Cinler, dumansız öz ateşten yaratılan varlılardır. Tıpkı insanlar gibi erkekleri ve dişilikleri vardır. Erkek cinlere “Hubs”, dişilerede “Habais” denir.Dişi cinlerin kullanmayı en çok sevdikleri isim ise “Havva”’dır. Erkek cinlerin ise “Muzaffer”’dir.
Cinlerde kendi içlerinde tehlike derecesine göre ayrılırlar.
Ervah: Genelde çocukları korkuturlar. Enerjileri bizim hissedemeyeceğimiz kadar düşüktür. Zarar verme yetkileri yoktur. Issız evleri mesken edinirler, köylerde, kasabalarda ve kalabalık ortamdan uzak yerlerde yaşarlar. Farklı bir ritüelle usulünce davet edildiğinde gelirler. Fakat Musallat olmazlar. İnsanların kılığına girebilirler..
Şeytan: Ervah cinlerin bir üstüdür. Genelde inançtan, inanca değişen bir kimliği vardır. Kendi içinde birçok hiyerarşiye ayrılan şeytanlar, Batıda demon olarak adlandırılırlar. Genelde insanlara vesvese verme, huzursuz etme, kötülüğe sevk etme gibi amaçları vardır. Yaşamımızda yanımızdan hiç ayrılmadıkları gibi, enerjimizden de nasiplenirler. Şeytanlar ritüellere gelmekten çok, ritüel yapmamız için bizi dürterler Kalabalık ve gürültülü yerleri severler. Ve o yerleri kendilerine mesken edinirler.
Marid: Şeytanların, bu cinlerin şerrinden korunmak için birçok kez inançlarına dua ettikleri bilinir. Tehlike sınıfında üst düzeyde olan bu cinler, asla ritüellere gelmezler.. Ancak çok ilmi konuda üst düzeyde olan, ilim ve irfan sahibi kişilere görünür, konuşurlar. Ormanda genelde bataklık kenarlarında yaşarlar.. Vahşi hayvanların ve insanların kılığına girebilirler. asla kendi bölgelerinden insanların yaşadıkları kalabalık yerlere gelmezler. Zarar verme yetkileri yasaklanmıştır. Şu ana kadar bir insana musallat olmamışlardır. Ancak çok ciddi durumlarda, kendi soyundan gelen bir cine zarar verebilecek bir insan olursa (-ki bu insanın çok üst düzeyde bir alim olması ve tecrübeleri gereği en az 80-85 yaşlarında olması gerekir.) intikam için o kişiye anında fiziki zarar verebilirler.
İfrit: İfritler, tehlike sınıfında en üst düzeyde olan cinlerdir. Hatta öyle ki, İslam Peygamberi Hz.Muhammed, Miraca çıkacağı zaman ifritler toplanmış Hz.Peygamberi yakmak istemişler, bu olaya istinaden Nas ve Felak sureleri inmiştir. İfritler, zarar verme yönünden ölümcül sonuçlar doğurur. Kişiye hastalık verebilir, gerekirse öldürebilirler. Ancak bu durum onlar için yasaklanmıştır.(Bu yasağa uymayan kabilelerde mevcuttur) Ritüellere ve karabüyücülerin çağırmalarına asla gelmezler. İfritlerin, alim kişilere olan haseti bilindiğinden, Eski dönem alimlerin ifritlerden korunmak için çeşitli dua ve sembolleri üzerlerinde taşıdığı bilinir. İfritler, ormanın çok sık iç kesimlerinde ve derinliklerinde yaşarlar. Yaşadıkları bölgede vahşi hayvanların ve kuşların barınamadığı söylenir. Asla kendi bölgelerinden insanların yaşadıkları kalabalık yerlere gelmezler.. İnsanların kılığına girmezler. Ve yakın tarihte bir musallat olayları da olmamıştır.
Cinlerin Geleceği Bilmesi Hakkında ki Gerçek :
Cinler asla geleceği bilemezler. Yalnızca meleklerlerden bilgi çalan cinlerin insanlara yaklaşmak için bu bilgileri kullandıkları söylenir. Yalnız bu bilgilerde herhangi birisine verilmez, medyumlar bilmez, karabüyücüler bu bilgileri elde edemezler.. Cinlerin geleceği bilmedikleri hakkında Hz. Süleyman’ın olayı kanıttır. Olay şu şekilde geçmiştir;
Hz. Süleyman, Ömrünün son günlerinde cinlere bir mabet inşa ettirmekte idi. Cinler, Hz. Süleyman’dan çok korkar, ona koşulsuz itaat ederlerdi. Hz. Süleyman’da mabet inşası sırasında cinlerin işlerini yavaşlatmaması için onlara gözkulak olduğu bir tepede duruyordu. Yalnız, Hz. Süleyman bu inşa’nın başlarında tepede, bastonuna dayanarak vefad etti. İnşaat sürerken hiçbir cin cesaret edip Hz.Süleyman’ın yanına gidemiyordu.. Bu sırada da bir kurt, Hz. Süleyman’ın asasını kemiriyordu. İnşaat bittiğinde, İyice incelen asa kırıldı ve Hz. Süleyman yere yığıldı.Bunu gören cinler hemen Hz. Süleyman’ın yanına gittiler. Ve vefad ettiğini gördüler. Bu durum Cinlerin gelecek hakkında bir bilgiye sahip olmadıklarının kanıtıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paranormal Bilgiler
LosoweSizce yaşadığımız ve yaşlandığımız dünya trafik ışıkları, arabalar, evler ve insanlardan mı ibaret? Gerçekten bir ömür boyunca algılayacağımız şeyler sadece günlük hayatın realitesinde kaybolmuş anlamsız kısır döngülerin içinde mi olacak? Hiç sanmıy...