M.1.15

295 23 8
                                    

***

Buna engel olamıyorum, sana aşık oluyorum.
Senin hareketlerin beni sarhoş ediyor.

***

Hayatımda yaşadığım en gergin anı sorsalar herhalde bugünü söylerdim. Sevdiğim üç insanla aynı masadaydım. Normal arkadaşlara sahip normal bir insan olsaydım, büyük ihtimalle bugün en mutlu günüm olurdu. Ama maalesef ki hiç de normal bir insan değildim. Doğal olarak da normal arkadaşlarım yoktu. Masada üç tane dolu ve bir tane boş soju bardağı vardı. Benimki dolu kalmayı başaramıyordu çünkü. Gerginlikten sürekli bardağımı doldurup içiyordum. Bunu fark etmedikleri belliydi. Birbirlerine ölümcül bakışlar atmakla meşgul olan Ma Roo ve Chang Wook ve onları şüpheci bakışlarla süzen bir Ha Won vardı. Ben şu an değil birinci plan, sekizinci plan da bile değildim. Çünkü sekiz bardak içmiştim ama hala bana dur diyen olmamıştı. Benimle ilgilenen kimse yoktu.

"Demek artık sevgilisiniz." dedi Ha Won iç çekerek. Chang Wook delici bakışlarını Ma Roo'dan Ha Won'a çevirdi. Ölümcül bakışlarının yerini tatlı bakışlar aldı.

"Evet, öyleyiz." dedi Chang Wook tatlı bir gülümsemeyle. Bir bardağı daha boğazımdan aşağı yolladım. Soju boğazımı yakarak mideme giden yolu takip etti.

"Herkesin içinde rezil ettiğin biri ile sevgili olman hayli şaşırtıcı!" dedi Ma Roo alaycı bir sesle. Ha Won yumruğunu Ma Roo'nun koluna geçirdi. Evet! Ma Roo ve alaycılığı için bir bardak daha... İlk defa çift haneleri rakamlara geçtin. Bravo sana, Yeom Mi! Bunun şerefine bir tane daha içebilirsin!

"Geçmişin bir önemi yok. Şu an benimle ve mutlu. Bu yeterli!" dedi Chang Wook sıkılı dişlerinin arasından.

"Mutlu mu?!" dedi Ma Roo bir kahkaha atarak. Kafasını geriye attı ve bir süre güldü. Ha Won onu dürttü. Ama Ma Roo'nun buna aldırış ettiği pek söylenemezdi. Bir bardak daha içerken elim acıyan göğsüme gitti. Büyük ihtimalle vücudum artık durmamı söylüyordu. İç çektim. En azından bugün bana izin vermeliydi.

"Demek mutlu olduğunu düşünüyorsun. O zaman neden geldiğinden beri ağzını bıçak açmıyor? Neden sadece içiyor? Neden eli şu an kalbinde ve yüzünde acı dolu bir ifade var? Bu soruların cevabını biliyor musun? Ben biliyorum! Onu tanıyan da benim, onu anlayan da! Ve onun yanında olan da benim! Her zaman..." dedi Ma Roo öfkeyle sesini yükselterek. Chang Wook'nun bakışları hızla bana döndü. Gözleri önce acı bir ifadenin olduğunu bildiğim yüzüme ardından kalbimin üstünde duran elime baktı. Endişeyle çatıldı kaşları. Eli yanağımı tuttu.

"İyi misin?" dedi korku dolu bir sesle. Yanağımın üstünde duran elini indirdim. Biraz sendeleyerek de olsa oturduğum sandalyeden kalktım. Ma Roo ve Ha Won'a döndüm. Yüzlerine odaklanmayı bir nebze de olsa başarınca parmağımı kaldırıp onlara doğru salladım.

"Siz! İkiniz! Onu böyle sorgulayacak yetkiyi nereden buluyorsunuz?! Aigoo! Yetki mi dedim?! Ne kadar da olgun kelimeler kullanır oldum! Nasıl da yaşlandım?! Ne diyordum ben?! Hah! Siz ikiniz ona dokunamazsınız. Onu ben on beş yıl bekledim! Bu ne demek biliyor musunuz?" dedim kaşlarımı çatarak. Ha Won kafasını eğdi. Ma Roo iç çekip yüzüme baktı. Beynimin daha alkolle yıkanmamış bir yanı söylediğim sözlerden pişman oldu onun bakışıyla.

"Biliyorum." dedi az duyulan bir sesle. Bir süre ona baktım. Kalbim hüzünle doldu. Elim tekrar kalbime gitti. Ma Roo'nun yüzündeki incinmiş ifadenin yerini endişe aldı. Hızla bana doğru uzanıp kalbimin üstünde duran elimi tuttu.

"Şaka yaptım! Sadece şakaydı. Sana sinirli olduğum için söyledim. Hemen de kandın!" dedi gülerek. Dudaklarında bir kahkaha vardı ama gözlerindeki endişe yerindeydi. Elini ittirdim.

"Yalancı! Bunu üzülmeyeyim diye söylüyorsun. On yedi sene sonra bana ilk defa yalan söylüyorsun! En nefret ettiğim şey olduğunu bile bile hem de!" dedim öfkeyle. Yüzünde pişman bir ifade belirdi. Chang Wook'ya döndüm.

"Aslında sana da öfkeliyim ama şu an beni eve götürmen gerekiyor. Senin cezanı sonraya bırakıyorum. Şimdi izin verirsen, biraz uyuyacağım!" dedim ve kendimi alkolün verdiği bulanıklığa teslim edip Chang Wook'un kollarına bıraktım.


Şarkı: EXO_ Ko Ko Bop

Casperlarım!

Ben geldim! Sizleri özledim. İş yoğunluğundan dolayı yazamamıştım. Üzülüyordum. Neyse ki zor da olsa vakit bulup bir çırpıda yazıverdim. Umarım beğenmişsinizdir. Yorgunluktan bitap bir haldeyim. O yüzden bu gece kocama methiyeler düzemeyeceğim. Sadece onu sevdiğimi bilsin yeter. Siz de sizi sevdiğimi bilin. Her zaman canımın içi Casperlarımsınız! Kendinize iyi bakın! Havalar dikkat edin!

Saranghae

Deniz UZAY

Mindeulle // Ji Chang Wook & Park Hae JinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin