"Ah, Jusie! Teşekkür ederim!" dedim neşeyle ve onun gibi kollarımı etrafına sardım. Justin dün bana mesaj atmıştı ve ben bugün işleri olduğu için gelemeyeceğini düşünüyordum. Uzun zamandır görüşemiyorduk. Çünkü ikimizde işlerimizle meşguldük. Ve o Amerika'da ben İngiltere'deydim. Uzun bir aradan sonra görüşmüş olmanın verdiği özlemle sıkıca sarıldık. Ayrıldığımızda Justin Harry'e geçti. Onunla da dostça sarıldılar. Onlar konuşmaya başladıklarında ben yanıma gelmiş olan Conor'la sarılıyordum. Onun burada olmasına şaşırmıştım.
"İyi ki doğdun Lilly" dedi.
Gülümsedim.
"Teşekkür ederim" dedim sadece. Aynı şekilde gülümsedi.
Pastamın mumlarını üfledikten hemen sonra herkes yanıma gelip doğum günümü kutlamaya başlamıştı bile. Rob'u görünce ufak bir çığlık attım.
"Doğum günü kızı nasılmış bakalım?" dedi neşeyle.
"Hey! Senin burada ne işin var?" dedim geniş bir gülümsemeyle. Dediğini duymamış gibi davranmamı o da görmezden gelmişti.
"Kıvırcık sevgilin çok ısrar etti. Bende kıramadım" dediğinde gözlerimi devirdim.
"Ukala" dedikten sonra kıkırdadım "Gel buraya" diyip kollarımı açtığımda gülerek kollarım arasına girdi. Samimi bir şekilde sarılırken "Doğum günün kutlu olsun Lillo" dedi. Hırlamaya benzer bir ses çıkardım. Kaşlarımı çattım. Kolları arasından ayrılırken "Jusie!" diye seslendim. 'Lillo' akımını başlatan o geri zekalıya fazlasıyla sinir olmuştum.
Bakışlarım hala Harry'le konuşmakta olan Justin'i bulunca "Bir daha bana Lillo diye seslenecek olursan, dilini kesip bir tarafına sokmaktan zevk alacağım!"
"Beni az önce dilimi götüme sokmakla mı tehdit ettin sen? Gerçekten mi?" dedi. Suratında eğlendiğini belli eden bir ifade vardı.
Harry kaşları havada gülerek bana bakıyordu.
"Bunu görmek için para verirdim"
Rob'un dediği şey karşısında Justin kahkaha attı ve kolunu Rob'un boynuna doladı. Harry'de en geniş gülümsemelerinden biriyle beni bayıltmayı deniyordu. Bense duygusuz bakışlarımı sürdürmeye devam ediyordum. Ama bir süre sonra Harry'nin gülüşüne daha fazla dayanamayarak bende gülümsemiştim. Aklıma abim gelince Rob'a döndüm.
"Dhillan neden burada değil?" dedim. Justin kolunu boynundan çektiği için doğrulmuştu.
"İşleri vardı" dediğinde başımı salladım. Onunla daha sonra görüşecektim. Önemli işlerini öğrenmek için can atıyordum. Bu bir açıdan işime gelmişti. Çünkü Harry ve Dhillan'ın tanışması için hazırlıklı değildim. Belki o da Harry'nin burada olduğunu bildiği için gelmemişti.
Yanıma gelen herkesin kutlamalarına aynı şekilde karşılık verdim.
Tiff geldiğinde bir kez daha sarıldık. Aklıma Daisy geldi.
"Bir dakika... Sen buradaysan, Daisy nerede?" dedim. Tiff'den cevap beklerken Harry yanıtladı.
"Biz dönene kadar Liam ilgilenecek" Harry'nin sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Tiff bir şeyler geveleyip bizden uzaklaştığında tamamen Harry'e döndüm.
DJ hareketli müzikler çalmaya devam ediyordu. Herkes dans etmeye ya da kenarda durup muhabbet etmeye devam ederken ben aptal aşıklar gibi Harry'e bakmakla meşguldüm.
"Şimdi..." dedim ve bir adım daha atarak aramızdaki mesafeyi azalttım "Söyle bakalım, bunu sen mi planladın?" dedim gülerek. Gülümsedi.
"Imm... Plan ve davetli listesi bana ait. Hazırlıklar konusunda Emily ve Tiff'den yardım aldım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars Dance (Düzenleniyor)
Fanfic(Bölümleri düzenliyorum! Bazı değişiklikler yapacağım. Hangi bölümlerin düzenlenip düzenlenmediğini bölümlerin başında "✓" bu işaretle belirteceğim. Eğer bölümlerin düzenlenmiş halini göremiyorsanız, hikayeyi kütüphanenizden kaldırıp tekrar ekleyin...
