Derin Kaya
Odama geçiş yapmamla hazırlanmayı pas geçmiş ve her zaman kitap okuduğum camın önündeki geniş koltuğuma yerleşmiş ve kitabımı elime almıştım.Kahvemi ise önümdeki masaya bırakmıştım.Daha yeni başladığım kitabı alıp okumaya başlamıştım.Kitap okumayı seviyordum.Çünkü beni başka bir dünyaya götürüyordu.Sanki kendimi hikayedeki kahraman gibi hissediyordum.Kendimi kitaba kaptırmış bir şekilde okumaya devam ederken,odamın kapısı çalınmadan içeri biri daldı.
''Sen neden hala hazırlanmadın Derin?!'' Bu annemdi.Her zaman yaptığı gibi başımın üstünde dikilip beni azarlamaya devam etti.
''Yeter sus! Ve beni azarlaman bittiyse şimdi defol!''
''Ben seni azarlamıyorum Derin ayrıca benimle düzgün konuş,ben senin annenim.''
''Sen benim annem değilsin! Eğer olsaydın bana azıcık değer verip,günlük sinirini bende çıkarmazdın!''
''Derin seni tekrar uyarıyorum benimle doğru konuş!''
''konuşmazsam ne olur ki? Bana vurur musun?!''
Oda da yankılanan sert sesle,benim başımda sağa savrulmuştu.Bana vurmuştu!
Tam ona demediğimi bırakmayıp karşılık verecemtim ki,çoktan gitmişti.Lanet olsun.
''Nefret ediyorum senden lanet olası! Nerden girdim hayatıma! Keşke doğurmasaydın beni! Geber!'' Daha birçok şey saydırarak siniri atmaya çalıştım.Duvarlara yumruk ve tekme atmaya başladım.Artık vücudum ayakta durma direnci bulamayınca yere çöktüm.Hala sinirliydim.Saçlarımı çekiştirip,kafama vuruyordum.Bir yandan da ağlıyordum.Beni kimse durdurmuyor ve yanıma gelmiyorlardı.Çünkü ne yapacağımı biliyolardı.Sinirlenince çok ağır şeyler yapabilen bir insanım.Kimse beni durdurmaya hiç bir zaman cesaret edemezdi.Herkes kendi kendime sakinleşmemi beklerdi.Bu yüzden ara sıra sinir ilaçları alıyordum.
Biraz daha kendimi iyi hissedince güçlükle ayağa kalktım ve odamdaki lavaboya ilerledim.Aynaya bakmadan yüzümü yıkamaya başladım.Aynaya bakarsam ne kadar çirkin gözükçeğimi biliyordum.Bir de onla uğraşamazdım.
Lavabodan çıkarak,kıyafet odama doğru yürüdüm.Sade olmasına dikkat ederek askıdan gri bir etek,beyaz salaş bir gömlek,boynumu kaplayan bir kolye taktım.Son olarak topuklu ayakkabılarımı giyerek,saçımı tarayıp odadan çıktım.
Koridorda ilerlerken,karşımdaki çalışma odasından babam çıktı.Yüzünde bir tebessüm oluşturarak kollarını bana açtı.Hızlı adımlarla onu yanına giderek sıcacık kollarının arasına girdim.
''Nasılsın bakalım prenses?''
''Kötü.''
''Kim seni üzdü bakalım?''
''Annem.Baba cidden sıkıldım artık biliyorsun ve sende görüyorsun.Bana tokat attı.''dedim ve ondan ayrıldım.Babam bana kaşlarını çatarak baktı.
''Tamam meleğim sen üzülme ben onunla konuşacağım.''Dedi ve yanağımı öptü.
''Şimdi aşağı inelim ve bu konuyu senle daha uzun bir şekilde müsait olduğumuzda konuşalım.Birazdan misafirlerimiz gelir.'' Diye konuşmasını devam ettirdi ve beni kolunun altına alıp merdivenlere yönlendirdi.
''Şey...baba bu arada arabayı çarptım.Büyük bir hasar var anladığım kadarıyla.''
''Sen iyisin değil mi kızım?''
''Evet benim bir şeyim yok.''
''Önemli olan bu zaten.Arabayı nerede çarptın tam olarak?''
''Sahil yakınlarında.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
Jugendliteratur''Burası için fazla küçük değil misin ufaklık?''dedi bana ukala bir tavır sergileyerek bana karşı hala gevşekçe sırıtarak yüzüme bakıyordu. ''Sende pek büyük sayılmazsın,şimdi önümden çekil babamın yanına gitmem lazım.''dedim kenara kaymasını bekl...