Kate çantasını toplamayı bitirdiğinde çok zaman kaybetmiş olduklarını farketti.
"Caroline geri kalanını bırakmak zorundayız!" dedi Kate ve çantasını kapadı.
"Sizi seviyorum bebeklerim, anneniz sizi seviyor." dedi Caroline ve o da çantasını kapadı. Çantalarını omuzlarına astılar ve kapıya ilerlediler. Kate kapı koluna uzandı ve kendine çekti. Ama kapı gelmedi.
"Caroline." dedi kapıyı açmaya zorlarken. "Kapı açılmıyor"
"Nasıl açılmıyor!" dedi Caroline ve kapıya uzandı ve kendisi de birkaç kere denedi.
"Bay Joe McCagon'un selamı var." dedi kapının diğer tarafından biri ve kahkaha attı. Sonra ayak seslerini duydu. Onları içeri kitleyen adam kimse çoktan gitmişti.
"Joe McCagon da kim!" dedi Caroline terlemeye başladığını hissederken. Gemi batıyordu ve onlar içeride kilitli kalmışlardı. Caroline arkadaşının bembeyaz olmuş suratına baktı. "Kate!"
"Bana tecavüz etmeye çalışan adam." dedi ve bir elini alnına koydu. "Bunu o yaptı."
"Orospu çocuğu!" dedi Caroline bağırarak ve kapıyı tekmelemeye başladı. "Kimse yok mu!"
Kate gözleri açık bir şekilde ifadesiz bir suratla yatağına oturdu. Şuana kadar çoktan birinci sınıfları güverteye almış olmaları lazımdı ve koridorun bomboş olması çok mantıklıydı. Üzgünüm Harold, diye düşündü Kate.
HAROLD LOWE
Yarım saate yakın vakit geçmişti ve hala Kate ve arkadaşından ses yoktu. Şu ana kadar çoktan burada olmuş olmaları gerekirdi. Belki de çoktan filikaya binmişlerdi. Beklediği kaptan odasından çıktı ve güvertedeki Bay Lightholler'ın yanına gitti. Bay Lightholler filikaların önünde toplanmış kalabalığa bağırıyordu ve neler yapması gerektiğini anlatıyordu.
"Bay Lightholler, Bayan Night'ı gördünüz mü? Filikalara bindi mi?" dedi telaşla etrafına bakınırken. Bay Lightholler ona deliymiş gibi baktı.
"Hayır görmedim! Bu kalabalıkta sence bununla mı ilgilenirim!" diye bağrındı. Harold tekrar etrafına bakındı. Neden onları yalnız göndermişti ki sanki! Aklından ne geçiyordu! Kendine kızdı ama şuan zamanı değildi. Onu bulmalıydı. Onu kaybedemezdi. Kalabalığın arasından geçmeye çalıştı.
"Sen nereye gittiğini sanıyorsun Bay Lowe! Hemen buraya geri dön! Filikalarda yardımına ihtiyacımız var!" diye bağırdı komutanların başı olan Bay Murdoch.
"Şuraya geç ve kadın ile çocukları bindir!" dedi ve eline bir silah vererek ortadan kayboldu. Harold giden adamın arkasından baktı, sonra da kucağında bebeği ile bekleyen kadına. Her ne kadar Kate'i bulmak istese de kadına elini uzattı ve filikaya bindirdi. Gözleri etrafında geziniyordu. Lütfen, dedi içinden, lütfen Kate.
KATELİNA NİGHT
Kate hala ifadesiz bir biçimde oturmaya devam ederken Caroline kapıyı yumruklayıp tekmelemeye devam ediyordu.
"Sen neden oturuyorsun orada! Gelip bana yardım etsene!" diye bağırdı Caroline.
"Yararı yok Carry. Kimse bizi duymayacak." dedi Kate sakin ve sessiz bir biçimde.
"Hayır hayır hayır. Bunu şuan yapmıyorsun Kate! Biz bunun için evden kaçmadık. Daha yapacağımız çok iş var! Daha evlenecek ve çocuk sahibi olacak ve onları evlendireceğiz. " dedi Caroline. Sonra kapıya bir tekme daha attı. "Şimdi o koca kıçını kaldır ve buraya gel!"
Kate arkadaşının dediğini yaptı ve yataktan kalkıp kapıya ilerledi.
"Yardım edin!!!" diye bağırdı. Birlikte kapıyı tekmelemeye başladılar. Bir ayak sesi duyduklarında yumruk ve tekmelerini hızlandırdılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçaklar -Bir Titanik Hikayesi-
Roman d'amourYıl 1912'ydi. Büyük Titanik kazası olduğunda, ve 1500'den fazla kişi Atlantik okyanusunun derin ve soğuk sularına gömüldüğünde. Jack ve Rose'un aşkı unutulmaz bir klasikti, fakat o gemide bilinmeyen bir aşk hikayesi daha vardı. Üçüncü kumandanlardan...