"Aşkım"
"Canım"
"Böciştikişkom"
"Dalağım"
"Vafılım"
"Pırasam"
"Çikolatalı dondurmam"
"Sarımsaklı pudingim"
"Iyy o ne be?" dedi bana iğrenerek. "Hiç mi yemedin? Ve bi alt dudak" dedim ona doğru yaklaşarak. Dudaklarımı ördek gibi büzdüm ama bi anda kendimi yerde buldum. Deniz hunharca gülmeye başlamıştı. Onu öpmek için uzandığım sırada geri çekilmişti. Gülerken elimi Deniz'in sandalyesinin ayağına attım ve çekip Deniz'i de yere düşürdüm. Bana sinirle bakmaya başladı. Bende ona yavru köpek bakışı atınca yumuşadı ve güldü. "Şimdi beni dikkatli izle" dedim. Ellerimle garip hareketler yaparken Deniz'in gözü dışarı çıktı.
Gözünü elime aldım ve geri takmaya çalıştım. "Aağağağa yavaş ol Gökhan,öbür gözümüde çıkarıcaksın!" dedi. "Sana dikkatle izle derken gözünü çıkarmanı söylememiştim" diye homurdandım. "Ama bana odaklan demiştin ve bende seni gözlerimi pörtletmiş bi şekilde izliyodum" dedi. İç çekerek "Çok pörtletincede gözün çıktı" dedim. "Evet :(" dedi. Somurtunca çok tatlı olmuştu.
"Yerim seni" dedim. "Yi bini sipaydi" dedi ve gözünü tek lokmada ağzıma attım. "Gökhahahağn!" diye bağırdı. Ağzımda göz olduğu için kelimelerim buğulu çıkarak "Ağma yiğ biği değiştğin" dedim. "Ne diyon mal" diyip sırtıma vurdu. Sırtıma vurunca göz aniden ağzımdan fırladı ve Deniz'in göz yuvasına cuk diye oturdu.
"İğrenç zompir" dedi gözünü ayarlarken. "Sensin o" bakışı atıp ayağa kalktım ve İpek'lerin yanına gittim. "İpek,yaşın geldi,artık bu konuları senle konuşmalıyız" dedim. "Ne diyon?" dedi. Şakadan hiç anlamıyo. "Yoğurt diyom,bol bol ye" dedim. "Ne söyliceksen çabuk söyle,işimiz var" dedi. Hiç gevelemeden "Neden bizi kurtardınız?" dedim.
İpek bi an afalladı,sonra toparladı ve "Hiç,canımız istedi." dedi. Maden anlatmıcaan,bende sormaam "İyi" diyip trip atarak Duru'ların yanına gittim. Dur bari biraz mavi sümüğümle oynıyım. Şöyle şunla ayıcık yapıyım. Şunlada ördek.
"Nabıynız?" dedim. "Hiç,öyle takılıyoruz" dedi Arda. "Siz toka mısınız,takılıyonuz .s.s." dedim. Hepsi bana faktır go bakışı attı. Ama ben ne yaptım? Gidip götlerinin dibine sokuldum. Neden? Çünkü ben Gökhan'ım.
"Ver bi alt dudak aşkısı" dedim Deniz'e. Alt dudağını koparıp bana verdi. "Ver bakalım bi makas" dedi. "Ama makasım yok .s.s" dedim. Dudağı alıp öptüm,sonra geri Deniz'e verdim. Elimi Deniz'in göğsünün olduğu yere koydum ve kalbini söküp çıkarıdım. "Kalbimi çaldın seni bed boy" dedi.
"Şunu başka bi yerde yapsanız?" dedi Duru. "Bana uyar" dedim ve Deniz'in elinden tutup bi odaya girip kapıyı kapattım. "Hadi sen vahşi aslan ol,bende yavru ceylan olayım." dedim. Evet,o düşünüğünüz şeyi yapıcaz. Ondan kaçmaya başladım. Ve en son beni yakalayıp yatağa iktirdi. Sonra üzerime çıktı.
Tam soyunacakken kapı aniden açıldı ve ben o telaşla kızı yataktan yere fırlattım. "Çabuk gelin!" dedi Barış ve kapıyı kapatıp geri döndü. Kafasını yatağın kenarından çıkardı. Saçları yüzünü kapatmıştı. Sinirle "Odun" dedi.
Hemen odadan çıkıp Barış'ın yanına gittik. Pencerenin yanındaydı. Dışarıyı gösterdi. Gelen bi kaç kişi vardı. Tenleri bembeyazdı. "Bunlar vampirler" dedi. "Oleeeğeğeğy vampirlerle tanışıcaz" diye sevinçle haykırdım. "Hiç sevinme,vampirler birşey olmadığı sürece asla inlerinden çıkmazlar" dedi.
İpek gidip kaldığımız yerin kapısını açtı ve vampirler içeri doluştu. Hepsi bi sıra halinde karşımıza geçti. "Hoşgeldiniz,ne istersiniz,kan,et?" dedim. Barış beni dürtükleyip "Shut the fuck up!" dedi.
"Sizde bize ait birşey var" dedi içlerinden biri. Bende hemen öne atlayıp "İçimizden dördü zompir. Yani bu iki vampir yapar. Hiç kusura bakmayın zompirler vampirliklerini çıkaramazlar. Yani çıkarırlarsa sadece zom olurlar. Ama zom diye bişey olmadığına göre zompir olmak zorundayız. Yani kusura-" derken lafım yarıda kaldı ve Barış beni yakamdan tutup geri çekti. "Eheheh siz ona bakmayın,size ait olan ne olabilir ki?" dedi.
"Henüz tam hazır değil. Ancak hazır olunca onu sizden almaya gelicez" dedi. "Neyden bahsettiğinizi söylerseniz seviniriz" dedi İpek. "Üzgünüz,bunu söyleyemeyiz,ancak bir ay sonra tekrar gelicez ve o şeyi alıcaz" diyip çıktılar.
"Bu bi tehdit miydi?" diye sordu Deniz. "Kapalı tehdit" dedi Barış. Elimi Deniz'in omzuna koyup "O zamaan kaldığımız yerden devam etsek?" dedim. "Shut the fuck up!" dedi. Bu ne böyle herkes böyle takılıyo. "İyi beeğ" diyip İpek'lerim yanına gittim.
"Barış,şimdi kurt adamlarda varsa -ki bence var- bunların vampirlerle karışımınına kumpir,zombilerle karılımınada zomurt mu deniyo?" dedim. Bana mal mal bakarak. "Ya Gökhan,bi boş konuşma" dedi. "O zaman arçelik konuşuyum" dedim. "Ya bi shut the fuck up!" dedi İpek ve beni başından savdı.
Sanırsam git gide Arda'laşıyorum. Oh yooooğğ! Biri bana help miiğğ! Duru'ların yanına gittim. Birazda onlarla uğraşıyım. "Nbr Dru" dedim. "İyidir senden?" dedi. "Hiç işte yuvarlanıp gidiyoruz" dedim ve yere yatıp yuvarlanmaya başladım. Sonra Duru bana "Shut the fuck upar mısın?" dedi.
Sonra ayağa kalkıp Deniz'i aldım ve dışarı çıktım. Yolda yürümeye başladık. Bi ara benden zompir güçlerimi göstermemi istedi bende tırnaklarımı uzattım gözlerim karardı fln. O sırada bi dilenci zombi önümüze atıldı.
"Abi nolur biraz et verin ölüyom açlıktan" dedi. "Sen zaten ölüsün" dedim. Sonra şaşkın şaşkın baktı. Ve Deniz'in saçına yapıştı. Deniz "Ağağağ bırak o saçı ben o saçı yapçam diye ne kadar uğraştım biliyon mu sen? Tabi siz erkekler tara çık oh ne ala" dedi ve adamın elini koparıp uzağa fırlattı. Adam elinin peşinden koştu.
"İşte benim sevgilim" dedim ve elini tutup yürümeye devam ettim. "Sen zombi olalı kaç ay oldu?" dedim. "6 ay" diyince ilk önce normal bi şekilde yürümeye devam ettik ardından aynı anda birbirimize bakarak "6 ay mı?!" dedik
Hemen elini aldım ve siyah damarlar bulmamayı ümit ettim. Ancak ümit bi işe yaramadı tabi. Deniz'in eli siyah damarlarla doluydu.
