Hava gün geçdikce sıcaklığını azaltıyordu. Ben ise hâlâ pike örtmekte kararlıydım. Üzerimdeki pikeyi kaldırıp yataktan doğruldum. Ellerimle yataktan destek alarak ayağa kalktım ve kendime gelmek için bir kaç esnetme hareketi yaptım. Odamın camına yaklaşarak önce perdeni çektim, ardından camı açtım. Odaya dolan temiz hava kendimi daha zinde hissetmemi sağladı. Elimi yüzümü yıkadım. Kiyafetlerimi değiştirdim ve saçlarımı örmeye yeni başlamıştım ki, odamın kapısı tıklatıldı.
"Gel" dedim. Kapı açıldı ve abim kafasını hafifce içeri sokup etrafa bakındı. Gözleri beni bulunca yüzüne bir gülümseme yayıldı. "Günaydın güzelim" dedi. Kapıyı geçebileceği kadar açtı ve içeri girdi. "Günaydın abim" saçlarımın sonuna lastik bağlarken dedim. Abim gelip saçlarımdan öptü.
"Bu günlük evde olmayacağım biliyorsun değilmi?" sordu bir elini omzuma atarken. "Biliyorum abi. Ve merak etme Tülayla da kavga etmeyeceğim". Tabi ki de edecektim. Ama abimin bunu bilmesine gerek yoktu. Tek kaşını kaldırıp bana inanmıyormuş gibi baktı. Adam haklı yani. "Ya sen bana inanmıyormusun?" Üste çıkmakta kendimden daha iyisini tanıman. "Öyle olsun bakalım" dedi ve odadan çıkmam için bana yol verdi.
Abimin çok yakın arkadaşı geliyordu Amerikadan. Sanırım oraya 3 yıl önce gitmişti. Ara sıra Türkiyeye gelip abim ve diğer arkadaşlarıyla buluşuyordu. Ben de en son bir kaç yıl önce görmüştüm zaten. Abimde bu gün onu karşılamaya gidecekti.
Çıkış kapısına varınca son kez Tülayla kavga etmemem konusunda tekrar uyarı yaptı ve vedalaşıp evden çıktı. Arkasından kapıyı kapattım ve mutfağa geçtim.
Tülay kim diye soracak olursanız hemen söyleyeyim. O bizim cici 'annemiz'. Babam beş yıl kadar önce evlenmişti o kadınla. Tülay babamın üçüncü eşi bu arada.
İlki annemdi. Her ne kadar inanmasamda söylediklerine göre ben doğduktan bir hafta sonra abim ve beni babama bırakıp gitmiş. İkinci eşi Canandı. Babam onunla evlendiğinde Canan için bizden ayrı ev tutmuştu ve orada yaşıyorlardı. Ama kadın babamı başka bir adamla aldattığı için ayrıldılar.
Sonuncu eşi ise Tülay ve tam bir cadaloz. Abim ve benimle kavga etmek için resmen fırsat kolluyor. Babamın gözünü boyadığı için de ne yaparsa yapsın hiç bir zaman suçlu duruma düşmüyor.
"Ay bir az çabuk olsana ya. Seni beklemek zorundamıyım?!" duyduğum cırtlak sesle karşımdaki kızıl şeytan Tülaya baktım. Mutfak tezgahının önüne geçtim. "Bekle diyenmi var?" fincanıma sıcak su dökerken dedim. "Leyla hanım ben sizin gibi evde boş boş oturmuyorum. Yetişmem gereken yer var. O yüzden çabuk ol ve hazırlan". Üzerimi gösterdim ve "hazır olduğumu göremiyormusun?" dedim. İğrenirmiş gibi parmağıyla üzerimdekileri gösterip sordu "bunlarımı giyeceksin?". Ağzıma salatalık dilimi attım ve dolu ağzımla "aynen" dedim. "Bari şık bir şeyler giyseydin?" Dedi. Omuz silktim "ne gerek var ya? Benim giyim tarzım böyle. Hem benim için önemsiz bir yere ne diye bu kadar hazırlanacakmışımki?" umursamazca ve onu kızdıracağımı bildiğim şekilde sordum.
Tülay hanımın kız kardeşinin nişanı vardı. Bense bordo deri kloş etek ve açık jean bir gömlek giymiştim. Bordo ayakkabılarımla da gayet hoş gözüktüyümü düşünüyordum. Ama Tülay benimle aynı fikirde değilmiş sanırım. Zevksiz işte ne beklersin. Aslında nişana gitmeyecektim ama babamın telefonumu almakla tehdit etmesi sonucu bir kaç saatliyine anlaşmıştım. Neymiş efendim insanlar sevgili karısı ve kızının iyi anlaştığını düşünsünlermiş. Zaten bir en fazla iki saat oturup sonra aradan sıvışmağı düşünüyorum. O yüzden çokta sorun çıkarmadım.
☆☆☆☆☆☆☆
Taksi kuaförün önünde durdu ve arabadan indik. "Ben saçlarımı yaptırmayacağım" dedim hemencecik. "Aman ne halin varsa gör" dedi ve hızla içeri girdi. Kuaförde geçirdiğimiz süre boyunca Tülayın yaptığı tek şey kendini övmekti. Ve ben fazla şişmiş bir balon misal ne zaman patlayacağımı merak ediyordum. Ama ne iyiki son anda saç işinin bitmesiyle rahatladım. Bir saatten fazla da Tülayın kardeşi Gülayın yanında boşuna harcadıktan sonra nişanın olacağı salona gelmişdik. Sıkıcı olan bu yerden ne kadar hızlı kurtulsam o kadar iyidir diye düşünüp bir süre sonra aradan tüydüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Sen Tonu
Teen FictionBir kız vardı. Mutluydu. Çünki abisi yanındaydı. Bir kız var. Mutsuz. Çünki kimsesi yok. Bir kız var. Mutlu olacak. Çünki artık o var. Hayatda güvendiği tek adamın- abisinin- yangında ölmesiyle yıkılmıştı Leyla. Mutsuzdu, kırgındı, kimsesizdi, yalnı...