4.Gün
Kate sabah odasının kapısının çalınması ile uyandı. Karşı yatağına baktı ve Caroline’ın orada olmadığını gördü . Yavaşça kalktı ve ilerlemeye başladı, masasının üstünde minik bir kağıda mürekkepli kalemle yazılmış bir kağıt duruyordu.
“Uyandıramadım, güvertede dolaşmaya çıkıyorum. Seni seviyorum –Caroline”
Notu okurken kapı bir daha çalındı. Kate yavaşça kapıya yürüdü ve göz deliğinden baktı. Gülümseyerek kapıyı açtı.
“Günaydın.” Dedi Bay Lowe şapkasını eline alıp selam verirken. Kate gülümsedi ve karşılık verdi. “Uyandırmadım değil mi?”
“Oh hayır. Bende tam güverteye gitmek üzereydim. Buyrun içeri geçin. Size çay yapayım.” Dedi Kate adamı içeri buyur edip gülümserken. “Eşlik etmek ister misiniz?”
“Evet. Benim için büyük bir onur olur.” Dedi Bay Lowe ve yeşil desenli kanepelerden birine oturdu. Kate gülümsemeye devam etti ve açık olan ısıtıcılardan birinden su döküp çay hazırladı. Fincanlardan birini yavaşça Harold’a götürdü ve karşısındaki koltuğa oturdu.
“Eee, gemi yanaşınca ne yapmayı düşünüyorsunuz?” dedi Bay Lowe, aklında bir soru tutarken. KAte tedirgin olduğunu hissetti. Yavaşça yerinde kıpırdandı ve çayından bir yudum aldı. Bu sorunun cevabını bilmiyordu.
*
Caroline Cartlon
Sabah kalktığı gibi Edward’ı bulmaya gitti Caroline. O kadar acelesi vardı ki üstündeki kıyafeti düzeltmeye zamanı bile olmamış, güvertede hızla yürürken acımasız bakışlara maruz kalmıştı. Edward ile konuşması gerekiyordu. Ne diyeceği hakkında en ufak bir fikri yoktu. Ama konuşması gerekiyordu işte. Onu güvertede denize bakarken yakaladığında bir ikilemde kaldı. Dün gördüğü kız için hesap mı soracaktı, yoksa dün yaptığı hata için özür mü dileyecekti. Yavaş adımlarla yanına yaklaştı. Edward onu fark ettiğinde hemen arkasını döndü ve ona yaklaştı. Caroline onun suratını inceledi. Ağlamış mıydı?
“Caroline bak her şeyi açıklayabilirim.”
“Benim sana söylemem gereken bir şey var.” Dediler aynı anda. Birbirlerine baktılar. Caroline gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı.
“Önce sen.” Dedi Caroline ve beklemeye başladı.
“Dün gördüğün kız, Emily. O benim kız kardeşim. Bu yolculuğa bizimle geldi. Herşeyi yanlış anladın.” Dedi Edward ve sevdiği kıza bir adım daha yaklaştı. Caroline’ın dili tutulmuştu. Şimdi ne diyecekti? Yaptığı hatayı nasıl anlatacaktı? Herşey karışıyordu. “Sen bana ne söyleyecektin?”
“Ben…Üzgün olduğumu ve seni dinlemem gerektiğini söyleyecektim.” Dedi Caroline. Bunu ona yapamazdı. Edward hızla sevgilisini yakaladı ve öptü.
“Caroline…Gemi yanaşınca, benimle gelir misin?”
*
Katelina Night
“Eşlik ettiğin için teşekkür ederim Harold.” Dedi Kate yavaşça gülümseyerek. Yavaşça etrafa bakındı. “Caroline ve Edward da orada.”
“Benim için bir onurdu. Çay ve güzel sohbet için de teşekkür ederim. “ dedi Harold ve şapkasını çıkarıp başı ile selam verdi. Kısa bir süre için birbirlerine baktılar. Ardından Harold yavaşça suratını, bunun için bekleyen kıza yaklaştırdı. Kate suratını kaldırdı ve kendisinden uzun olan adamın suratına değebilmek için parmak uçlarına kalktı. Sıcacık dudaklar kendininkilerin üzerinde gezerken çocuğun elini belinde hissetti. Harold kızın belini yavaşça sıktı ve kendine çekti. Yakınında olması hoşuna gidiyordu. Hafif bir öksürük sesi ile ayrıldılar. Bu ilk gece Bay Lowe’ın yanında olan adamdı. Harold ondan bahsetmişti. “Bay Lightholler.” Adam ince ve uzundu. Harold için fazlasıyla açık bir ten rengine sahipti ve kumraldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçaklar -Bir Titanik Hikayesi-
RomanceYıl 1912'ydi. Büyük Titanik kazası olduğunda, ve 1500'den fazla kişi Atlantik okyanusunun derin ve soğuk sularına gömüldüğünde. Jack ve Rose'un aşkı unutulmaz bir klasikti, fakat o gemide bilinmeyen bir aşk hikayesi daha vardı. Üçüncü kumandanlardan...