The Hospital

1.1K 102 57
                                    

Kısa ve Öz oldu anlatmak istediğimi anlattım gelecek bölümler ile ilgili fikriniz olur en azından. Vote ve Yorum artmadığı sürece kısa ve öze devam ederim bebekler.

İthaf Listesi;

@Johannalunawaldorf

@HicranAksit

@Harrynindonu

@jelibonlupattes

@istylinsons

@es_liaison

@larryminati

@demiismybestfriend

@1D2623221918

@MaryJaneFrance

@Ozgeksgl

@AloneWriters

@ozgeislek uzun oldu ama olsun hepinizin ellerini yirim yirim o yorumlar için teşekkürler :)

Tüm koridoru kaplayan parlak ışıklar gözümü alıyordu, başıma giren ağrıyla yattığım sedyede doğrulmaya çalıştım ama Louisin göğsümdeki eli bunu engellemişti. İki tarafımdaki hemşireler ellerinde dosyalar ile hızlıca yanımdan geçip gittiler. Yaklaşık bir saatir hastanedeydik, Louis bazı testler yaptırmamız gerektiğini söyleyip duruyordu ben kendimi yeterince iyi hissediyorum bir sorun olsa anlardım. ''Harry Tomlinson?'' duyduğum şeyle kapalı gözlerimi araladım, başımda ki doktor elinde bazı kağıtlar tutuyordu ve soru sorarcasına gözlerini bana dikti. Louis kıkırdamaya son verip evet anlamında başını salladı. Bir hemşire gelip sedyemi yürütmeye başladı, iki kapılı koca bir odanın önünde durduğumuz da istemsizce gözlerimi Louise kaydırdım bana sorun yok der gibi bakıyordu ama büyük bir sorun vardı. Korkuyordum.

''Bay Tomlinson lütfen gözlerinizi kapatın ve kıpırdamamaya çalışın hiç bir sorun çıkmayacak.'' Söylediği şeyle gözlerimi devirdim Louise bunun hesabını bir an önce sormalıydım. Onay beklercesine bana bakan doktora kafamı sallayıp büyük makinenin içine yerleştim. Bir kaç dakika sonra tamamen içindeydim ve çalıştığında çıkardığı garip sesler beni sinir ediyordu. Gözlerimi açmamak için kendimle savaşa girmek üzereyken sesler kesilmişti kolumda hissettiğim elle irkildim. 

''Geç kalıyoruz.'' diye inledi Mona

Mona mı? Mona ölmüştü.

''Ne?'' dedim beni duymasını umarak. O ise merdivenlere doğru bağırmaya devam etti.

''Hadi seni aptal!'' Kiminle konuştuğunu görmek için merdivenlerden inen yabancıya baktım. Bu bendim. Üzerimde takım elbise vardı ve gerçekten korkunç gözüküyordum. 

''Geldim işte gidelim leydim.'' Kendimi peşlerinden gitmek için zorladığımda kulağımda ki sesler beni durdurmuştu 

''Harold! Harold!'' 

''Doktor, lütfen bir şeyler yapın ona ne oluyor!?'' Louisin acı dolu inlemesiyle gözlerimi açtığımda bedenimin titrediğini fark etmiştim. ''Harry iyi misin? Ne oldu sana?'' Gördüğüm sahne neydi hiç bir fikrim yoktu. Onun kafasını daha fazla karıştırmak istemedim. ''Bilmiyorum'' diye yalan söyledim. 

''Harry giyindin mi?'' Üzerime gömleğimi geçirirken durdum, Louis giysilerimi otelden almayı akıl etmişti. ''Evet'' diye bağırdım. Louis kapıyı yavaşça açtı, gözleri benimle buluştuğunda parlıyorlardı. ''Giyindiğini sanıyordum?'' diye gülümsedi bana yaklaşırken. ''Ben de öyle.'' diye sırıttım. Elleriyle başımı iki yandan kavradı ve alnına yasladı. Kendini tutuyor gibiydi. ''İyi misin?'' başımı salladım. Beni merak etmesine ne kadar sevinsemde üzülmesi canımı yakıyordu. ''Korkuttun beni.'' diye inledi dudaklarıyla saçlarıma öpücük koyarken. ''Özür dilerim'' eğilip yanağına öpücük kondurdum. Soğuktu. ''Giyin ve senin şu beyninin içinde neler olduğuna bir göz atalım.'' göz kırptı ve gülümseyerek odadan çıktı. 

Louis ve ikimizde rahatsız sandalyelerde oturmuş doktorun elindeki kağıtlara bakmayı bitirmesini bekliyorduk ve bu rahatsız ediciydi sonuçta beynimi inceliyordu. Kısmen özelim sayılmaz mı? Louisin garip öksürük seansından sonra yaşlı adam gözlerini benim üzerimde gezdirdi sanki söyleyecek doğru kelimeleri arıyordu. ''Bakın bunu sanırım hastanın yakınıyla özel olarak konuşsam daha iyi olacak.'' Kafamı hayır anlamında salladım. Duymak istiyordum. ''Sorun değil.'' dedi Louis bana bakarak ''Öğrenmemiz gerek ikimizinde.'' 

Doktor derin bir nefes aldı ve masanın üzerinde ellerini birleştirdi. ''Bay Tomlinson'' derken sözünü kestim ''Styles.'' Louisin bakışlarını es geçerek doktora döndüm. ''Bay Styles Pick hastalığına yakalanmış.'' devam etmesi için başımı salladım. ''Alzheimer den sonra gelen ikinci hastalıktır ve etkileri ona nazaran daha güçlüdür. Bay Styles şimdiden hafıza kayıpları ve eksik görüntüler yaşamaya başlamış bunun için iki yıl gerekir. Erken teşhis için geç kalınmış.'' Louisin kaskatı suratı kendini tuttuğunun belirtisiydi. ''Bu hastalık çok yavaş ilerler ve acı verir. Psikolojik bozukluklar, davranış problemleri ve kişilik sorunları yaşar hasta.'' Boğazımda koca bir yumru oluşmuştu ve devamını duymak istediğimden emin değildim. ''Karşısındaki kişiye olan ilgisi azalır. Konuşmada güçlük çeker ve hareketleri kısıtlanır. Daha sonra yeniden eskiye doğru her şeyi unutmaya başlar.'' Doktor cümlesini bitirdiğinde gözlerim  Louisi aradı ama o kapıyı hızlıca çarpıp dışarı çıkmıştı.

''Louis'' ağlamak üzereydim. Yaşayacaklarım bir bir gözümün önünde canlanmıştı ve tek düşündüğüm Louisin çekeceği acıydı. Asla buraya dönmemeliydim onu tekrar üzemezdim. Louis soğuk duvardan aşağı çömeldi, ellerini dizlerinin etrafına sardı ve başını oraya yerleştirdi. Hıçkırık seslerini duyuyordum. Yanına gidip elimi saçlarından geçirdim sıkıca sarıldım ona. ''Seni bırakmayacağım biliyorsun, bir daha asla.'' dedim ıslak yanaklarına öpücükler kondurarak. ''Seni iki kez zaten kaybettiğimi düşünmüştüm Harry.'' gözleri kıpkırmızıydı ''Ve şimdi bana temelli kaybedeceğimi söylüyorlar bir daha geri dönüşü olmayan bir yol Harold. Ben ne yapmalıyım bilmiyorum.'' Keşke ona verebilecek bir cevabım olsaydı, en az onun kadar mahvolmuştum. 

The Secrets Are Never Die (We are secret, can't be exposed 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin