10. Bölüm:"Belirsiz"

279 21 20
                                    

Arkadaşlar selam. Ben hiç vote ve yorum sınırı koymadım. Ama hikayenin vote sayısı okunma sayısından kat ve kat daha az. Böyle giderse yeni bölüm için sınır koyucam. Lütfen,tek yapıcağınız bi tıklama,ikide cümle kurmak. Rica ediyorum

İyi okumalar.

Son hatırladığım Barış'ın bana yine o öküz bağırışını yapmasıydı. İpek zompire dönüşmemi tetiklemiş,ve kontrolden çıkmıştım. Barış'la İpek zaten zompirdi. Onlar kontrollüydü.

Gözümü açtığımda Duru,Deniz ve gerizekalı,Barış'la İpek'in arkasına saklandı. "Korkmayın ısırmaz" dedi Barış. Sanırsam beni kastetti. "Ama beni ısırmıştı,beni dönüştüren o" dedi Arda. o anda İpekler Arda'ya çok hızlı bi bakış attı. "Ne dedin sen?"dedi Barış.

Anaaaa Arda'yı ben ısırmıştım.O zaman... Arda'da mı zompir?! Hayııığğğğğrrrrr! Arda zompir olamaz! O zompir olmak için çok mal!

İpek az önce bana yaptığı böğürmenin aynısını Arda'ya yaptı. Arda'nın gözleri siyaha dönüp dişleri uzadı. Demek ki az önce bana yaptığı şey buydu. Ve Arda kontrolden çıktı. İpek tekrar bağırarak Arda'nın yere düşmesini sağladı. "Evet,Arda'da zompir" dedi Barış.

"Öleydimde bu günleri görmeyediğiğiğimm. Ben o malı mı zompir yaptığığığğığım." diye bir ağıt yaktım. "Ahey ahey ahey" dedi Deniz. "Lülülüülülülül" dedi Duru eliyle ağzına vururken.

Arda'nın uyanmasını bekleyip arabaya geri döndük. "Vampir demiştin,1 yıldır onlardam hiç görmedim" dedim Barış'a. "Onlar bizim gibi değil,onlar dışarı çıkmazlar,kimsenin girmeyeceği kuytu köşelerde yaşarlar" dedi. Al abi ekşınlı filmde oynamak istiyodum al sana sonuç Gökhan. Tam bir kakalağım. Kakalak ne diye sormayın anlamazsınız çünkü bende bilmiyorum.

"Nasıl vampir olunuyo peki?" dedim. İpek "Vampirler,zombil salgınından 6 ay sonra ortaya çıktı,yani 6 ay önce.İlk önce zombi olup 6 ay beklemen gerek. 6 ay sonunda ellerinde siyah damarlar çıkarsa vampir oluyosun demektir. Ama öyle bişey yoksa zombiliğe devam. Ayrıca bi vampir insanları vampir yapamaz,sadece onları yer" dedi. "Kanlarını emmiyo muydu?" dedi Duru. "O filmlerde olur" dedi Barış

Bi dk. Barış 6 ay sonra demişti. Ama ben salgının ilk günü ısırılmıştım. Ve ben bi zompirim.

Barış düşüncelerimi okumuş gibi "Siz ne zaman zombi oldunuz?" dedi. Aha şimdi nanayı yedik. "Salgının ilk günü" diyince ilk önce afalladılar. "İyide o zaman vampirler yoktu ki" dedi İpek. Olaylar birbirine girdi iyice hll spr dvm. "Bunu bende düşünüyodum" dedim. "Bu imkansız" dedi Barış.

Abiniz imkansız. Ben o kadar mükemmelim ki daha vampirler yokken zompir oldum. Ayrıca mavi gözlerim var. Çok yakışıklıyım. Baklavalarım var.

O sırada Arda uyandı ve "Şah-şah-şah,dam-dam-dam,ar-ar-ar,şahdamar,şahdamar,ajdar,ajdar,AJDAĞAĞAĞAĞAĞR" diye şarkı söylemeye başladı. Ben biliyorum başıma gelceği. Bi mal zompir olursa anıları depreşir. Aslında bunu ben uydurdum ama bence öyle. Size Arda'nın Ajdar dinlediğini söylemiştim.

"Kes lan kes müzik zevkinin üzerine çimento döktüğüm" diye bağırdım. " Sen benim idolüme ne demek istiyosun" dedi. "Allah belanı vermeye bari toplum içinde söyleme idolün olduğunu rezil olduk" dedim.

"Burdaki olayın ciddiyetinin farkındasınızdır umarım" dedi İpek. "Ben bi kere ciddi olamam tamam mı? Mesela ben ilerde bi iş adamı olsaydım çok ciddi bi toplantıda osururdum" dedim. Deniz ve Duru bana iğrenerek bakarken "İğrençsin" dediler. "Ben mi? diye sordum Arda'yı işaret ederken.

Arda burnunu karıştırıyodu. Burnundaki o ikinci dünyayı çıkarıp "Sümüğüm mavi!" diye haykırdı sevinçle. "Normal,zompirlerin sümüğü mavi" dedi İpek. Elimi merakla burnuma soktum ve çıkarıp mavi sümüğüme baktım. "Benimkide maviiğiğiğ" diye bağırdım. "Kesin şunu,geldik" dedi Barış.

"Nereye?" diye sordum. "Bizim mekan" dedi İpek. "Özentisiniz var ya bizden çaldınız bu mekanı" dedim. "Dediğinden hiç bişey anlamadım ama cidden kesin ve içeri girin" dedi Barış. Arabadan inip onların mekanlarına girdik. Ohağğağağağ! Burası bizim mekandan 5676576576 kat daha güzel. Herşey var. Üstelik sadece bize ait! Yani teyzeden yok.

Aman Yarabbi aklıma geldi de neydi o teyze öyle ruh emici gibi.

"Şimdi sizin ne olduğunuzu bulmamız lazım" dedi İpek. Barış Arda'nın,İpek'te benim yanıma gelip oramıza buramıza bakmaya başladılar. Sakım yanlış anlamayın ben sizin içinizi bilirim. İpek beni ellerken "Kasların der susarım" dedi. Eh,Gökhan olmaq bnu qereqtirir.

"Biliyorum canım,söylemene gerek yok" dedim en artiz sesimi takınarak. O sırada Deniz'in korkunçlı bakış attığını gördüm. Anammm bu bizi yer la. "Gözlerinde çok güzel" dedi İpek. Sonra Duru fısıldayarak Deniz'e "Sakin ol" dedi. Ahahha beni kıskanıyo yerim.

"Barış'da yakışıklı bnc" dedim. Önce bana,sonra Barış'a baktı. "Gökhan 4ever" dedi. Oha rsmn yvşdı .s.s

Kafamın arkasında bişeye bakmak için kollarını boynuma doladı ve eliyle kafamın arkasını yoklarken suratı suratıma bir cm kalcak şekilde yaklaştı. Tedirgin gözlerle Deniz'e baktım. Duru tutmasa İpek'e saldırcaktı. "Ondan mı çekiniyosun?" dedi küçümser bi tavırla. Aha buda benim gibi çıktı. "E biraz" dedim. "Sevgili misiniz?" diye sordu.

"Hayır amaa...." dedim. "Aması ne?" diye sordu. Cevap vermeyince "Bak ne diycem,bu akşam 9:00da şurdaki odaya gel" dedi parmağıyla bi odayı göstererek. "Neden?" dedim. "Gelince görürsün" dedi seksi biç tavrıyla.

Kollarını boynumdan çekip "Gökhan'daki bütün özellikler zompir olduğunu gösteriyo" dedi Barış'a. "Ve Arda'da" dedi Barış. "Şimdi size odanızı göstereyim,orda kalırsınız,bizi rahatsız etmeyin" dedi İpek.

Bizi odamıza yerleştirdiler ve Barış "Kızlar,sizide kontrol etsem iyi olacak" dedi. Saat 7:00'dı. Acaba İpek benden ne isteyecekti? "Onları neden aldı?" diye sessizliği bozdu Arda. "Irzına geçircekmiş. Teallam nerden biliyim" dedim. "Irz konusunda ciddi misin?" dedi. Bu çocuk ciddi mi? Ben bunu nasıl öldürmemişim ki? Nasıl dayanmışım buna. "Qes bi qes" diyip elime telefonu aldım ve oyalanmaya başladım.

Saat 8:50'ydi. Duru az önce gelmiş,Deniz hala yoktu. 10 dakika daha bekleyip odadan çıktım ve İpek'in dediği yere gittim. İpek,baya romantik bi masa hazırlamıştı. Güller mumlar vesayre. Masada üzerinde hala kanlar olan çiğ insan etleri duruyodu. "Nasıl,beğendin mi?" diye sordu İpek. Tamam iyice artık bana yavşıyodu. Bana kim yavşamaz ki?

Sandalyeden kalkıp yanıma geldi. Kollarımı tuttu ve kendi beline zorla dolattı. Kendi ellerinide benim boynuma doladı. Dudağını dudağıma doğru yaklaştırdı. Son anda kafamı çevirip "İpek,yapma" dedim. "Neden ama?" dedi. "Çünküü...çünkü..." dedim. "Çünkü ne?" dedi. "Çünkü başkası var" dedim itiraf ederek. "Kim? dedi. Kem küm ettim. Bakın kem küm kem küm.

"Kim?" diye üsteledi sesini yükselterek. En sonunda dayanamayarak "Deniz!" diye bağırdım. Kollarını benden çekerek "Çık ordan Deniz,duydun işte" dedi İpek. Sonra dolabın kapağı açıldı ve içinden Deniz çıktı. "Sizi baş başa bırakayım" dedi İpek. Deniz'e çaktırmadan popomu elleyerek -töbe- "Yinede beni istediğin zaman kullanabilirsin" dedi. Odadan çıkıp kapıyı kapattı.

"Yani sen... En başından beri...." derken Deniz lafımı kesti ve "Evet" diyip koşarak boynuma atladı. "Seni seviyorum" dedi. "Bende seni" dedim.

"Odun"

"Kalas

"Malak"

"Sabun beyin"

"Arda"

"Popolak"

"Kaka- Aah kes şunu" dedi ve beni öptü.

Dudağımdan öptüğünü söylemiycem merak edin zazazaza.

Beyin Kokan AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin