8.BÖLÜM : SELİN OLAYI GİZEMİNİ KORUYOR OLSA DA ESKİSİ GİBİYİZ

762 48 32
                                    

8.BÖLÜM : Selin olayı gizemini koruyor olsa da eskisi gibiyiz... HAYIR DAHA YAKINIZ.

............. Y/N ............

📌Eveeettt çok beklettiğimi biliyorum ben ne kadar sorumsuz bir yazar olsam da okurlarım sabırlı ve anlayışlı. Değil mi ? Umarım bu kitaptan ilginizi çekmemişsinizdir.
Yarın verecek olduğum hazırlık ve sonuç raporlarını hazırladım ve başladım bölüm yazmaya ... 🤓 📌

........................................

Gözlerimi açtığımda Melek ve Alçin yanı başımda duruyorlardı ve bana odaklanmışlardı. Alçin elimden tutuyor , yatağın yanında bir sandalye de oturuyordu. Ama benim yatağımın yanında bir sandalye yoktu diye düşünürken olanları hatırlatmıştım. Bayılmıştım. Ve hastane de olduğumu anlamak çok da zor değildi.

Melek konuşmaya başladığında gözlerinin ve burnunun kızarmış olduğunu fark etmiştim.

"  Ülkü , iyi misin ? "

Titreyen sesi ve kızarmış her an tekrar ağlamaya başlayacak gibi duran gözleri belli çok korktuğunu gösteriyordu.  Beni biraz sıkıştırmış olduğu için ve benim bünyem çok zayıf olduğu için bayılmıştım ve o , kesinlikle kendini suçluyordu.

" İyiyim , Melek. "

Aslında ben onu suçlamıyordum daha çok konuşmak isterdim ama susadığım için boğazım gıcık tutmuştu ve öksürmeye başladım.

Melek'in bana uzattığı bardağı Alçin'in yardımıyla içtim.

" Daha iyi --- "

" Melek , bizi biraz yalnız bırakır mısın ? "

Alçin sıkılı dişleri arasından tıslayarak konuştuğunda Melek bunu anlayamayacak kadar dalgın bir haldeydi ve hemen dışarı çıktı.

Açıkçası Alçin sinirli görünüyordu. Biraz korkmuştum umarım o da beni azarlamazdı.

" Beni korkuttun. Doktor üzüntü veya stresten kaynaklanan bir baygınlık geçirdiğini söyledi. Stres yapıp üzülecek neyin var ? Hım söyle bana ! Benim şu iki günlük hayatta , üç günlük ömrümü harcamak istediğim , senden daha çok değer verdiğim tek bir kişi bile yok. Sen zaten çok zayıfsın ama yine de bayılacak kadar neye üzüldün ? "

" B-ben b-ben ... "

Konuşamıyordum.

Gözlerimden akan yaşın farkında bile değildim. Alçin'in benim için ne kadar değerli olduğunu tekrar tekrar bir şekilde anlıyordum. İçimde bilmesem de ruhum ve hatta vücudum bile biliyordu. Annem ve babam beni evden attığında bile böyle olmamıştım. Onu kardeşim gibi görüyor olduğumu düşünüyor olsam da bir insanı bu kadar değerli kılmak normal miydi ?

Alçin akan yaşlarımı , ince ve kemikli güzel elleriyle sildi. Ve beni doğrultup sıkıca sarıldı.

Ağlama nedenim tabiki duygulanmış olmamdı ! Evet Alçin bana değer verir ve hisettirirdi ama daha önce hiç söylememişti. 

"Tamam tamam , ağlama geçti artık. "

" Özür d-dilerim. B-ben çok ö-özür dilerim. "

" Şşşş tamam , konuşma. "

Sıkıca sarılmaya devam ettik. Alçin sırtımı ve saçlarımı okşadı. Ben sakinleşene kadar.

Yüzümü gömdüğüm hoş kokulu boyundan kaldırdım , nefesimi düzenleyebildiğim zaman.

Alçin ellerini yanaklarıma koydu ve gözlerime oldukça yakın bir mesafeden bakmaya başladı. Biraz utanmıştım ve düzelen nefesim tekrar kesilmişti. Vücudumda ki bütün kanın yanaklarıma hücum ettiğini düşünecek kadar ısınmıştım.

Aynı şekilde ; Alçin bana her zaman ilgili olsa da hiç yakın temaslarda bulunmazdı. Dolayısıyla enteresan tepkiler gösteriyordum. Biraz da şok olmuştum.

Alçin'in gözleri hafifçe dolduğunda kalbime saplanan sancı ile yüzümü buruşturmak istemiştim.

Alnını alnıma dayadı. Ve derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi geri üflediğinde dudaklarıma ve çeneme kadar değen nefesi ile tüylerimin kalktığını hissetmiştim. Titredim.

Alçin usulca yanağımı öptü ve orada uzun süre kaldı.

Nefes almayı ve nasıl alacağımı tamamen unutmuştum. Bu anda nefes almaya ihtiyacım yok gibi hissetmiştim. Sanki ... Sakin nefesim , o yaşam havası , yanaklarımı okşuyordu. Vardı , dibimdeydi ve onu içime çekmeme gerek yoktu. Varlığı yaşam için gerekli oluyordu , onu tüketmeye de gerek yoktu.

Alçin'in dudakları yanağımdan çekildiğinde , nefes aldım çünkü yanağımda ki nefes gitmişti. Az önce ihtiyaç duymuyor iken bir anda ciğerlerim o nefesi arzulamıştı. Asıl kaynak gidince yedeğe fırsat vermek gibiydi.

Düşündüğüm şeyler... Bilmiyorum ... Bu söylediklerimi toplasak ve bir eşittir koysak , sonuç Alçin'in nefesim olduğu olurdu.

Alçin'in yakınlığının verdiği tepkiler = Alçin yaşamım için olan nefes kaynağı

Enteresan bir eşitlik olurdu. Ve mantıksız. ( Aşk gibi ... )
Sanırım olay bunda mantık aramak değil de his aramaktı.

Alçin'in nefesi tekrar dudaklarıma çarpmaya başladığında konuştu.

" Bir daha , bir daha böyle olmaması için daha çok dikkat edeceğim sana. Bir daha asla olmayacak. Sen benim nefesimsin Ülkü. Sensiz tek bir nefeslik bir hayat bile yaşayamam. "

Bir anda tekrar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sözleri beni çok etkilemişti. Az önce içimden geçirdiğim şeyleri onun ağzından duymak... Bir anda söylemişti hissettiklerimi. Gözlerimi açtığımdan beri herşey bir anda oluyordu zaten. Duygular bir anda oluşuyor bir anda dışarı yansıyordu.

Tekrar sıkıca sarıldık. Bir anda. Ağlıyor olsam da rahatlamış hissediyordum. Alçin'e karşı istediğim şekilde davranacak , istediğim zaman sarılabilecek , istediğim kadar dokunabilecek kadar özgür hissediyordum. Aslında özgürlük tanımı çok daha farklı değil miydi ? Ben niye böyle tanımlamıştım ? Mantıklı bir cevabım yoktu.

Zaten dedim ya , mantık arayınca bulacak birşey de yoktu zaten. Cevabı bilmesem de uygulayacağım yolu biliyordum. Tek yapman gereken kalbimi dinlemek ve o ne istiyorsa o şekilde davranmaktı.

" Tek istediğim sana hep yakın olmak. Alçin. Benim senin hayatın da yer edinmek dışında  amacım yok. Bunun için nefes alıyorum. O yüzden gidersin diye çok korkuyorum. "

" Gitmem. Ömrümün sonuna kadar senin için nefes alacağım. Senin nefesin olacağım. Yemin ederim. "

YANIMDA KAL LGBTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin