Geç gelen bir bölüm daha, yazmakta zorlanan biri daha. Özür dilerim :( Hala beni destekleyenlere okuyanlara ne kadar teşekkür etsem az.
İyi okumalar! :)
Güneş ışığıyla tüm odayı kapladığında, Lousin suratındaki gergin kaslar kendini bir o kadar belli ediyordu. Her dizini sallayışında elindeki kahvenin bir damlası yeni aldıkları halıyla birleşiyordu. Louis dudaklarını şeker koymayı unuttuğu kahveye götürüp, ağzında ki acı tatla geri çekti. Harika diye düşündü artık acıyı her yerinde hissedebiliyordu. Gergin kaslarının ardında yatan gizemli gülümsemeyi fark eden Lucia olmuştu. Merdivenlerde durup Louisin gözlerini, Harrye bakışlarını izledi. Gerçek aşk bu olmalı diye geçirdi içinden, hep istediği ama hiç elde edemediği şeylerden biri. Louisin gözleri parıl parıl parlıyordu, duş aldığını odayı kaplayan güzel kokudan anlamıştı. Üstelik saçını da taramış üstüne modern eşofmanlardan geçirmişti. Lucia kıkırdamadan kendini alamadı. Ne kadar nefret ettiğini, sinirli olduğunu söylese ve göstersede sadece onun için yapamacağı şey yoktu. Louis merdivenlerden gelen kıkırdamayla gözünü oraya dikti. Bir an olsun kaşları çatılma durumunu bozmuyorlardı. Eline geçirdiği her şeyi fırlatacak hali gerçekten göz korkutucuydu, Lucia yavaş adımlarla hırkasını üstüne çekerek Lounin yanındaki koltuğa oturdu. Gözleri ikisi arasında gidip geliyordu. Harry uyandığında bu suratla karşılacağını tahmin etmiyordur diye mırıldandı Lucia içinden.
Harry içine konulmuş huzurun verdiği rahatlıkla gözlerini rahatsız koltukta araladı, ilk önce bulanıklaşan görüntü bir kaç saniye sonra yerine oturmuştu. Louisin suratı biraz olsun kasılmaya ara verdiğinde gülümsüyor gibiydi. Harrynin dudağı hafifiçe yukarı kıvrıldı. Koltukta doğrulup, ilk önce Louise sonra onu dikkatlice süzen Lucia a baktı. ''Günaydın'' dedi uykunun en tatlı halini anlatan sesiyle. Louis ilk önce tereddüt etse de sessizce ''Günaydın'' dedi. Buruk bir günaydındı bu. O hiç uyuyamamıştı onun için hala gün aydınlanamamıştı.
Louis ani hızla yerinden kalkıp mutfağa ilerledi, dolapları karıştırıp bir şeyler çıkardı. Masaya temiz bir örtü yaydı ve üzerine kahvaltılıkları yerleştirdi. Lucia gördüğü manzaraya şaşırsada bir şeyler söylemek için iyi bir zaman değildi. Aslında o hala Louisin ona kızmasını bekliyordu yaptıkları için.
Kahvaltı da büyük sessizliği bozan çatal ve bıçakların sesleriydi sadece. Kimse konuşmak için çaba göstermiyordu ya da konuşulacak ilk şeyin ne olduğunu bilmiyorlardı. Lucia gergin ortamı rahatlatmak için Harrye dönüp ''Yolculuğun nasıldı?'' diye sordu. Louis gözlerini büyüterek Luciaya çevirdi. Harry bu kolay soruya bile verecek cevabı olmadığını düşünüyordu. ''İyiydi.'' diyebildi salatasını ağzına atarken. ''Yanımdaki adam hep başını omzuma yasladı ama fena değildi.'' Hafif bir gülümseme yerleştirdi suratına. Louis halen dikkatlice onu seyrediyordu, ama söyledikleriyle ilgilenmediği apaçık ortadaydı. ''Ya öyle mi, kötüymüş. Yani birinin başını omzuna koyması. Ah hayır yani tanımadığın birinin, sevmediğin-''Lucia saçmaladığını hissetmişti cümleyi toparlamak için derin bir nefes aldı. Bu gergin ortamda ne kadar alabilirse. ''Bu yüzden uçakla uçmuyorum'' dedi en alakasız şekilde. Harry konunun kapanmasına şükrederek gözlerini Louye çevirdi.
Harry, Lou ile konuşmak için her fırsatı değerlendiriyor ama Louis konuşmamak için elinden geleni yapıyordu. Lucia iş için evden ayrıldığında, Harry evdeki gerginliğin bir çakmakla alev alacağından emindi.
Harry kendinde geldiğini anladığı kokuyla suratını büzüştürdü, otele gitmesi gerekiyordu ama kendinde o gücü bulamıyordu. Banyoya çıktığını anladığı merdivenlerden çıkıp teker teker kapıları araladı. Louisin odasının kapısı kitliydi. Banyoya girip üstündekileri çıkardı, boy aynasında kendini süzdüğünde karnında yumruk yemiş gibi bir morluk vardı. Parmaklarını üzerinde gezdirdiğinde morluk sızlamıştı. Sıcak suyu açıp, bedenini serbest bıraktı. Kasları kasılmıştı, kendini çok fazla sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secrets Are Never Die (We are secret, can't be exposed 2)
Fanfic"Onun varlığını hissetmemeye o kadar alışmıştım ki, şimdi karşımda dururken tek hissettiğim acıydı.."