Everything Begins

2.1K 31 25
                                    

Merhaba arkadaşlar,bu benim ilk hikayem,umarım hoşunuza gider,aksiyon diyince insanın aklına film gelir ve çoğu insan Spider-Man'den bahseder,bende filmini bir kitap haline getirmek istedim bu yüzden İnanılmaz Örümcek Adam ile karşınıza çıktım.Filmi izlemeyenler veya izleyenler için söyleyeyim konusu Comic Book(Çizgi Roman)ile uyumlu olacak.Comic Book'un orjinalliğini bozmak istemedim.
İlk birkaç bölümde gelişmeler,sonra aksiyon,dövüş ve tabii ki aşk ağır basacak.

Herneyse Oy verip Yorum yaparsanız çok mutlu olurum,karşınızda ilk bölüm :)))

"Bir,iki,üç,dört,beş,altı,yedi,sekiz,dokuz,on.Saklan yada saklanma seni bulacağım!"Diye bağırdı küçük çocuk.Babasını bulmalıydı,saklambaç oyununun kuralı buydu,evde ağır ağır gezindi,mutfakta veya misafir odasında yoktu babası.Usulca merdivenlerden yukarı çıktı.Yatak odasına gidecekti ki gözü babasının çalışma odasına takıldı.
"Buraya girme sakın Peter."Demişti babası ufaklığa daha önce.Peter'da uslu bir çocuk olup hiç girmemişti,henüz beş yaşında olmasına rağmen ailesine karşı hep terbiyeliydi ve neyi nerede yapacağını biliyordu.Ama şimdi,çalışma odasının kapısı aralıktı ve saklambaç oynuyorlardı.Babası her yerde olabilirdi.Küçük bir ajan olmalıydı ufaklık.Sessizce odaya süzüldü ama anlam veremediği,çocuk aklının ermediği binlerce matematik formülü,kağıtlar ve örümcek çizimleriyle karşılaştı.Çalışma masasının üzerinde,bir kavanozun içinde,iki cımbız tarafından tutulan eklem bacaklı eşsiz canlıya uzun uzun baktı Peter.Gök gürledi,yağmur yağıyordu,rüzgar pencereyi dövüyordu.Büyük bir gümbürtüyle açıldı pencere.
"Baba!Baba!"Peter yerinden kıpırdamayıp seslendi.Annesi içeri dalıp onu kucakladı,hemen ardından babasıda geldi ve bir çantaya birkaç parça şey doldurdu.Kavanozuda aldı,annesi Marry bu sırada kucağında oğluyla dışarı çıktı.Hızlıca bir valiz hazırladı.
"Arabaya git Marry."Dedi babası Richard.
"Gel tatlım."Dedi annesi şefkatle karışık endişeli ses tonuyla.Bir eliyle Peter'in elinden tuttu,diğer eliyle de valizi aldı ve evden çıktı.Arabaya bindiler,yağmur tüm şiddetiyle yağıyordu,Richard evden çıkıp kapıyı kilitledi ve eşinin valizi yerleştirmesine yardım etti.Sırılsıklam olmuşlardı,Richard ve Marry arabaya bindiler ve babası arabayı sürmeye başladı.
"Nereye gidiyoruz anne?"Diye sordu çocuk.Marry dönüp şevkatle gülümsedi.
"Gidince görürsün tatlım.Sürpriz."

"Lütfen ağabey..."Diye yalvardı Richard.Kardeşi soru soran gözlerle bakıyordu.
"Neler oluyor Richard?"Diye sordu.
"May rica etsem?"Richard'ın baldızı,kardeşi Ben'in eşi May Peter'ı annesinin kucağından aldı.
"Gel hayatım,sana kurabiye yapalım."
"Kurabiyelere bayılırımm!!!"
Marry öne eğildi."Bak Ben...anlatamayacağımız çok şey var.Ve hepsi sizi güvende tutmak için.Peter için.O yüzden sana yalvarıyorum...bir anne olarak yalvarıyorum...bebeğimi al.Yoksa hayatı tehlikeye girecek..."Daha fazla konuşamadı.Ben'in gözleri kocaman açılmıştı ama bir iç çekip;
"Pekala.Lakin rotanıza varır varmaz haber verin."
"Elbette.Teşekkürler Ben."Abi-kardeş sarıldılar.Peter içeri koştu,annesi bebeğine son kez sarıldı.Defalarca kez öpüp kokusunu son bir kez içine çekti.Kapıya geldiler,Richard tam kapıyı çekip kapatacakken Peter elini yakalayıp;
"Baba.."Dedi.Richard'ın yüreği dağlanıyordu ama oğlu için,onun güvenliği için gitmeliydi.Küçücük elini okşayıp sıktı.
"Uslu dur."Dedi göz kırparak ve kapıyı çekip kapadı.Peter çaresizce arabanın gidişini izledi.
Birkaç gün sonra yüreklere gem vuran o haber geldi;

Richard ve Marry Parker öldü.

12 Yıl sonra
Kafamı iki yana sallayıp panoya okul münazara takımının fotoğrafını astım.Aklıma annemleri gördüğüm son gece gelmişti.Tam o sırada kafamın sağ tarafında bir sızlama hissettim.Dönüp bakınca okulun kabadayısı Flash ve arkadaşlarının kahkaha attığını gördüm.Yerde bir basketbol topu vardı.Harika,kafama top yemiştim.Flash elini ağzıyla kapadı,gülmemek için kendini zor tutuyordu.
"Afedersin.."Dedi ama hala kıkırdıyordu ve sesi alaycıydı.Bezgin bir gülümseyiş attım.
"Günaydın Flash."Dedim yine bezgin bir sesle.
"Günaydın Parker."Dedi yanımdan geçerken.Sesindeki alaycılık anlaşılıyordu.
Koridorda dolabıma yürürken sıkıldım ve kaykayı yere atıp üstüne atladım.Birkaç santimetre(evet santimetre,metre bile olmadı)gitmiştim ki okul müdürünü gördüm.Hemen inip kaykayın arkasına bastım ve havada yakaladım.
"Parker,o sende kalsın ister misin?"Kaykaya şöyle bir baktım.
"Evet efendim."
"O halde onu okul içinde sürme."
"Tabii efendim."Yürümeye devam ettim."Tekerlekler yukarı!"Diye seslendi.Kaykayı havaya kaldırdım.
"Böyle mi?!"
"Aynen böyle!Devam et!"

My Responsibility(The Amazing Spider-Man-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin