıda pvp bulundu"
-pvp insanı kendinden geçiren uyuşturan acı hissetmesine engel olan ve 24 saat içinde yaşadıklarını hafızadan atan hafızaya ve vücuda zarar veren uyuşturucu maddesi- bunu duyduğumda neden hiç birşey hatırlamadığımı anlamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben böyleyim
Teen FictionAnnesini kaybeden, kucuk kiz kardesi ve babasiyla yapa yanliz kalan hannanin yasadigi maceralar...Ona bu maceralarda yardim eden dostlari ve onu dusurmeye calisan dusmanlari ask,macera ve korku