13. Bölüm:"Vampirin İni"

250 18 13
                                    

İpek ve Barış kendi hallerinde plan yapıyor,Deniz dışarıda yürüyüş yapıyor,Arda ise başını kollarının arasına almış sallanıyodu. Arda'nın yanına gidip "Göstermek istediğim birşey var" dedim. Elimden çıkardığım suyu burnuma soktum ve kulağımdan çıkardım. Tabi kulağımdan çıkan su mavi sümüklerle doluydu.

Ama bu bile Arda'yı güldürmeye yetmedi. "Şu ateş şeysini bana gösterse" dedim. Oflayarak başını kaldırdı ve elini şıklatıp ateş çıkardı. "Uuuğğ çok ateşlisin." dedim. Gözlerini devirdi ve yeniden başını aşağı indirdi. Kolumu omzuna atarak "Yapma böyle,onu kurtarıcaz" dedim. O sırada yanımdan gelen sese döndüm "Kurtarıcaz değil mi?". Deniz yürüşten dönmüştü. Yanıma oturdu ve diğer kolumuda onun omzuna atarak "Tabi ki kurtarıcaz" dedim.

Barış önümüze kocaman bi kağıt atarak "Plan bu" dedi. Önümüze attığı kağıt aynı filmlerdeki gibi iki tarafından kıvırarak açılıyodu. Çk ekşnlı hytm vr çk.

"Şurdan ve şurdan geçip buraya gelicez. Şurda biraz dövüşebiliriz -nede olsa herkes zompir- ve Duru'yu büyük ihtimalle burda tutuyorlar" dedi Barış. Ben anlamış gibi yapıp kafa salladım. Sonuçta dövüşcektik değil mi? "Ne zaman gidicez?" dedi Arda. "Önce sizi biraz eğitsek diyo-" dedi Barış ama Arda lafını keserek "Biz başımızın çaresine bakarız." dedi.

"Gitmeden önce bişey sormak istiyorum" dedim. Bütün gözler bana dönünce "Hani zombiler zambaktan etkileniyo ya,peki vampirler?" dedim. Barış gözlerini açtı "İyi noktaya bastın. Mine çiçeği" dedi. "Yani onlar Vempayr Dayrıs'tan mı çıktı!" dedim. Herkes yine bana mal mal bakınca "Çok cahil olduğunuzun farkındasınız değil mi?" dedim.

"Ha peki zompirler?" dedim. İpek "İkisinin karışımı,biri sadece bayıltmaya yetiyo,ikisi karışırsa öldürebilir." dedi. "Yarım saat işimiz var,gidin oyalanın" diye emir verdi Barış. Deniz'i elinden tutup dışarı sürükledim. "Seni seviyorum,biliyosun değil mi?" dedim. Bana iğneleyici bi sesle "Sana sakla diye kalbimi verdim,sen buzdolabına koydun Gökhan" dedi. Ölümcül ve zehirli "-_-" bakışlarımı attım.

"Bişey diycem Deniz, geçen gün karşımdan gelen tanımadığım bi adam bana tanımadığım kişilere güvenmememi söyledi" dedim. Deniz bana "Vat tı fak" bakışı atıp "Saol Gökhan,sayende beyin boklaşması yaşıyorum" dedi. Sonra gülüşüp birbirimize sarıldık. "Sence teyzeye nolmuştur?" dedim. "Teyze?" diye sordu. "Ya hani bizim mekandaki namıslı teyze" dedim. "Ha o günün acısını çıkarıcam senden,ayrılıyoruz" dedi. "Neğğğ ayrılıyoz mu?! Ne demek ayrılıyoz yiiğaaa?!? Yani ayrılmak ne demek biliyorum ama şu an konumuz bu değil. Ayrılsaağğkk ölürüğüüzz biğğzzz,biiiğğrr bedendeeğğ bütünüüğz biiğğzz." diye şarkı söylemeye başladım.

Deniz bana sarılıp "Ah be yavrum senide kaybettik,korkma tımarhaneye filan götürmem" dedi. Sonra bi anda Deniz'i kucağıma alarak koşmaya başladım. Aynı zamanda "Ağağağağ" diye Tarzan gibi bağırıyordum. "Gökhan napıyosun dur bi!" diye cırladı Deniz. "Şimdi sıkı tutun" diyip vampir hızımı kullandım ve ağaçlar yanımızdan akıp giderken ikimizde kahkaha atıyoduk.

Gölün yanına geldik ve oturup gökyüzünü izlemeye başladık. "Kaç dakikamız kaldı?" diye sordu Deniz. Saate bakıp "15" dedim. Sonra Deniz bi göle bi bana bakıp "Gökhan şu su şeyini göl üzerinde kullanmayı denesene" dedi. Ben bunu neden düşünemedim ki?

Hemen ayağa kalkıp "Haklısın" dedim. Ellerimi öne uzattım ve göldeki suyu havaya kaldırmayı denedim. Bişey olmayınca göle arkamı dönüp Deniz'e "Olmadı" dedim. Sonra Deniz uzaylı görmüş gibi omzuma bakmaya başladı. "Neeğğ? Omzumda kusmuk mu var?!" dedim. Sadece kafasını sağa sola salladı ve ağzını açtı ama konuşamadı. "Yoksa kuş mu pisledi?!" dedim ve omzuma bakmaya başladım. "Gökhan,arkana bak" dedi gözlerini omzumdan ayırmayarak. "Yoksa sırtıma dinazor çiş mi yaptı?" dedim. Deniz kafamı tutarak "Sus ve sadece arkana bak" dedi.

Arkamı dönüp baktığımda göldeki bütün suyun havada olduğunu gördüm. "Oha" dememle bütün su tekrar göle düştü ve kocaman bi dalga karaya vurup Deniz ve beni sırılsıklam bıraktı.

"Bu gerçekten,havalıydı" dedi Deniz. "Ama bu hava değil,su" dedim. Deniz bana "-_-" bakışı attı ve "Sen ve iğrenç esprilerin gerçekten iğrençler" dedi. Saate bakıp "Artık geri dönsek iyi olur" dedim. Yanıma geldi ve beni kucağına aldı. "Napıyon?" dedim şaşkınca. "Tek zompir olan sen değilsin" dedi ve vampir hızını kullanarak geri gittik.

Bizi arabanın yanında karşıladılar ve "Nerdeydiniz?" dedi İpek. "Gölü ayağa kaldırdık" dedim. Her zamanki gibi anlamsız bakışlar atıp arabaya bindiler. Arda bütün yol boyunca tek kelime etmedi. "Bizi neden kurtardınız?" dedim Barış ve İpek'e. Yine "Canımız öyle istedi" dediler. "Ama bi nedeni olmalı,bizim için hayatınızı tehlikeye attınız. Neden?" dedi. Barış bir anda durduk yere atar yaparak "Çünkü canımız öyle istedi!" diye bağırdı. İpek tepkisiz kaldı,Arda gözünü yoldan ayırmadı ve Deniz'le ben neye uğradığımızı şaşırdık. Sadece "Tm" diyebildim.

Bir iki saat sessiz bi yolculuğun ardından Barış "Geldik" dedi. Herkes arabadan indi ve Arda direk ilerlemeye başladı. İpek "Dur,bekle" diye bağırdı. Arda durdu ve arkasını dönmeden olduğu yerde dikilmeye başladı. "Şunları alın" dedi Barış. Elimize iki üç tane şırınga tutuşturdu. "Bunlar mine çiçeği. Tek bir şırınga 10 vampire yeter. Zor durumda kalmadıkça kimseyi öldürmeyin

Mağaranın başına geldik ve "Cidden mi?" diye sordum. Elinde kocaman bi dünya varken mağarada yaşamak nedir? Herkes içeri girmeye başladı ve en son ben girdim. Sessizce ilerlemeye başladık. "Çok dikkatli olun,kulakları çok hassastır" dedi Barış.

Yolumuza çıkan bi kaç vampiri hallettikten sonra asıl vampirin olduğu yere geldik. Ben bunu "vampirlerin kralı" diyodum. "Hazır mısınız?" dedi İpek ve kapıyı itip içeri girdik. O sırada vampir kral bardaktan kırmızı bişey içmekle meşguldü. Barış direk konuya girerek "Sorun istemiyoruz,kızı istiyoruz" dedi. Kral sakince bize bakarak "Birincisi, 'sorun istemiyoruz' derken adamlarıma yaptıklarını düşün,ikincisi hangi kız?" dedi

"Bizle oyun oynama,Duru nerde?" diye hırladı Arda. Gözleri simsiyah olmuştu bile. "Ooo ateş çocukta burdaymış" dedi. Bende elimde su çıkararak "Ve H2O boy da burda" dedim. Kral şaşırarak "H2O boy mu?" dedi. Barış araya girerek "Konuyu çarpıtma,kız nerde?" dedi Barış.

Arkadan "Burda" diye bi ses geldi. Herkes arkaya döndü ve gözleri sapsarı olmuş Duru'yu gördük. Kral "Size yemin ederim,bu kızı biz böyle yapmadık,o gün sizden alamadık bile" dedi. Duru'nun yanındaki kadın "Çünkü biz aldık" dedi. Arda elinden ateş,ben su çıkardım ve diğerleri dişleriyle pençelerini uzattı.

"Hmm,demek öyle. Bide bunu izleyin" dedi ve suratından kıllar çıkmaya başladı. Iyy bakımsız karı. Sırtı eğilip bükülürken kulakları üçgen şekli aldı. Ama bu....

Ah çok güzel. Zombiler,vampirler,zompirler,avatarlar ve

Kurtlar.

Beyin Kokan AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin