Bölüm bestekulekci için konuyu zaten o buldu hjhkhjhg o da benim için adeta bir çikolatalı pasta dolu dolap veya doğum günü pastası olan hamburger tepeciği. Benzetmelerim çok şeqil 39 derece ateşle yazıyorum gshhsjsh neyse bende uyumaya gidiyim (hayır Yavuz çok uyumuyorum).Nazar boncuğu şeytanın simgesidir
Son filmi 'Dabbe Bir Cin Vakası'nda 'nazar boncuğu'nun tehlikeli bir tılsım olduğunu savunan yönetmen Hasan Karacadağ: "Nazar boncuğu şeytanın simgesidir. Onu koruma amaçlı takan kişi de şeytan ve cinlerle anlaşma yapmıştır" diyor
Yönetmen Hasan Karacadağ'ın 'Dabbe' serisinin son filmi 'Dabbe-Bir Cin Vakası' filmi vizyona girdiği ilk hafta 140 bin kişi tarafından izlendi. Türk korku sinemasının başarılı örneklerinden olan film; izleyenlerde şok etkisi yaratıyor ve nazar boncuğunun tehlikeli bir tılsım olduğunu savunuyor. Çoğu kültürlerde ve dinlerde, kötülüklerden korunmak için güçlü bir tılsım olarak kabul edilen nazar boncuğu, Türkiye'de de 'kem gözlere' karşı korunmak için kullanılıyor.
GÖZLE HİPNOZ EDİYOR
Karacadağ ise 'Dabbe-Bir Cin Vakası'nın izleyicide yarattığı şoku anlamak için öncelikle inanç sistemini sorgulamak gerektiğine inanıyor. Yönetmen şöyle konuşuyor: "Nazar ve büyü İslamiyet'e göre haktır. Bilim de artık bunu kabul etmiştir. Psikokinezi denilen; bakışlardan yayılan zararlı elektromanyetik dalgaların insan ve hayvanlar üzerinde etkili olduğu deneysel olarak kanıtlanmıştır. Bazı hayvanların; gözleriyle avlarını hipnoz ederek zayıflattığı, ardından saldırıya geçtiği net olarak gözlemlenmiştir. Aynı durum insanlar için de geçerlidir. Hz. Muhammed de hadislerinde hem insanların, hem de cinlerin nazar (göz) değdirebildiklerini söylüyor. Ancak bunu önlemek için vücuda takılan herhangi bir obje ve tılsımın işi daha da kötüleştireceğini yine hadislerinde anlatıyor." Eski Mısır ve Babil'de 'nazar'a inanıldığını anlatan Hasan Karacadağ; özellikle o dönemlerdeki yazıtlarda, nazar boncuğunun simgesi 'tek göz'ün şeytanla ilgili olduğunu belirtti. Babil'de insanların tapındığı 5'ler tanrısı Hamsa'nın (Fatıma'nın eli olarak bilinir) da nazar boncuğunun çıkış noktası olduğunu söyleyen Karacadağ şu tespitte bulundu: "Nazar boncuğundaki tek göz; cini yani şeytanın bakışını temsil etmektedir. Bu durumda nazar boncuğunu koruma amaçlı takan herkes şeytan ve cinlerle anlaşma yapmıştır diyebiliriz." Yönetmen nazar boncuğu takanları da şöyle uyardı: "Nazar boncuğu takanların bir an önce onlardan kurtulması ve yok etmesi gerekmektedir.
Horus'un Gözü, Nazar Boncukları ve Tılsımlar
Eski bir anadolu inancının camdaki yansımaları İnsanlık tarihi boyunca, her kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir... Bu figüre, Musevi, Hıristiyan ve İslam kültürlerinin yanı sıra, Budist ve Hindu toplumlarda da rastlıyoruz. Bu ortak gelenek Anadolu'nun 3000 yıl öncesine dayanan cam sanatında yeni bir kimlik kazanır. Anadolulu bir cam ustası, göz figürünün gücünü ateşin gücüyle birleştirerek yepyeni bir tılsım yaratır:
O zamandan bu yana insanlar, kötülüklerden korumak istedikleri her şeye nazar boncuğu iliştire gelmiştir. Yeni doğmuş bebeklerden, bindikleri ata, hatta, evlerinin kapılarına bile... Nazar boncuğu geleneği Anadolu'da hâlâ yaşamaktadır. Sayıları giderek azalan nazar boncuğu ustalarının hünerli elleriyle biçimlendirdiği ışıltılı göz boncukları, Anadolu'dan dünyanın dört bucağına yayılmaktadır.[9]
Eski kültürlerde yaygın olarak rastlanan ve bizim ‘Fatma Ana'mızın Eli' olarak bildiğimiz hamsas adlı tılsımın rengi genellikle mavidir. Bu, beş parmağın ve avuç içinin belirgin bir şekilde görüldüğü, ortasında bir göz işareti bulunan bir tür el ikonudur. Bazı kültürlerde mavi nazar boncuklarına ek olarak, hamsas tılsımları da pencere ya da kapıların kenarlarına koruma amacıyla asılır.[10]
Tılsım Anadolu'ya geldiğinde bazı değişimlere uğramıştır. Bugün Anadolu'da her yerde görebileceğimiz nazar boncuğu Horus'un gözü kökenlidir.[7] Horus'un gözü, bir çok toplumda yaygın bir inanışı ifade eden nazar ve göz değmesine karşı koruyucu olacağına inanılan nazar boncuklarına da esin kaynağı olmuştur.[11]
Nazarın ve nazar boncuğunun izleri, Mısır'a M.Ö. 4800-M.Ö. 5000 yıllarına uzanıyor. Dünyadaki tüm kötülükleri gören Mısır imparatoru Osiris'in gözünün, yoksulluğu ve cehaleti uzaklaştırdığına inanılırdı. Oğlu Horus, gözlerini açtığında ortalığın aydınlandığı (iyilik) kapattığında karanlık (kötülük) olduğu düşünülürdü.
Güneş tanrısı Osiris'i öldüren Seth'den öç almak isteyen Horus'un gözü, kavga sırasında aynı zamanda amcası olan karanlıklar ve kötülükler tanrısı Seth tarafından parçalanır. Bilimlerin ve tıbbın kurucusu olan Toth parçaları toplar ve gözü eski haline getirir. Ancak 1 / 64'lük parçası eksiktir ve bu parça, Toth'un büyü ve sihir gücü tarafından tamamlanır.[12]
Daha sonra Horus'un bu gözünü simgeleyen hiyeroglif resim, uzak görüşlülüğün, beden dokunulmazlığının ve sonsuz doğurganlığın simgesi olarak, gemi, araba mumya, vazo gibi nazardan korunması gereken gereçlerin üzerine çizilmeye başlanmıştır.[13] Mısırlılar önem ve değer verdikleri her şeyi, koruyabilmek için üzerine Horus'n gözünü çizdiler. Bu çizimler daha sonra Anadolu'ya ulaştı ve büyük bir olasılıkla onu ilk defa Fenikeliler (M.Ö. 2500-M.S. 65) cam üzerine geçirdi.
Bugün bir nazar boncuğuna bakarken, binlerce yıldır kesintisiz devam eden bir süreci bir saniye daha ileriye taşıyoruz. Birisine nazar boncuğu hediye ederken, aslında binlerce yıldan bu yana devam eden bir geleneği sürdürüyoruz. Toth ile başlayan süreçte, kendi dilimizde yer eden deyimi seçerek, bazen inanarak bazen de turistik bir şirinlik yaparak, Anadolu'nun cam ustalarının tarihle yaşıt olan ateşle ortak çalışmasını geleceğe aktarıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paranormal Bilgiler
AléatoireSizce yaşadığımız ve yaşlandığımız dünya trafik ışıkları, arabalar, evler ve insanlardan mı ibaret? Gerçekten bir ömür boyunca algılayacağımız şeyler sadece günlük hayatın realitesinde kaybolmuş anlamsız kısır döngülerin içinde mi olacak? Hiç sanmıy...