-Yedi.

1.1K 135 248
                                    

( Altıncı Gün. )

Sabah kahvaltısı için markete gittiğimde, eve geri dönebilmek için bir umut bulamamıştım kendimde. Bu gece son gecemdi. Ölecektim... 

Belli bir saati olacak mıydı?

Canım yanacak mıydı?

Marketten koşar adımlarla çıktığımın farkında bile değildim. İlk taksiye atlayıp deniz kenarına götürmesini istemiştim.

Yol boyunca hızla kayan insanları kendime benzetiyordum... Hızla kayıyorlardı görüşümden; ben de hızla kayacaktım bu hayattan.

Herkesin buhran dönemleri olurdu. Benim de olmuştu... Ölmeyi istediğim, karşımdaki insanlara karşı kullandığım bir durum olmuştu.

Tanrı şahit, o zaman bile içimde ufak bir his vardı yaşamaya dair. Şimdi, Chen ile birlikte yaşamak istiyordum.

Bu... Bu, garip bir histi. Chen, bir ölüm meleğiydi aslında... Ama neden ben, kendisine ait bir fiziki görüntüsü bile olmayan birine karşı geri dönülemez duygular hissediyordum?

Yorgun bir melekti sanki o.

Belki de... Dünyaya ayak bastığı an, aslında iradesizliğinden kurtulmuştu. İnsani özelliklere bezenmiş ruhu, bu yüzden bu kadar acı çekiyordu.

Belki ben geri döndüğüm zaman, o da geri dönmekte zorlanacaktı. Gözlerimden dökülen yaşlar, yüzümü ıslatıyordu.  Bunu umursamadım ve son defa, göz yaşlarımın iz bırakarak inmesine izin verdim.

Taksiciye uzattığım para ile istediğim yerde inmiştim.

Denizi gören banklardan birine oturup denizi incelemeye başladım. Koyu mavi deniz, açık renkli gökyüzüne karışıyordu. Ufuk çizgileri birbirine bulanmıştı.

Köpüren dalgaların sesi, dalgaların kızgınca karayı dövmesi... 

Rüzgarın saçlarımı savurmasına izin verdiğimde gözlerimi yumdum birkaç saniyeliğine.

Buz tutmuş ellerimi birbiri yardımıyla ısıtmaya çalışıyordum. Üşümek, vücuduma bahşedilmiş eşsiz bir hissiyat değil miydi?

Umuyordum ki tanrı, cennete de bir deniz koymayı  unutmamıştır.  

Yanımda hissettiğim hareketlilikle gözlerimi aralamıştım. Chen, yanımda yerini almış ve benim gibi uzaklara bakıyordu.

'' B-beni nasıl buldun? ''

Gülümsemesi, sevimli yüzüne yayılmıştı.

'' Ben bir meleğim. Unuttun mu? ''

'' Hayır... Sadece, güçlerini kullanmadığını düşünüyordum. ''

'' Aslında, üzerinde GPS cihazı yerleştirmiştim. ''

Söyledikleri, uzun bir kahkaha atmama sebep olmuştu. Komik gelmesinden ziyade, kırıcıydı.

'' Ölümden kaçacağımı mı düşündün? ''

Gözlerini, bir an için benim gözlerimle buluşturduğunda içimde garip hissiyatlar oluşuyordu. Ses tonu sıcak, dokunuşları gerçek hissettiriyordu.

'' Hayır, başına bir şey gelmesinden korktum. ''

Rüzgar saçlarını havalandırırken söyledikleri, beni titretiyordu. Soğuktan mı yoksa hareketlerinden mi bu durumdaydım, bilemiyordum...

'' Yarın öleceğim. Kötü bir şey olmasından korkmana gerek kalmayacak. ''

Sözlerim bittiğinde, uzun ve güven verici kollarını benimle buluşturmuştu Chen. Uzun zamandır birine sarılmıyordum...

CHEN OC - Dizayn.  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin