Kd.2

16 3 0
                                    


Oturduğum yerden kalktım. Eve zaten geç kalmıştım daha fazla geç gitmemeliydim. Bulunuduğum yerin ne güzel bir manzarası ne de herhangi bir özelliği vardı. Alt mahallemizdeki eski binanın arka bahçesiydi. Ama benim geleceğim en güzel yerdi burası.

"Ne zaman vazgeçeceksin ?" kulaklarıma ulaşan sesi ile bedenim taş kesildi.

Uzun zaman sonra ilk defa onu görecektim. Onu özlemiştim. Eskiden olduğumuz gibi olsaydık ona hiç çekinmeden sarılırdım. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi olamazdı.

Arkamı dönerek onun bedenine baktım. Aynıydı. Ayağındaki spor ayakkabıları siyah pantolonu,gri renkte tişörtü vardı.

Benim üzerimde ise artık bol gelen kotum ve bol tişörtüm vardı. Ve tabiî ki onun ceketi vardı bedenimi saran.

"Vazgeç artık. Her gün buraya gelip iki saat oturuyorsun. Her gün ağlıyorsun. Şu haline bak." Dedi eli ile bedenimi göstererek

"Benim için olmamalı bunlar. Yok oluyorsun görmüyor musun? Neden kendini bunu yapıyorsun? Neden beni üzüyorsun?"

"Ben seni seviyorum" dedim arkasından hıçkırıklarımı çoğaltarak.

Yanıma yaklaştı. Karşımda durdu.

"Bak artık yeter! Milyonlarca insan arasında neden ben? Seni sevmeyi denedim ama aklımda o varken olmuyor bunu en iyi sen biliyorsun."

"Biliyorum. En iyi ben bilirim." Dedim histerik bir gülümseme ile.

"Onu ne kadar çok sevdiğini, onun için ne acılar çektiğini ,gelip bana onun nasıl güldüğünü ,nasıl baktığını , nasıl ağladığını, senin o ağladığı için gelip bana ağladığını en iyi ben bilirim!" dedim onunla yaşadığımız anılar gözlerimde canlanırken.

"Ama o ne yaptı Berk ? O ne yaptı!" dedim hiddetle.

"Seni aldattı.Seni çektiğin acılara gömdü değil mi Berk?" ellimle yüzümde birikmiş yaşları sildim. Sesimi kısıklaştırdım ve devam ettim.

"Sen yine bana geldin. O günü asla unutmam. Canım çok yanmıştı. Beni aradın 'gel' dedin.' Sana çok ihtiyacım var. ' Evden o saatte çıkmam benim için büyük bir sorundu.Ama geldim. Her şeye rağmen buraya geldim. Duvara yaslanmıştın. Dizlerini karnına çekmiş ağlıyordun. O halin aklıma geldikçe bile boğuluyorum. Hemen yanına geldim. Ağlamana daha fazla dayanamamıştım ve ağlamaya başlamıştım. Sen onun için ağlıyordun. Ben ise senin için. Beni sevmemen umurumda değildi. Ama ağlaman çok koyuyordu be. Dünyam duruyordu,ölmek istiyordum. Sana yalvarıyordum ağlama diye ama beni duymuyordun bile. Sonra sinir krizi geçirdin. 'neden' deyip duruyordun. Neden beni sevmedi ? Sana ne diyebilirdim ki? Bunun cevabı ne olurdu sence? Bana sarıldın. O an mutlu mu olsam yoksa üzülsem mi bilemedim. Sanki bana ona sarıldığın gibi sarılıyordun. Mutluydum ama bir o kadar da acı içinde. Sonra sakinleştin. Bana her şeyi anlattın. Sana mutlu olacağını söyleyip duruyordum. Diyecek hiçbir şeyim yoktu ki. Orada seninle saatlerce oturduk. Evde beni azarlar bekliyordu , öfke bekliyordu. Ama gitmedim. Seni tek bırakıp gitmemek için. Sonra evlerimize gittik. Canım daha ne kadar acırdı bilemiyordum. Hiç uyumadım. Onunla konuşmaya gittim. Sırf sen daha fazla üzülme diye. Onu bir şekilde ikna ettim. Seninle konuştu. "

Uzun konuşmamın ardından artık susmayı başardım. Bana bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Artık o ağladığı için üzülmeyeceğim. Parçalarım artık kırılmıyor ki.

"Aslında ben çok aptalım. Sana olan aşkıma bak. Dünyayı kurtarıyorum sanki. Kör kütük ettin beni. Bu aptal kalbime engel olamadım ve şimdi hayatımın merkezi oldun.Ben her şeyi biliyordum senin değil mi? Sen ise benim hakkımda her şeyi bildiğini sanırdın. Oysa bilmezdin geceleri senin için akan göz yaşlarımı, bilmezdin sesindeki o sevinç için mutlu olduğumu. "

Bir süre durdum.Artık ağlıyordu.

"Ama sen merak etme. Sen her zamanki gibi bencil olmaya devam et. O zaman daha az canımı yanıyordu. Ben zaten kurtulacağım. Bitecek bu aşkım. Hepsi ama hepsi yok olacak. Söz veriyorum. Artık yok."

"Bu ne demek?"

"Bitecek işte her şey. Ne sen kalacaksın ne de acılarım. Bitireceğim hepsini"

"Ne yapacaksın? İntihar etmeyi sakın düşünme"

"Ben gidiyorum. Kuzenimin yanına"

"Ama orası senin için tehlikeli. Kuzenin olacak o şerefsiz daha önce neler yaptı biliyorsun."

"Sence daha ne kadar canım yanabilir?" ve devam ettim. "Gidiyorum işte sende daha fazla kendini suçlu hissedip üzülme."

"Sana inanmıyorum. Bu durumda bile niye beni düşünüyorsun?"

Dediklerini duymamazlıktan geldim. "Sana son bir kez sarılabilir miyim? Lütfen!"

Kollarını açtı. Beni kendine çekti. Kollarımı sırtına sardım. Başımı göğsüne gömdüm. Burnuma huzur bulduğum kokusu ulaştı. Derince içime çektim.

"Senin için her zaman burada olacağım unutma. Lütfen bir daha sana sarıldığımda iskelete sarılıyormuş gibi hissetmeyeyim."

Bir daha sarılma şansımız olur muydu?

Gülümsedim. "Hissetmezsin" dedim. Belki de varlığımı bile hissetmeyecekti.

Ondan ne kadar ayrılmak istemesem de zorundaydım.

Son kez yüzüne baktım. Parmak uçlarımla yükselip yanağını öptüm. Gözlerimle onu aklıma kazımak istercesine bakıyordum.

Arkamı döndüm. Artık gidiyordum.

Son bir kez baktım. Onu görmeyecek olma ihtimalim yüksekti.

Bir adım attım ruhumu yitirdiğim cehenneme. Artık orası evim olacaktı sanırım.

Ve önündeyim. Cehennemim tam karşımda.

Soyer Özel Ruh Sağlık Merkezi

Bir adım daha ve işte başlıyor.


Karanlıktan DoğanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin